- 18424 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
KÜTÜPHANELER VE KİTAPLAR
Kitabın ve kütüphanelerin önemini biliyor muyuz? Kitabın yararlarının anlaşılması, sayılarının çoğalması, kitaplıkların gelişmesi sonucu kütüphaneler oluşmuştur. Bizi dünyadaki gelişmelerden, değişmelerden haberdar eden kitaplar, belgeler, dergi ve gazetelerdir.
Belgelerin, bilgilerin kayıt altına alınması, sayfalara dökülmesi, yazılı kaynakların artması ve kitapların gelişmesi ile kütüphane kültürü oluşmuştur. Tarihi vesikaların ve bilgilerin saklandığı yerler arasında kütüphanelerin önemi inkâr edilemez…
Tarih boyunca büyük devlet ve büyük millet olmuş toplumlarda kitaba ve kütüphaneye önem verilmiştir. Ülkemizin 900 yıllık bir kütüphane geleneği var. İlk kütüphaneler, Anadolu’da ilk Beylikler ve Anadolu Selçukluları döneminde kurulmuş, Osmanlılar tarafından geliştirilmiştir.
Osmanlı İmparatorluğu döneminde kütüphaneler camii, medrese ve vakıfların birer parçası olarak bulunmaktadır. İlk kütüphane Köprülü Fazıl Ahmet Paşa tarafından İstanbul’da 1678’de kurulan Köprülü Kütüphanesi’dir. İmparatorluk geliştikçe kütüphaneler sadece İstanbul’da değil, Anadolu’nun diğer şehirlerinde de kurulmaya başlamıştır.
Yaşadığımız dönem bilgi, teknoloji ve ilerleme çağıdır. “Parayı kasa, bilgileri kütüphane saklar.” Kitap ve kütüphane birbirinden ayrılmayan sevgililer gibidir. Aynı zamanda üretken, candan gerçek dostlarımızdır. Kitaplar; tarihi yansıtan, geleceğe ışık tutan, ilerlemeye ve bilime giden yoldur. Okuduğumuz kitaplar, dergiler, gazeteler bilgilerimizi artırdığı gibi düşünme, yorumlama ufkumuzu genişletir.
“Günümüzün gerçek üniversitesi zengin kütüphanelerdir.” Bu gün kütüphanelerden söz edilirken halkın bilinçlendirilmesi, okuma kültürünün artırılması için neler yapılıyor? Ülkemizde kütüphanelere gereken önem verilmemektedir. Ne yazık ki günümüzün en yalnız, en buruk mekânları kütüphanelerdir... Bu gün kütüphanelerin ve kitaplıkların kaderindeki yalnızlığı giderecek olan araştırma, okuma alışkanlığı kazandırma ve televizyon dizilerinde okumayla ilgili sahnelere yer verilmesidir!
Günümüzde kütüphaneler boş, kitaplar açılmaz ve okunmaz olmuş. Hâlbuki cemiyetlerin yükselmesi kütüphane ve kitap sayısının artışıyla doğru orantılıdır. Yapılan araştırmalarda kütüphane sayısı ile kahvehane ve internet kâffe sayılarına baktığımızda korkunç bir uçurum olduğunu görürüz. Toplumumuz bu gidişle ne kalkınabilir, ne gelişebilir ancak yabancı kültürlerin mahkûmu olur...
Kitap okumayan bir toplum oluşumuzun cezasını elbet ki her yerde görmekteyiz. Kitapların olmadığı bir dünya düşünülemez. Eğitimin, bilimin, sanatın temeli kitaba dayanır. İnsanlar için bu kadar değerli olan kitaplar kütüphanelerde korunup araştırmacıların, öğrencilerin, tüm insanların hizmetine sunulurken, kitaplıklar sadece bir aksesuar olarak mı kalacaklar? İlkokuldan üniversite bitinceye kadar çeşitli zamanlarda öğrencilerin yetişmesinde ve okuma kültürünün oluşmasında, bilimsel ve teknik gelişmeleri takibinde kütüphanelerden azami faydalanılmalıdır.
Bir zamanlar kütüphanelerin ve tarihe ışık tutan belgelerin önemi bilinmeden Osmanlı arşivinin büyük bir bölümü borçlara karşılık olarak, değersiz kâğıt parasına Rusya, Bulgaristan vb devletlere satılmıştır... Bu ülkeler de kütüphanelerini Osmanlı arşivleriyle doldurarak bu bilgilerden faydalanmışlardır...
Günümüzde uygarlık çok gelişmiştir. Radyo, televizyon, bilgisayar, internet gibi iletişim ve bilgilenme araçları çok gelişmiştir. Ne kadar gelişse, yaygınlaşsa da bunların hiçbirisi kitabın yerini tutamaz. Zaten dünyanın en gelişmiş ülkelerinde kitaba, kütüphaneye olan ilginin azalmaması, hatta artması bunun kanıtıdır.
“Bir kütüphane açan, yüz hapishane kapatmış olur...” Bu gün kütüphanelerimizdeki kitap sayısı yaklaşık 6 milyon civarındadır
Birçok araştırmacı ve yazar eserleri için kaynak oluşturmak üzere kütüphanelerde araştırma yapmaktadır. Ülkemizdeki Millî Kütüphane, 15 Nisan 1946 tarihinde içersinde iki kitapla açılmış, bugün 625 bin civarında kitabı barındırmaktadır.
“Kütüphaneler kültür evleridir.”Tüm gelişmiş, kalkınmış, sosyalleşmiş ülkeler kitap okurken, dünya kitap okuyorken biz ne yapıyoruz? Türk toplumunun sosyal, ekonomik ve siyasi şartlarında önemli değişiklikler olmasına rağmen, son yıllarda yapılan araştırmalar, toplumumuzun okumayı alışkanlık ve hayat tarzı haline getirmediğini göstermektedir
Günümüzde kişiler, okuyarak geçirebilecekleri zamanlarını çoğunlukla yararsız uğraşılarla geçirmektedirler. Türkiye’de 65 bin kişiye bir kütüphane düşerken bunun yanında 95 kişiye bir kahvehane düşmektedir. 394 kütüphaneye karşı 400 bin kahvehanenin bulunduğu Türkiye’de kitap okumayı en çok televizyon ve Internet engellemektedir…
Aklımızdan çıkarmamamız gereken, kitaba sadece kapılarımızı değil, gönüllerimizi açmamız ve dost olmamızdır. Kitaplar bizi istediğimiz güzelliklere, zenginliklere ulaştırır. Ülke olarak okuyan; araştıran, çalışan, üreten, düşünen beyinlere ihtiyacımız var. Ancak bu şekilde eksiklerimizi telafi eder, gelişebilir ve çağı yakalayabiliriz.
Geliniz kütüphanelerimizi çoğaltalım, kahvehanelerimizi azaltalım, bir bölümünü kitap okunan yerler yapalım. Çocuklarımızı, gençlerimizi kitaplarla tanıştıralım. Beyinlerimizi ve gönüllerimizi kitaplarla geliştirelim, zenginleştirelim, onlarla yolumuz açılsın ufkumuz, gönlümüz zenginleşsin…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.