- 628 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
KARALAMA YAZILARIM
karalama yazılarım
..saçlarına çiçek takılı sevgilim ..duygulu yalnızlıkların benim olsun .. ..böyle bir gök altında şafak içinde açan güneşin ışıkları üzerime doğmalı buna değer görüyorum kaçıp bir denizin sahiline oradan çıkmamayı seninle olunca ..sudaki taş yatan bir baş ve uzun saçların işte mutluluğun resmi.. çığlıklarım sahilde martı çığlıklarına iskeleye yanaşan vapurun siren seslerine karışıyor çok kalabalık şehir ve ben sadece dikkate gelmez küçük bir noktayım ..belki kar yağacak kar ve şehir kar ve insan kar ve çiçek uzakta dağ beyaz bir tülbent olacak..ve çığlığımı kesen kar bugün yağar da yağar .. ..bu kusursuz bu muhteşem güzel yeryüzünü kalpsiz ve hoyratça harcayan insana ne demeli bir kalbi olan taşın-toprağın-dağın-yeşilin-mavinin hayata sevincini ne hale getiren kalpsiz insana ve onun dünyasına ne etmeli..? ..kuşatılmış azablar içinde olmak hayatımızı ne hale getirir ve buna dayanan insanların sabrı ve iradesi hayalleri ve yarınları bugünü ve az sonrası okunmaya değer olmalı...halkı müslüman toprakların işgal-işkence-istila ve terör altındaki yaşanılanlar emperyalist rus-abd-çin-fransa-ingiltere ve diğer ab ülkeleri hepsi aynı tezgah ve entrika terör devletleri…dünya hiristiyan ve yahudi ittifakları cinayet şebekelerinin dünyamıza yaşattıkları doğru okunursa batı medeniyetinin arka yüzü gerçeğini fark edecektir insan....bazen gök öyle bir renk ve hal içinde olur ki insanın çıkışına ışığı yakalamasına ve yolunu bulmasına yardımcı olur zihni açılır yaşama sevinci doldurur içine ..evet gökyüzü kadar deniz ve bir insanın hıçkırıkları kadar parçalı denizin hüzünlü hali..bilmiyorum sevgilim bilmiyorum ne oldu bana ne oldu .. sessizliğimi ve dilimi çözen aşk ...neredesin sahi..* ..kıskançlıklar sarılı dünyamız her bir taraftan bizi, rahat bırakmıyor .. ..ne esrarlı bir güzergah insanı büyülüyor sanki yürümek ve kalmak isterdim iki taraflı ağaçlı bu patikada... ..evet beklerken seni hangi güzel duygularla yoğruluyordum kimse bilmez .. sevincinden gök baharlar yaşıyor sen gülümseyince .. ..işte böyle ey sevgili seni yoran ne varsa her şeyi silmek istiyorum sen iyi ol yeter ....ölümlü dünya ölümler yaşatmaktan farksız kaskatı ve acımasız davranıyor şu zalim batı medeniyeti denilen tek dişi kalmış canavar ülkeler…doğumun ve ölümün hikmetini bilmeyen dünya döndükçe hayatın sırrına vakıf olmayan zalim insanlar nemrud ve firavun üreten batı .. ..defalarca ölümü yaşıyor ruhum defalarca gülmüyor yüzüm bir çiçeğin bana verdiğini vermiyor insanlar ..bu resmin bu gül bahçesi kokulu dünyanın bende açtığı duygu titreşimlerini durduramıyorum doğrusu .. ..bu nasıl bir fotoğraf..ilk an irkiliyor insan.. ..işte sessizliğim işte ruh dinginliğim benim..işte duygu güzelliğimin derin akşamı..iki tarafı ağaçlı yol benim çıkmadığım uzun yürüyüş özlemlerimdir..ağaçlar bu renk şıklığına nasıl girmişlerdir....ağaçlar da insanlar gibi mevsimlik giysileri..modayı izliyorlar.. ..ağaçların sessizliği ve güz tadında bir rüzgar..işte gezinebileceğim yerler....her şey her yer kül...yıkılınca başına insanın beklenmedik sıkıntılar .. ..küllere bulanmış hayatıma baharı yaşatacak hiç bir müjdeli haber ufukta görünmüyor ve ben bu yüzden kül rengini bu renkle çerçevelenmiş bir yalnızlığı hep sever oldum..kül olmak..kül olmak mı ? neden ..niçin bu