Kaysı Ağacının Hayat Serüveni
Kaysı Ağacının Hayat Serüveni
Bir ağacın serüvenin son bulduğu bu gün bir koşuşturmanın bir mücadalenin içinde bayağı bir çalışma olmuştu, Vehbi için.
Yaklaşık iki yıldan beri dünyanın krizde olduğu, Avrupa’nın kemer sıkmaya devam ettiği bu günlerde Narinkale ilçesinin en güzel yerlerinden bir yerde Aşağı Akarlar Mahallesinde yaşamının kıyısında olan bir ağaç da onsekiz ondokuz numaralı hanelerin bulunduğu Altıncızadelerin bahçesindeki nadide bir köşedeki yerini alıyordu: Bu ağaç sert kabuğu, sert yapısı ve cüssesi ile yılların yıpratarak ihtiyarlattığı geniş yapraklı uzun dallı bir kayısı ağacı idi. Tahminen Vehbi’nın dedesi onu 1920’lerde dikmişti ve o iki bina ve onlarca çeşit ağacın üzerinde yer aldığı ondört dönümlük, üst tarafından tali bir yolun alt tarafından ise yaz ayları dışında her daim akan bir derenin bulunduğu, yağmurlarla karların yıprattığı koyu toprak rengi duvarlarla çevrili bir bahçede yaşamaya koyulmuş bu güne kadar gelmişti.
Hey gidi yıllar hey: bu zamana kadar başından neler neler geçmiş, ne badireler atlatmıştı. Ömründe kaç bahar çiçek açmış, kaç yaz meyve vermiş ve sararıp solarak geçirdiği kaç sonbahardan sonra beyaz gelinliği altında kaç çetin kış geçirmişti. Toprağın üstünde heybetli varlığıyla kollarını enginlere ulaştırmak istercesine dört yana, semaya açarak güneşi selamlamış, kuzeyin ve güneyin kokusunu taşıyan esintilere karışmış, hoyrat rüzgarlarda dans etmiş, köklerini saldığı toprakla bir dostluğun hikayesini sürmüştü.
.....
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.