- 1221 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Nerede Vural Savaş’lar!
Mustafa Kemal’in bakış açısına göre hukuk sisteminin temelinde savcılar vardır. Savcılara Cumhuriyet’in Savcıları denilmesinin özünde de bu vardır. ‘Cumhuriyet Avukatı’, ‘Cumhuriyet Hakimi’ denmez; Cumhuriyet Savcısı denir. Mesleki unvanın önündeki bu ibare savcılara ciddi bir sorumluluk yükler. Ancak son günlerde yaşanılanları gördükçe, nerede bu Cumhuriyet Savcıları demekten toplum olarak kendimizi alamıyoruz.
Demokrasi adına, demokrasinin temellerine dinamit koyuyoruz farkında bile değiliz. DTP’li milletvekilleri PKK ile bağlantı kurup, kaybolan 8 askeri almak için harekete geçiyor. Sözde barış adına gayret sarf eden vekiller bölücü başı posterleri altında tutanak imzalıyor, teröristlerin elini sıkıyor. Beri taraftan milletvekillerinden birinin eşinin PKK’lı terörist olduğu, hanım milletvekilinin de geçmişte terör kamplarında eğitim aldığı iddiaları gündeme geliyor. Kapta çekilen fotoğraflar gazetelerde yer alıyor. PKK’ya yardım ve yataklık suçundan yargılanan yine bir hanım milletvekili, seçilir seçilmez, davul zurna eşliğinde cezaevinden çıkarılıp parlamentoya sokuluyor. Her fırsatta, başta bu partinin üst düzey yönetimi olmak üzere, terör örgütüne ve mensuplarına iltifat dolu sözler sarf ediliyor. Neymiş efendim demokrasi. Dünyanın neresinde böyle bir demokrasi anlayışı var Allah aşkına?
Bu DTP’nin tutumu.
Birde bu ülkede çoğunluğun oyunu alarak tek başına iktidar olmuş AKP’nin tutumu var ki sormayın. ‘ Sivil Anayasa’ adı altında bir taslakla, daha doğru bir ifadeyle taslağın taslağıyla kamuoyu önüne çıkıyor. Taslağın taslağını internetten okuduk, takip ettik. Mevcut anayasanın beşinci maddesinde Devletin temel amacı maddesi değiştirilmeye çalışılıyor. Hadi bakalım mevcut anayasada bu ifade nasıl geçiyor:
… “V. Devletin temel amaç ve görevleri
MADDE 5. – Devletin temel amaç ve görevleri, Türk Milletinin bağımsızlığını ve bütünlüğünü, ülkenin bölünmezliğini, Cumhuriyeti ve demokrasiyi korumak, kişilerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak; kişinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın maddî ve manevî varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmaktır.”
Altı çizili cümleye dikkat!
Peki AKP’nin Anayasa taslağında yer alan madde nasıl bir de ona bakalım;
…. “Devletin temel amaç ve görevleri
Madde 4 - Devletin temel amaç ve görevi, insan haysiyetini korumak, kişilerin hak ve hürriyetlerini kullanmalarının önündeki bütün engelleri kaldırmak ve halkın huzur, güvenlik ve refahını sağlamak suretiyle insanın maddî ve manevî varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaktır.”
Evet AKP’nin taslak metninde Devletin temel amacı maddesinden ne yazık ki “ Devletin temel amaç ve görevleri, Türk Milletinin bağımsızlığını ve bütünlüğünü, ülkenin bölünmezliğini, Cumhuriyeti ve demokrasiyi korumak”…cümlesi çıkarılmış. Yani ülkenin bağımsızlığını ve bütünlüğünü, bölünmezliğini, Cumhuriyeti ve Demokrasiyi korumak devletin temel amacı olmaktan çıkarılıyor. Acaba kim şimdiye kadar bu maddeden rahatsız odlu da AKP’liler bunu değiştirme gereği duydular çok merak ediyorum!
Mustafa Kemal’in Gençliğe hitabesinde “…memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri, şahsî menfaatlerini, müstevlîlerin siyasi emelleriyle tevhid edebilirler.” İfadesini doğrularcasına bir takım icraatlar yapılıyor.Ve maalesef Cumhuriyetin savcıları bu ahval ve şerâit içinde vazifelerini yapmıyorlar.
Vural Savaş çok fazla eleştirilen bir isimdi. Ancak o görevini yerine getirdi. Cumhuriyete tehdit olarak görünen Refah partisini de, Hadep’i de kapattı. Şimdi Vural Savaş’ları mumla arar hale geldik…
YORUMLAR
Allah daha fazla aratmasın ama, doğrusu artık benim hükümetin gidişatını gözönünde bulundurursak PKK konusunda vatandaşın onca destek veren davranışlarından sonra TBMM ye de girebilmesine ve hala orda demokrasi adına demokrasiyi hiçe sayarak oturabilmesine bakınca hükümettekilerin bu konudaki samimiyetinden ciddi anlamda kuşkularım var ve artık sanki içten içe PKK yı da destekliyor duygusu taşıyorum.Kangren olmuş bir konu o kadar eğitim görmüş, bu işin içinde olan insanlar tarafından nasıl halledilemiyor diye düşünmeden edemiyorum.Mesele ülke çıkarları mı yoksa bir avuç insanın çıkarları mı diye düşündüğümde üzülerek görüyorum ki bir avuç insanın çıkarları olarak ortaya çıkıyor ki, bu da beni gerçekten hayrete düşüyor. İşte bu noktada da Hükümetin bizim temsilcimiz olmadğı olamayacağı ve hatta biraz daha ileri giderek olsa olsa ancak ve ancak bizim karşımızda olduğu görüşü ağır basıyor.Umarım bütün bu endişelerim ve kaygılarım sadece bir paranoyadır.Bunu gönülden istiyorum.
"Ahh Atatürk, nerdesin?", diye içimden geçirmeden edemiyorum.
Yüreğiniz dert görmesin, kaleminiz daim olsun, hiç susmasın, iyi ki sizin gibi insanlarımız az da olsa var.
Sevgiyle ve mutlu kalın...