umutsuzluk şiirleri..bu şiiri yazdığım günü düşünüyorum..binlerce bulutun içinde geziyordum...ve ateş yakanların yanında kaldım bırakıp gittiler küllerini....en sevimli böceklerden hayvanlara kadar hepsinin en güzel renklerini görüyorum gökyüzünde ..sevgilimi çağırıyorum işittiremiyorum bir daha başka bir dünyada bulsun beni .. .bu şiire şiirin anlattığı gökyüzünü istiyorum demiştim ..sen de yoksun bugünlerde…hayat ve yaratılış zıt kutupların güzelliği sanki ...kar ve sıcacık güzel bir renk çiçek...nasıl da koyun koyuna güzel duruyorlar...göz en hayati bakış penceremiz buğulanmasına bile razı olamadığım seven gözleri hiç bir zaman ıslak bırakamam onları ıslak görmek bana dehşet verir .. buğulu bir bakış..doğanın sessizliği en sade en maSUM.. ..insan namaz kılan insan olmadıkça ömrü esaret ve şirk içinde cahilane geçecektir ömrü oysa yaratılış sırrına zulüm yaptıkça insanoğlu iflah olmaz hiç bir zaman .. sevgisizlik ve anlayışsızlığın ne hale getirdiğinin resmidir bugünkü diktatörlerin iğrenç sömürüleri bahar gülüşlü yeryüzünü …korktum duyup okudukça yıllarca süren zalim iktidarların neler yaptığını insana ve halkına ve yeryüzüne ..Allah’u ekber subhanallah uyanışıdır bu halkların kendi iç dinamikleri ile...uzanıp yatmış devrilmiş bir ağaç hissi gelir bazen bana sahillerin birinde...yosun kokusu ve deniz yine yanı başımda ama ben yığılıp kalmışım ne kadar duygulu bir gün ...imdaaaatttt....uffff.. puslu bir nisan sabahı şimdi şehir yavaş yavaş aydınlanıyor.. .sessiz kendi halinde mecrasında akıp giden şu sadeliğe güzelliğe bakar mısınız ?... bir deste gül gibi ...ne güzel olmalı güllerin duruşu …bulutların bir derdi var onların dilinden ben anlarım bırakın geçsinler başımın üzerinden…ulvi sesler hiç aralıksız sürmeli ruhumuzun tellerinde ... ağaçların sessiz sakin bekleyişleri hiç usançsız ve sebatkarane.. ..inci yüzlü yüzlülerin bilinmez iç karanlık denklem denklemsizlikleri …veya içi de yüzü gibi inci yüzlüler …kaçıncı kızıl dansını yaptı güneş o aradığım mutluluğu hiç göstermedi .. dinlendirici bir tatile ne kadar muhtacım….yarım bırakılmış şiirlerimden biri daha işte hayat da böyle...çok aceleye geldi yazdıklarım…avuçlarımı tutan avuçlarını hep hisseder oluyorum bugün çok soğuktu şehir bugün çok üşümüştü ellerim avuçlarım ...gülleri tutan ellerini avuçlarını hatırıma getirdim havanın soğuğu da üşümem de geçmişti .. ..ansızın duyduğum ses oldun bana biliyor musun ?... kalbini dinliyorum ...o kadar ihtiyacım olan o tik takları..
..bu kalpsiz dünyaya ne yapmalı..bu ne kalpsizlik ... ..halimizin çıkış yolu derdimizin dermanı bir kalbin sevgi merhemi değil mi ? ..kalpsizlik kadar kalpsizlik var mı ?.. ..gök ve deniz ne kadar ilgiye ve sevgiye ihtiyacı var halde..ama ileride bir umut bir beyaz bakış uzanıyor güneş çıkacak gibi..
şehrin üzerine akşam yorgunluğu düşmüş güneş ışıkları son çırpınış gibi... ..deniz ve bir yelkenli..deniz ve gök bir dağ el ele beni çağırıyor.. işte muhteşem bir derinlik..sessizlik ve etkileyici duruluk…..kendimizi ve kişiliğimizi hayatımızı ve ölümü ve sonrasını ..salih amellerle yürüyen bir insan olmamızın hareket noktasıdır nebi’nin hayatını okumak ve hayata geçirmek..mesajı alabilmek önemli..maksat o yüzyıla geri dönmek değil maksat o tarihin o dönemin mesajını almak..
Mustafa kaya
01.04.2011/Çengelköy
www.mustafakaya.net
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.