YASAKLI YÜREKLER
YASAKLI YÜREKLER
Bölüm bir
Elli senelik hayat yoldaşıydı. Hüzünle seyretti beyaz saçlarını. Hafifçe üstünü örttü. “Bir bebek gibi uyuyor” diye düşündü.
Yatağında doğruldu yavaşça. Onca yıl aynı yastığa baş koyduğu arkadaşını uyandırmaktan korkar gibi yavaş hareketlerle okşadı saçlarını. Tülbendi açılmıştı. Saçlarını üstüne kapattı tülbendi. Sırtını yatak başına dayayıp iç geçirdi.
Üç çocukları olmuştu. Aslan gibi üç delikanlı ve eşinin anlaşamadığı üç gelin. Az etmemişti karısı gelinlerine… Yavaşça dudağı kıvrıldı. Gülmekle ağlamak arası bir ifade vardı yüzünde. Ellerini kavuşturdu, gözlerini ellerine dikti.
Elli yıl boyunca beraber yaşamış, beraber yaşlanmışlardı. Güzel günleri olmuştu. Ama öfkeyle, kızgınlıkla, küskünlükle geçen günleri daha çoktu. Bazen gözleriyle anlaşmışlar, ama çoğunlukla birbirlerini anlayamadan koca bir ömrü tüketmişlerdi işte.
Güneş iyice odayı aydınlatmaya başlamıştı. Işık süzmeleri perdenin aralıklarından halıya düşmüştü bile. Yavaşça gözlerini eşine çevirdi.
Evlilik yıldönümleriydi bugün. “Hayret” dedi içinden, bunca sene bir kez olsun evlilik yıldönümlerini hatırlamamış, bir kere bile karısından önce “Nice mutlu yıllara” dememişti. Her evlilik yıldönümlerinde kavga ederler ve eşi her yıl bu akşam ağlayarak uykuya dalardı. Sinir olurdu eşine. Oturuşu, kalkışı bile batardı kendine.
Başını ellerinin arasına aldı, bir iç geçirdi. Eğer bilseydi…………
Birazdan oğulları arayıp kendilerini kutlamaya başlar, ve gelinlerinin de selamlarını iletirlerdi şimdi.
“Gelinler” dedi içinden. Karısı bir türlü anlaşamamıştı gelinlerle. “Kızcağızlar bir türlü yaranamadı sana.” Dedi eşinin yanağını okşarken. Ne de acemi okşamıştı eşini. fark etse, “bir kere bile sevgiyle dokunmadın ki” derdi sitemle. Haklıydı. Eşine bir kere bile sevgiyle yaklaşmamıştı bunca sene. İçi burkuldu.
Evlilikleri hep vazife gibi yürümüştü. Ömürleri birbirlerine katlanarak geçmişti. Katlanamadığı zaman oğullarına gider, birkaç gün gelinleriyle bir olup eşini kötülerdi. “Tek başına kalırdın da koca evde bir gün arayıp bey hadi gel demezdin” diye sitem etti yeniden.
YORUMLAR
BAZEN BİR YAZIDAKİ YAŞAMLARA BAKARSIN, BAZEN DE CÜMLELERE, Kİ O ZAMAN YAZININ İÇİNDE BULURSUN KENDİNİ...bU ÖYKÜ VE DE BU YAZAR DA İNSANI İSTER İSTEMEZ YAZININ İÇİNE SOKUYOR OKUYANI... KUTLAMAK KELİMESİ AZ GELİR BU YAZIYA...Ve eminim devamı gelecektir bu öykü yazılımının...Mustafa Yılmaz
Mustafa YILMAZ tarafından 10/7/2011 4:44:39 PM zamanında düzenlenmiştir.