- 1055 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
GENÇLİK VE ÜNİVERSİTE
Bugün televizyon kanallarını tek tek gezerken, eski bir diziye rastladım bir kanalda, Kampüsistan. Koca diziyi baştan sona izledim ve bu filmi izlerken toplamda 1,5 saatimi harcadım. Üstünde düşünebileceğim, yorum yapabileceğim hiçbir şey olmadığı gibi beni güldüren ya da düşündüren veya hüzünlendiren hiçbir şey bulamadım.
Filmin bir sahnesi üniversitenin tiyatro salonunda çekilmişti. Kameramanın orayı çektiğinden haberi olmadığı açık olan bir sözün ilk iki kelimesini gördüm. Üniversiteli olmak… diye. Devamı ayrıcalıktır diye düşündüm ve tamamını okudum, ”Üniversiteli olmak ayrıcalıktır”! Düşündüm, üniversiteli olmak gerçekten bir ayrıcalık mıdır? Sonra, üniversitede geçen son altı yılımı anımsadım. Koca altı senem geçmişti üniversitede. Emin olun ki ayrıcalık olabileceğini bana hissettirebilecek çok da şey bulamadım.
Kendimi düşünürken başkalarını da düşündüm tabii, yani diğer üniversite öğrencilerini. Gözlemlerimi bir bir hatırlamaya çalıştım. Restaurantda(lokanta) çalıştığım günlerde henüz sakalı bitmemiş gençlerin, son model arabalarla ve güzel görünümlü kızlarla gelip para harcamalarını düşündüm. Sonra aklıma bahar şenlikleri geldi. Biranın su gibi tüketildiği, iç içe binlerce insanın kendinden geçtiği, kulak zarlarının varlığına zarar versin diye çalınan yüksek sesli müzikler eşliğinde kendinden geçen gençler, sarılmalar, öpüşmeler ve dans diye çırılçıplak soyunmalar. Bide bunlar marifetmiş gibi bunları izleyip imrenenler yani üniversiteliler yani ayrıcalıklı insanlar.
Yaptığım genelleme herkes tarafından gerçekçi bulunmayabilir, neden herkesi aynı kefeye koyuyorsun diyenler çıkabilir. Ama unutmayalım ki azınlıklar istisnadır ve istisnalar kaideleri bozmazlar. Zaten istisna öğrenciler güçlü olmayan öğrencilerdir(maddi ve sosyal çevre) , gelecekte de ülkeyi sosyal ya da siyasal olarak yönetemeyeceklerdir. Zaten işin en acı tarafı istisnalar ve öbürleri kesinlikle bu bahsettiklerimden yoksunlar. Bu gençlerin aileleri iki kategoride ele alınırsa eğer, elit tabaka ve ikinci sınıf insanlar. Maalesef elit(kültürün az olduğu, günümüz Türkiye’sinin eliti ne kadar olunuyorsa o kadar elit) ebeveynler, çocuklarına para zoruyla bir şeyleri verirken ikinci sınıf insanlar bunu yapmaktan da yoksunlar.
Hemen hepsi tutturmuşlar üniversiteli olacaksınız diye. Türkiye’de dershaneler tam anlamıyla müşteri avında. Neden olmasınlar ki yaşadığımız ülke eğitimi bile parayla sattıktan sonra! Çünkü daha okulda hiç birşey öğrenemeyen binlerce, milyonlarca öğrenci var piyasa da. Eee bu piyasa neden ekonomi piyasası olmasın? Parayla dershanelere giden çocukların ailelerinin tek derdi çocuklarının üniversiteli olması. Bunu istiyormusun diye çocuğa soransa zaten yok. Sonuçta dershaneler günümüzün en büyük ticarethaneleri ve büyümeye de devam ediyorlar.
Gençlik ve üniversite diye, iki kavramın birleştiği bu ortamda, hiçbir verim alınamıyor, dershane sahipleri para kazanıyor, üniversiteler boş beyinlerle doluyor ve üniversiteli olmak ayrıcalık oluyor. Türkiye’de bulunan hiçbir üniversitenin Dünyada ilk 500 üniversite arasına giremediğini düşünürsek insan olarak dünyanın neresinde olduğumuz konusunda azda olsa fikir sahibi olabiliriz.
Biz ve gençliğimiz kazandığını düşünüp de, kaybedenlerdeniz!
Mehmet Yücedağ
YORUMLAR
yazınızı büyük bir beğeniyle okudum üniversitede okumuyorum ama az çok okuyanların hayatlarıyla içiçeyim ve görüyorum bu sene çok düşük bi puan çıkarmama rağmen üniversiteye gitmedim çünkü sırf okumak için okumak istemiyorum bir çok insan gibi.Fakat maalesef arkadaşlarım ve çevremde gördüğüm çoğu insan üniversiteye sırf eğlenmek ve özgür olmak için gidiyorlar kendini gerçekten geliştirmek için gidenine çok az rastladım bizim memleketimizde üniversiteli densin diye okunuyo ama olunca da hiç bir şey olmuyo yine boş yine boş yine boş....
unıversıte de okuyorum ve yazarın yazdıkları maalesef doğru. aıleler unıversıte yı cocuklarının gelecegı ıcın ıstıyor. kı bende o amçla geldım . 2. sınıf bır ınsan degılım ama bu saçmalıkları da genele uyupta (eglence)yapmadım . ama yıne de mutsuzum cunku unıversitelerde bır o kadar verımsız . bu gercegı bende kabul etmek ıstemıyorum ama sunu anladım ki disiplinin oldugu yerde iş bitiyor. lise hayatımdaki o disiplini kuralları ıstıyorum . unıversıte de hocaların pesinden koşmaktan onların suyuna gitmeken sıkıldım. ben bu yola bu hayallerle başlamamıstım. okudugum unıversıte de en ıyılerınden hani. bu unıversıte boyleyse......
bunları sızınle paylasmak ıstedım .
yazınızı begenıyle okudum . saygılarımla..
jasmin tarafından 11/14/2007 12:58:20 PM zamanında düzenlenmiştir.
üzerinde durulması gereken bir yazı... ama n eyazıkki bu tartışmayı bile gereksiz görecek bir psikolojik haldeyiz... tartışmaları bile bizden uzaklaştıracak sorunlarla yaşıyoruz..ve nedense türkiye( benim cennet vatanım) uyanmayı beceremiyor,bunca yılana bunca ihanete ve bunca bağrışmaya rağmen...
yazıya uzak bir yorum gibi görünebilir ama çok uzak kelimelerle anlatmak istedim azda olsa fikrimi...
dostça...emre onbey