Üşüyen kalbime konar mısın?
Üşüyen kalbime konar mısın?
Rüzgarın toprak üzerindeki esintisi, yaprağın damarları, yakamozun ışıltısı, meyvenin çekirdeği tozlu düşüncelerimi aydınlatıyor. İçimdeki Ummansız dalgalar biranda durgun suya bırakıyor.
Fecri sadıkla birlikte sadık olanlar kıyama kalkıp, Rabbine secdeye varıyor. Kun ve yekün anlamını doğuruyor ruhumun derinliklerinde. Sadece içten, riyasız safi duygularla ‘’emret emrindeyim. Sen nasıl istersen öyle olayım. Yeter ki üşüyen kalbimi ısıtacak yusufcuk kuşu, bedenimi saracak Tuğba dalları ol ey rahmet! Terennümleri zikri MUHAMMEDiye’ye dönüşüyor.
Pencereme koyduğum menekşe, kumrunun çıkardığı ses, annemin okuduğu Rabbimin kelamı, kalbimin ılık yeli, bir rahmet umanına yerini bırakıyor.
Seherde ağlayan veli kulların iniltisi, afvu mağfiret dileyen günahkâr gözler ve ellerin emanetçisi, zikre dalmış zakirin aşkı, üşüyen kalbimde bir kum fırtınası oluşturuyor.’’ Ey Rahmetin efendisi! Sağanak sağanak yağdır rahmetini. Yağdır ki mağfiret olunana kadar kalkmayayım. Namusu ekber olan şu anlımı sadece senin için boynu bükük ve eğik, içten içe yakaran hamim bir kul olayım. Günaha dalmış bu ellerim, harama fütursuzca bakan bu gözlerim ve tüm azalarım sadece senin zikrinle hayat bulsun.’’
Bunca işlenen suç ve günaha karşı birazda olsa ağlama, yakarma duygusu kalbime ilham eyle ilahi! Zira dilim lal, kalbim bihaber, üşüyen bedenim viraneihal oldu.
Üşüyen şu garip kalbime konar mısın? ey rahmet.
Yusuf olsam sende kuyu,
Alıp beni saklar mısın?
Yunus olsam sende balık,
Yutup beni kıyıya atar mısın?
Yola düşüp seyyah olsam,
Bana yoldaş olur musun?
Çöle düşüp mus’ab olsam,
Bana Yesrib olur musun?
Ben bir virane, sende yürek
Üşüyen kalbime konar mısın?
Ateş olsam sende su,
Yanan her yanıma damlar mısın?
Ölüversem buracıkta.
Ey rahmet ve can!
Üşüyen kalbime konar mısın?
selam ve dua ile. abdulkadir seven