- 1012 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
BİR HAYSİYET ABİDESİ MEHMET AKİF
Mehmet Akif, eserlerinde halkın derdini, sıkıntısını, sevincini, coşkusunu, işlemeyi amaç edinmiş, halkın nabzını tutmuş, tabir caizse, halkına aşık olmuş büyük bir düşünce ve fikir adamıdır. O, masa başında kalemini eline alıp halkın ne durumda olduğunu bilmeden kafasına göre, bir şey yazmak için yazan sanatçılardan değildir.
Akif’in güzide eserlerinin meydana gelmesinde içinde yaşadığı mahallenin, etkisi çok büyüktür. Akif, Osmanlı’nın Batılılaşma sürecinde kendi benliğinden neler yitirdiğine, modernin gelenekseli nasıl geçtiğine, yüzyıllardır Osmanlı yaşayışını etkileyen örf ve adetlerin büyük ölçüde çürütülerek komik bir hale düşüşüne bu mahallede şahit oldu. Avrupaya medeniyet öğretmiş bir devletin kendi kültürünün çağdaşlaşmış halinin tekrar Devleti Ali-Osman’a pazarlandığını bu mahallede gördü. Bütün bunlar, Akif’in sanatında toplumun faydasını gözetmesine vesile olmuştur. Halk, savaşla birlikte kaçınılmaz olarak gelen dert, sıkıntı, ve sefaletle hayatını idame ettirmeye çalışırken aklı ve fikri her zaman milletini bu durumdan kurtulmasının yollarını arayan Mehmet Akif’in bireysel konular işlemesi imkansızdı. Halkın sıkıntılarını anlatmayı kendine dert edinmiş ve toplumsal konuları işlemeyi amaç edinmiş Akif’in “Şiirlerimi topluma faydalı olsun diye yazdım .” sözü bu ifadeyi desteklemektedir. O, eserlerini biçim ve estetik kaygısından uzak, tamamen halkın yararına olacak şekilde oluşturmaya çalışmıştır. Akif Meyhane ve Mahalle Kahvesi adlı şiirlerinde halkın ne derece tembel, sorumsuz, hiçbir şeyi umursamayan duruma geldiğini kaleme almıştır. Mehmet Akif kahve köşelerinde çoluk çocuğunun rızkını kendi nefsani duyguları için savuran “baba” modeline kraşı çıkmıştır. Aynı şekilde Meyhane şiirinde insanların meyhanelerde ve kahve köşelerinde bululunmalarının , ailelerinin yıkımıyla sonuçlandığını vurgulamıştır. Meyhane şiirinde bir kadın meyhaneye gelip eşininin bu hayat tarzından hoşnut olmadığını, bu duruma son vermesini ister. Adam ise, ailesini yıkılmak üzere olması durumuna aldırmadan “Boş ol, seni boşadım.” der. Bu durum Osmanlı toplum yapısının hızlı bir şekilde çözülüp felakete yöneldiğine harika bir örnektir. Akif, bu şekilde toplumun eksik yönlerini işleyerek halkı bilinçlendirmeye çalışmıştır.
Akif’in yeni neslin ecdadına olan hürmetsizliğinden yakındığı şiirleri de mevcuttur. Akif, Osmanlı toplumunun bulunduğu durumdan şikayetçidir. Berlin gezisinden sonra Avrupanın bilim noktasında ulaştığı noktaya hayran kalmıştır. Ancak batı bilim ve teknik yönden ne kadar gelişmiş olursa olsun , ahlaki yönden eleştirilecek çok fazla kusurunun bulunduğunu belirtmiştir . Akif’e göre Osmanlının bütün sorunlarının ana sebebi cehalettir ve bu sorunlar ancak eğitimle aşılabilir.
