- 694 Okunma
- 7 Yorum
- 0 Beğeni
Nağmekar Issızlığım
Kendini inkar etmeyen, ele avuca sığmayan dirençli bir yağmur başladı. Su öpüştü toprakla… Bugünü yarını bıraktım sevgili, sana şiirler yazdım. Her mısrada kulaç attım düşlerimize ve her kulaçta başkaldırdım gerçeklerimize. Yazdığım her dize hayatın dışındaki karamsarlığa düştü, gece çökünce üzerime koptu anlamların hayat damarı. Kederler büyüttüm, yosun tuttu hüzün gözlerim.
İnadına sokuldum sana. İmkansızlıklar çökse de üzerime, pembe kanatlı düşlerimi umutla besledim, tomurcuklanan gül yapraklarındaki çiğ damlalarına fısıldadım sevdamı. Penceremden süzülen damlalarla bir sen yarattım; dayadım dudaklarımı, biliyorum ki sendin öpüşlerinle dudaklarımı nemlendiren. Odamın buğulu camına yazarken adını parmaklarımın ucuna dokunan ellerindi sevgili. Bağrıma dolan her rüzgarı suretin bildim. Mevcudiyetimi soyutladım sensiz temaslardan. Bedenimi saran yalnızlık tek aşktı yüreğimde.
Oldum olası severim yağmurda ıslanmayı, bilirsin sevgili. Toprak kokmasa da bu gece sende ıslanacağım. Gidişlerine dair her şeyi unuttum, sana koştum… Unuttum seni benden alıp giden yorgun vagonları. Tam o saatteydim sevgili, yine loştu her yer. İstasyonda sana gelen trenlere almadılar beni. Yağmura karışırken göz yaşlarım, yanılmışım, bak hala unutamadım seni. Kilitlendi dudaklarım, sustum. Yorgun, özlemli damlalar akıttım gözlerimden.
Yanılmışım… Kendime yabancılaşırken, “sen”den bir adım öteye gidemedim yıllardır. Sana tutsak yüreğime kayıtsız kalamadım. Kaygılar, sancılar içinde kaç dizeyi kurban ettim yazamadığım şiirlerime. Edebiyat dışı suskularımın çıkmazlarına saptım her gece. Her çıkmaz, şiir dışı noktalarda senin hayalinle buluşturdu beni. İçime dönük, can sıkıcı düşlerimle; nağmekar ıssızlığımla sana seslendim. Nerden düştün şu gönlüme…
Kabullenemediğim gidişlerinin ardında yetim bıraktın göz yaşlarımı. Karamsar sorguların içinde umutsuz bıraktın. Yosun tuttu karanlıklarım, gökte ay hilal… Hilal değil, kaşların ay… Sinemi koparan bakışların dökülüyor anılardan üzerime, dilimin ucunda hep sen, dayanamıyorum. Hep o veda sahnesi gözümde, yaralı yüreğim tiz bir sesle haykırıyor, durduramıyor vagonları, unutamıyorum. Uzaklaşan ellerinde yokluğuna vuruldum, kıyılarına vurdum sensiz kederlerin, yalnızlığıma yarenlik etti şarkımız.
“Avuçlarımda hala sıcaklığın var inan
Unuttum dese dilim yalan yalan billahi yalan”
Ruhuma yerleşen gölgelerin güneşi yok bundan gayrı. Ebedi karanlıklarımla nağmekar ıssızlığımın kurşuniliğinde; hep hüzün akacak gözlerimden. Anlatılmaz bin dertle hep hüzzam, hep acemaşiran nağmeler serpilecek sevdalı dudaklarımdan. Düşlerime can veren puslu bestelerim olacak udumun tellerinde. Ve sen sevgili ince bir sızı olacaksın hep yüreğimde.
26/10/2007
Ayşegül TEZCAN
YORUMLAR
Yanılmışım… Kendime yabancılaşırken, “sen”den bir adım öteye gidemedim yıllardır. Sana tutsak yüreğime kayıtsız kalamadım. Kaygılar, sancılar içinde kaç dizeyi kurban ettim yazamadığım şiirlerime. Edebiyat dışı suskularımın çıkmazlarına saptım her gece. Her çıkmaz, şiir dışı noktalarda senin hayalinle buluşturdu beni. İçime dönük, can sıkıcı düşlerimle; nağmekar ıssızlığımla sana seslendim. Nerden düştün şu gönlüme…
gönül sevdaya düşmeye görsün/gönüle sevda düşmeye görsün... gönüle düşene de gönlüne düşülene de sabırlar diliyorum ancak... çok güzel satırlardı yine, yüreğine sağlık...
Oldum olası severim yağmurda ıslanmayı, bilirsin sevgili. Toprak kokmasa da bu gece sende ıslanacağım. Gidişlerine dair her şeyi unuttum, sana koştum… Unuttum seni benden alıp giden yorgun vagonları. Tam o saatteydim sevgili, yine loştu her yer. İstasyonda sana gelen trenlere almadılar beni. Yağmura karışırken göz yaşlarım, yanılmışım, bak hala unutamadım seni. Kilitlendi dudaklarım, sustum. Yorgun, özlemli damlalar akıttım gözlerimden.
.............
Sırılsıklam yürüyüşlerimizin buğulu dinlencelerinde kalp ağrımızdır dün. Yaşanmışlığın titrek avuçlarını sıvazlarken yapışkan hüzünler süreriz günlerimize... Yürekten tebriklerimle şaire...
Ruhuma yerleşen gölgelerin güneşi yok bundan gayrı. Ebedi karanlıklarımla nağmekar ıssızlığımın kurşuniliğinde; hep hüzün akacak gözlerimden. Anlatılmaz bin dertle hep hüzzam, hep acemaşiran nağmeler serpilecek sevdalı dudaklarımdan. Düşlerime can veren puslu bestelerim olacak udumun tellerinde. Ve sen sevgili ince bir sızı olacaksın hep yüreğimde.
ruhumu sızlatan yüreğimi cendereye alıp sıkan harika bir yazıydı tebrikler teşekkürler