- 1783 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
İDAM CEZASI
İDAM CEZASI
Ne mağdurlar üzülsün,
Ne de millet kasılsın.
Tecavüzcü katiller,
Yargılansın asılsın.
Hukuk eğitimi almadık ama bu toplumdaki hukuksuzlukları, adalet sistemindeki aksaklıkları, yargının çoğu zaman mazlumun değil zalimin yanında konumlanmasını açık ve net bir şekilde görebilecek konumdayız.
Lügât anlamıyla ceza; Suç işleyen bir kimsenin yaşantısına, özgürlüğüne, mallarına, onuruna karşı devletin koyduğu sınırlama. Kötü davranışın, suçun ya da hatanın karşılığıdır. Hâlâ pek çok ülkede geçerli olan tarifiyle suç işleyen kişiye işlediği suç nispetinde acı çektirilmesi ya da bir şeyden mahrum bırakılmasıdır.
Adalet mekanizmasını denetiminde tutan devlet, cezalandırma işini, yani haklı ve mağdur tarafın hakkını vermede hem de suçlu ve zalim tarafın suçuna münasip cezalandırmada millet adına yetki kullanırken, milletin duygu ve vicdanını dikkate almak zorundadır.
İdam cezasının tekrar gündeme geldiği şu günlerde Türkiye’nin yakın geçmişine dönüp baktığımızda, 1999-2002 arasında ANASOL-M koalisyon hükümeti idaresinde Kemal Derviş yasaları olarak anılan ve 15 günde AB uyum yasaları adı altında çıkartılan 15 yasadan birinin de idam cezasının kaldırılması olduğu görülür. O günün halkçıları ve milliyetçileri referandumla halka müracaat etseydi, idam cezasının kalkması mümkün değildi. Bu millet gereğini yapardı.
Apo’nun seçim öncesi tesliminin, seçim sonuçlarını etkileme amacına yönelik hesaplara ilaveten Apo’nun idam edilmemesi şartının da bir gereği olarak idam cezası millete sorulmadan kaldırıldı. Dönemin Başbakanı Ecevit’in “Öcalan’ın teslim edilmesinin sebebini hâlâ anlayabilmiş değilim” ifadesindeki geçersizlik bir yana, idam cezasının kaldırılması ile bebek katili terörist başı Apo’nun bile hayatı ömür boyu garantiye alındı.
Bu gün toplumun yaşadığı sorunların temelinde ahlâkî ve manevî çöküş yatıyor. Vicdansızlığın tavan yaptığı, hesap günü ve ilahi adalet anlayışının kaybolduğu, ferdî otokontrol sisteminin çalışmadığı bir ortamda her yıl binlerce yavrumuz kayboluyor, tecavüze ve istismara uğruyor, organ mafyalarının ve sapıkların kurbanı olup canlarına kıyılıyor...
Binlerce ana baba yüreğine evlat acısı çöküyor, binlerce ocağa ateş düşüyor... Ahlâki terör zirve yapıyor... Sokak ortasında aleni cinayetler işleniyor... Suç oranları hızla artıyor ve cezaevleri doluluk rekorları kırıyor... İşlenen suçla orantılı bir ceza sisteminin olmaması, yaptıklarının yanlarına kâr kalması da katillerin, canilerin ve sapıkların korkusuzca ve pervasızca suç işlemesine zemin oluşturuyor. Ayrıca zaman zaman mağdurlara, maktüllerin ailelerine sorulmadan çıkartılan genel aflarla 3-5 yıl yatarak cezadan yırtanlar topluma dehşet saçmaya devam ediyor.
Mağdur taraf olarak benim affedip/affetmeme yetkimi ve hakkımı kim, nasıl ve hangi yetkiyle benim elimden alabilir? Üstelik pek çok şeyi bize dayatan batı ülkelerinde, belirli ağır suç işleyen katiller, sapıklar ve topluma tehdit oluşturanlar -bizdeki toptancı anlayışa aykırı olarak- genel af kapsamı dışında tutuluyor.
Milletin adalet duygusunu zedeleyen, vicdanları yaralayan, yürekleri kanatan ve sosyal infiale sebep olan suçlara karşı emniyet duygusunun temini adına, caydırıcılığı arttırmak için idam cezası geri gelmeli ve tavizsiz uygulanmalıdır.
İdam cezası verilen en ağır cezadır; belirli ağır suçlara verilen ve çağdaş dünyada pek çok ülkede uygulanan özel bir cezadır. Sadece sosyal hayatta ve vicdanlarda infial yaratan suçları işlemeye niyetleri olanları en etkili şekilde caydırmak için değil, insanların vicdanındaki adaleti ve adalete olan güveni temin etmek amacıyla idam geri gelmelidir.
Halka sorularak referandum yoluyla, gerekli hukuki düzenlemelerin bir an evvel yapılıp Türk ceza sisteminde idamın geri getirilmesi için Türkiye genelinde başlatılan imza kampanyasına ilk imza benden. Tüm milletimizi de bu kampanyaya katılmaya davet ediyorum.
Gazi Hüseyin KILBAŞ
YORUMLAR
Ceza Hukukumuz İtalya'dan. Usul ve icra Hukukumuz İsviçre'den. Medeni Kanunumuz İsviçre'den. Ticaret Hukukumuz Almanya'dan alınmıştır...Bize ait olmayan, sahte, yapay, sırf dini ve Osmanlıyı egale etme adına ithal bir hukuk sistemi...Adam kadına tecavüz edecek, sonra 6 ayda dışarı çıkacak, onunda eşi gelip adamı vuracak 20 yıl yatacak..al sana adalet.....Adaletein düzelmesini eşek arılaruı ve çeteler ve cuntacılar istemez....
HüseyinGazi
Eşşek arıları, cuntacılar, çeteler istemese de adalet bir gün gelecek, gelmeli.
Yarasaların gözleri güneşten rahatsız olsa da güneş gene doğacak.
Eyvallah dostum, teşekkürlerimle.