- 773 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ABURLU BİRŞEY GETİRİN! ARDAHAN ÖYKÜLERİ-176
Deve hurma sıçanda.
Keçinin Çelebi Efendi olma olduğunda.
Goravel bir köy.
Bir mehman köye gelmiş.
Onuncu tütüne misafirlik edecekmiş.
Kapıları çalmış.
Kapının biri tıklamayı işitince, açmış.
Kırık kapıyı açıvermiş ev sahibi.
Diğer kapılar kalın ve mökkem... açmamışlar.
" Kapıları çalan benim kapıları birer birer
Göze görünmem, göze görünmez ölüler."
Kul sıkışmayınca Hızır yetişmezmiş.
Dilenci Adam birkaç günlük açlıkla, ayakta duramıyordu.
Yolda çeşme başında kendileyin dilenciyle sohbet etmiş.
O ondan, o da ondan ekmek ummuş.
İkiside yeminle çıkında birşeyim yok demiş..
Çıkını bu bizim dilenci tersyüz ederek torbanın dibini görsetmiş. Öteki dilenciye.
Bunlar hakikaten aç’mış.
Cıbıldılar... Açtılar!
Cıbılın kabadayısı bizim dilencinin çeşmede rastladığı adamdı.
Kırık kapıyı çalan hurma serabı görendi.
Buyur etti evsahibi, dilenciyi.
Sekiye oturdular. Dilenci ayağına bağdaş kurdu. Tütün sahibleri, hane reisi onu taklit ettiler.
Maymunların taklitlerini izah eden bilimadamları.
Maymun zekası. Soyut kelimeler yerine görsel hayallerle düşünürmüş.
İnsanoğluda taklit yaptığında:
"_ MEYMUNLUK YAPMA!" boşuna dememişler.
Herkes meymun gibi dilenciyi yasladı. Dilenci ayağını uzatıyor, herkes... sırtına yaslanıyor, herkes... Meymun gibi takıldılar.
Adam ne yapsa onlarda. Haydi! Haydi haydi... herkes, de hayde!
_ Akdağmadeni kasaba kadar ufaktan biraz küçük ilçe. Bozkırı aşarak Akdağmaden’e gidiyoruz. Otobüs şöförünü gözlüyorum. Binende tembihledim. Dayı beni Akdağmadende indir! diye.
Bir caddeden geçiyoruz. furun gibi bir yer insanlar kuçağına ekmeği almış fırından çıkmış gidiyorlar. Kahve gibi bir yer gene. İki üç dükkan geçtik.
Şöför:
" _ İn hemşerim Akdağmadeni son durak!."
Biy Yiyen ölsün ola bu kadar mı Akdağmadeni?
Yalnız Allah için Akdağmaden bozkırda yemyeşil bir ada. Onu demeden geçemeyeceğim. Bağlık, bostanlık bir "Yeşil Kağızman" dedi, anlattığı adam.
Benim konuya müdahil olmam mı? Yozgattan geçerken, Akdağmaden yolkenarından, şehir tabelası yanından geçmişizdir.
Merak etmez olur muyum. Merak ededurmuşum? Nasıl yerdir diye. Ve buradan bir çocuk Karabekir İlkokuluna gelmişti. Bir sene beraber okuduk. Sait Kahraman, onun yeğeniydi. Çocuğu merak saikiyle tabelanın önünden her geçtiğimde kafam Akdağmaden’e takılırdı, arkadaşımı düşünürdüm.
Tartışmaya tutuşmuşuz. Bozkır ıslah edilir mi, niye edilmesin?
İsrail çöl değil miydi? Yeşertmediler mi? Bozkır olmak basabas sürecek değil. Nice tabiat şekilleri çalışmakla, teknikle döndürüldü, istenilen doğaya. Haydi; Timur’un fillerini ormanda sakladığını bir kenara bırakıyorum.
Adam sohbete limon sıktı. İki kişi sohbet ederken diğeri konuya katılmamalı. Saygı ve edep- erkan bunu götürmez. Adam sohbete izin isteyerekte dahil olmadı. Hey Allahını seven.
"Buyrun burdan yakın!"
O:
_ Teori ile tasarrufatı ayıramıyoruz. dedi.
Zihinsel becerilerimizi matematik bilmemekliğimizden, geliştiremediğimizden dem vurdu. Buna bağlı olarakta yaratıcılığımızı sufli şeylere tercih edemediğimizden bu türlü handikapla işlenip duruyormuşuz. Hülasa bunları anlattı.
Ben birşey anlamadım. Anladıysam Arap olayım.
_ Pekala siz birşey anladınız mı?
Dilenciye gelelim.
Dilenci sekide yayıldıkça yayılınca. Hane reisi:
_ Nasıl rahatın ey mi? Tanrı misafiri, dedi.
_ Ey ey içgüveyinden hallice. Hep bir hallı turhallıyız.
Hane reisinin karısı, karanlıkta gözleri belli oluyordu sadece:
_ Elti can, ne diyer bu Efendi- Ağa ben birşey kanmış degülüm!
_ Üsteleme kız can, Poğ yiyer işte, haşa burdan haşa cemaattan! diye ablası yaşında eltisine cevap verdi.
Fuzuli’yi bilenler, dermişler:
_ O hayallerini söylenmişlerden değil söylenmemişlerden hiç değil, o imgelerini imkansızlardan örmek istermiş.
Nizami’de Robert Musil’in 1920’lerde yazdığını 1400’ lerde yazmış İskendername’yi ’ For examble’
Hani biz de roman sanatı yoktu!
Nizaminin İskendernamesi Robert Musil’in 1920 de yazdığı bilimsel konuları içerik olarak almış: Niteliksiz adam eseri ile koşut.
Hani biz de roman sanatı yoktu.
Dostoyevisky birşeyler için: Biri bizimle oyun mu oynuyor, demeli.
Biri bizimle oyun mu oynuyor?
Bilen bilmiyenle dalgayı böyle mi geçiyor?
yalçıner yılmaz
03-04-2011
gebze
Ye
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.