Ünlü bir avcının yaşadığı yemyeşil orman içinde güzel bir çiftlik varmış.Avcının merakı da tilki avlamakmış. Avladığı tilkilerin postunu da çiftlikte bir odada sırayla asıyormuş. daha sonra şehri inip satarmış.Günlerden bir gün Çiftliğinde kümes hayvanlarından tavuk ve kazlardan her gün bir tanesinin eksildiğini fark eder.
Bunun üzerine kümese giden bütün yolları ve kapıları kapatır.Ama sonuç nafile .Her akşam bir tavuk yada kaz eksiliyor.Bu avcıyı çok rahatsız eder.Sıkıntıdan gözlerine uyku girmez.Benim gibi usta bir avcı nasıl bunu çözemez diyerek gece kümesin kapısında nöbet tutar.Sabah olur.Kümesi kontrol eder.Bakar ki; yine bir tavuk bir hayvan tarafından parçalanmış bir şekilde yerde .
En sonunda odaları akşam tek tek kontrol eder ve kümesin başında nöbet tutmaya başlar.O sırada aklına tek bir odayı kontrol etmediğini hatırlar.Tilkilerin postunu astığı odaya girer.Bakar ki; postlardan başka bir şey yok onlarda duvarda asılı.Postları kontrol eder.Bir post dikkatini çeker.biraz sıcaktır.ama yine bir şey anlamaz.beklemeye başlar birde bakar ki;Tilkinin biri gelip bir hayvana saldırmaya çalışır.bir köşede bekler ve peşine verir.Ttilki post olan odaya girip kaybolur.odayı alt üst eder fakat bulamaz.nihayet birde postları kontrol edeyim.diye düşünür.postlardan birine geldiğinde yine sıcak olduğunu hisseder.meğerse tilki kendini gelip büyük bir postun içinde duvarda asılı bir şekilde saklıyormuş.onu orada canlı olarak boynundan yakalar.Gerçekten tilkiler kurnazmış diye söylenir.ve derin bir nefes alır.