Mehmet Akif’in şiirlerinde okul, cami, meyhane ve kahve temalarını sık sık işlediğini görmekteyiz. Bu kurumların ortak özelliğinin hemen her kesimden halkın bu kurumlarla ilgisinin olmasıdır. Esrlerinde halkın bir şekilde alakasının bulunduğu kurumları işlemsi son derece doğaldı çünkü o halkı ilgilendiren bütün durumları sanatında halkın lehine işlemeyi kendine görev bilmiş bir şairdi. Okulların, halkın eğitilmesinde etkin bir rolü vardı. Okullar halkı içinde bulunduğu kötü durumdan kurtarıp refaha kavuşturacaktır. Akif bu yönüyle okulu iyinin ve doğrunun simgesi olarak görmektedir. Eserlerinde sık sık işlediği konulardan bir diğeri ise camilerdir. Camiler de toplumun bilinçlenmesi için etkin bir rol üstlenmektedir. Bu iki kurumun yanında meyhane ve kahveleri olumsuz özellikleriyle ele alır. Çünkü bu iki kurum toplum için zarardan başka hiçbir şey getirmemiştir. Görüldüğü gibi Akif, her zaman toplum faydasını gözetmiş; iyi ve doğru olanı gösterip kötü olanın terk edilmesi için çabalamıştır.
Akif milli mücadeleye sadece gazete ve dergilerde yazmak suretiyle destek vermekle kalmamış, Anadoluyu kasaba kasaba dolaşarak halkı milli mücadeleye destek vermeye çağırmıştır. Akif güçlü ve etkileyici bir vaizdi. Mehmet akif gerektiğinde cami kürsüsüne çıkarak vaazlar vermiştir. Halk ile olan sohbetlerinde, konunun milli mücadele olmasına özen göstermiştir. Zira halkın bu felaketten kurtulabilmesi için birlik olunmaya ihtiyaç vardır. Evvela halkla bütünleşip kaynaşmak lazım gelmekteydi. Milli mücadele ancak halkın tek yürek olmasıyla kazanılacaktır ve işte o zaman savaşlardan harap ve bitab düşmüş yoksul Anadolu halkı gerçek manada hakettiği düzeyde yaşayacatı. Mehmet Akif ideal bir insan kimliğindedir. Tabir caizse o bir karakter, bir şerf abidesidir. Hem Doğu’yu hem Batı’yı çok iyi bilen ve bu iki medeniyeti hakkıyla sentezleyen, daha sonra milletimizin lehine olan unsurları hayatına ve eserlerine uygulayan nadir aydınlarımızdandır. O, daima milletimizi düşünmüştür. Mehmet Akif zulme ve haksızlığa karşı çıkmış, zalimin hasmı, mazlumun dostu olmuştur. O, kuvvetli, imanlı ve ateşli bir islam şairidir. Akif her şeyden önce idealize edilmiş, icap eden sıfatları maddi ve manevi kimliğinde barındıran bir Müslümandır. Akif’e göre Müslüman bir toplum ezilen, aşağılanan , hor görülen tembel ve cahil bir toplum olmamalıydı. Müslüman bir toplum dünyaya medeniyet yayan, hayat felsefesini batıl inançlardan ve hurafelerden arındıran çalışkan bir toplum olmalıydı. Bu fikir doğrultusunda, uğraş verdiği alanlarda birinci olmuştur. Lakin o çalışkan, zeki ve gayretli olmasının yanı sıra bir okadar da mütevazidir. İstiklal Marşının kabul edilmesinin ardından millet vekillerinin Akif’ alkışlamaları üzerine Akif’in hılı bir şekilde meclisi terk etmesi, Fransızcayı çok iyi bildiği halde onun, devrin diğer aydınları gibi kendini bu özelliğiyle ön plana çıkarmeyışı ve sade yaşamı onun mütevazi bir kişiliğe sahip olduğunun göstergesidir.
Safahat şairi, dopdolu ve bir okadar da çileli geçen hayatını Beyoğlu’ndaki evinde kur’an dinlerken kaybettti. Hayatını her zaman topluma faydalı olma çabasıyla geçiren Mehmet Akif, Türk gençleri ve sanatçıları tarafından örnek alınması gereken bir şairdir; daima Türk milletinin gönlünde yaşayacaktır. Çünkü o , üstün karakteri, temiz yaşayışı ve samimi şiirleriyle bu mertebeye layık görülmüştür.
İbrahim KILIÇBAY
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.