Karanlık Şehir... (Monolog İçsel Bir Anlatım)
Karanlık şehirden bir mesaj...
Işığın çekilip, güneşin batıp... Yerini bu Karanlık geceye bıraktığı zamandan...
Şehirde Işıklarını kapatır ve karanlığa boğuluverirdi...
Yıldızlar ve ay belli belirsiz bir ışık huzmesi yayardı, yorgan gibi yayılırdı şehrin üstüne..
İnsanlar birer birer evlerine çekilirdi.
Karanlık şehir onları soğurur, korkuturdu, tıpkı ben gibi...
Ben gece dolaşanlardandım...
Karanlıktı benim adım, karanlığı hep sevdim, daha anne rahminde karanlıkla, siyahla tanıştım...
Tohum olup, rahme düştüğümden bugüne dek hep karanlıktaydım...
Işığı emerdim ben, alırdım insanlardan..
Ben bir melektim, karanlıkta koyu kanatlarını takıp insanların aydınlıklarını, ışıklarını, umutlarını çalardım..
Hiç üzülmezdim,
Hiçbir hissi tadamazdım bunu yaparken...
Düşüncelerim duygularım; Gerçekten hayal’e.. Hayal’den gerçeğe geçerdi...
…
Boştu yüreğim, boştu içim... Yüreğimi kaybetmiştim yağmurlu bir gecede... Mazgallardan aşağıya doğru süzülmüştü boylu boyunca...
Ruhum bedenimden sıyrılıp kaçalı çok olmuştu... Çitlerini kırıp, benim bile bilmediğim uçsuz bucaksız bir dünyanın içine bırakıvermişti kendini...
Boştum, bomboş...
Karanlık geceler de dolaşan,
Kara kanatlarını takan
Kara bir Melektim…
Yüzüm yoktu, bir silüetim yoktu,
Bazen bir gölge oluyordum, bazense dünyanın ışık görmeye karanlık tarafı...
Gerçektim;
Saf ve saf... duruydum...
tane tane, yağmur damlaları gibi...
…
Güneş batardı karanlık şehrin üstünde,
Sonra yağmur bulutları birbirine geçerdi...
Pozitif ve negatif enerji içimden yürür giderdi gökyüzüne...
Karanlık damlalar olarak, yağardım insanların yüreklerine.
Kapkaraydım... Karaya boyardım bedenleri, düşünceleri, kelimeleri..
Kapatırdım ışık dolu aydınlık yürekleri...
...
Sonsuzdum ben, sonsuzluğun içinde belli bir düzlem(im)de yoktu(m)..
Gerçektim, bunu sadece ben biliyordum... İnsanlar göremezdi bunu...
Olmayan bir evrende,
Oluşmaya çalışan bir boyutta noktaydım belkide bir tane...
Bir anlamım yoktu,
Bir düşüncem yoktu,
Yok -tum...
...
Bir damla mürekkepdeydim bazen.. İnsanlar benimle yazardı, insanlar benimle okurdu, ama beni bilmezlerdi...
Bazen ilham olurdum onlara... Koyu katran bir ilham, en küfürbaz en ateşbaz yazarlara...
Rengim; Siyahtı, siyaha çalardı bazen...
Bir çift göz, siyah,
Bir tırnakta, koyu bir oje,
Ya da bir kızın kolunda koyu siyah bir dövme...
Şekilsiz, anlamını sadece benim bildiğim... Bir sis gibi duman gibi...
…
Karanlık Şehrin efendisiydim ben..
İnsanlar korkardı benden, korkarlardı aslında kendilerinden...
Gece sokağa çıkıp dolaşırdım, insanların aydınlık yüzlerine doğru yürürdüm, gerçeğin üstüne yürüyen insan gibi...
Çekerdim fişlerini sonsuza kadar..
Başım sonum, varlığım yokluğum..
Belirsizdim bazen, karmaşaydım en bilinmez olayların içinde...
Yaşıyordum, nefes alabiliyordum, vardım kendimce, bir tek siz bilemezdiniz beni, bir tek siz anlayamazdınız beni..
Bu beni daha ulaşılmaz dahada saklı kılıyordu, kendi evrenimin içinde.
Merak dahi edilmiyordum, edenin sonu hiçlik oluyordu..
Koskocaman, sonu olmayan bir düzlemde, koordinatları bile belli olmayacak şekilde kayboluyorlardı...
…
Çarpıyorlardı, kırıyorlardı, kırılıyorlardı...
Ağlamaklı gözlerle bakıyorlardı bazen, göz kapaklarımın altındaki merceğe koyu merceğe...
Korkuyordum bazen, ben bile kendimden tekrar tekrar...
Yüreksizdim, ruhum yoktu... Bir bedenim var dı ama ağır bir yük taşıyan...
Toprağıydım, suyuydum sokaklarındaki kaldırım taşıydım... Her şeyidim ben hiçliğin kısır döngüsü içinde,
Ellerim her yere uzanıyordu...
Uzaklaşıyordum daha da insanlardan, uzaklaştıkça dahad a çok yaklaşıyordum aydınlık yüzlerine,
Hafif sisli yelimide alarak kaçıyordum çoğu kez insanlardan...
...
Acıyormuyum diye soruyordum, hemen aklıma geliyordu yüreksizliğim... İçimde anlam veremediğim bir acı vardı, isimsiz, annesiz, babasız bir çocuk gibi...
Karanlık Şehrin çocuğuydum,
Doğdum, büyüdüm, ölmedim ama...
Karanlık oldum, karanlık şehrin üstüne... İnsanları sevmedim sebep beni sevmeyenle...
…
Yıldızlara dokundum bu gece,
Ay’ı yere çaldım gün geldi,
Sonsuz bir karanlık şehrin üstünde...
Sonsuzdum, sonumdu karanlık...
Benle vardı, bensiz boşluktu... Renksiz kokusuz tatsız...
"Ben Karanlık Şehrin çocuğuydum, yüreksiz ve ruhsuz..."
...
Birkan SUCAKLI
Nisan 2007 Yazılarımdan...