- 1206 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ÇANAKKALEYİ ZİYARET ÂDÂBI
Merhabalar sevgili okurlarım ve aziz dostlarım. Siyasilerimiz için farklı bir atmosferin hâkim olduğu şu günlerde biz de gönül teline Şühedâ akordu yapalım dedik müsaadenizle.
Ey bastığı yerleri toprak diyerek geçmemeye, namert elinden şerbet olsa bile içmemeye, yârdan geçip bu diyardan vazgeçmemeye, şehit kanıyla sulanmış topraklara paha biçmemeye yemin etmiş imanlı gönüldaşlarım! Nasılsınız? Çanakkale’yi gördünüz mü hiç! Nasıl gördünüz? Açık Türbe’den ne haber??? Oralara “gezi” mi düzenliyorsunuz yoksa Şehitliği Ziyaret mi ediyorsunuz?...
Merhûm Âkif üstadımız “… Mor bulutlarla açık türbene çatsam da tavan …” dememiş mi! Gelibolu Yarımadasının metre karesine altı bin mermi düşmemiş mi? O mübarek topraklarda metre kareye beş litre insan kanı dökülmemiş mi? Çanakkale Şehitler Şehidi Hz. Muhammed Aleyhisselâm’ın tecellisine mazhar olmamış mı? Çanakkale bütün Anadolu Erenlerinin ve Evliyanın nöbetine sahne olmamış mı? Çanakkale bir Haçlı Seferi değil midir? İkiyüzellibini aşkın imanlı gencin ercesine çarpışıp şereflice yattığı yer değil mi oralar? Ağaç yaprağından fazla mübarek kan damlası yok mu O Vadilerde? Türbesi yakışmamış mı bu Kutlu Tepeye? Tuttuğu Bayrak belli değil mi? Yattığı toprak belli değil mi? Ellerinden öpmek isterken dudaklarımızın temizlik derecesini sorguluyor muyuz? Toprağına basacak ayaklarımızın temizliği Şehitlerin Kanlarına layık mıdır? Hâlâ uzaydan gözükecek kadar heybetli O Şaheser Erlerin Varlığına “meçhul asker” diye mi bakılıyor? Kim demiş meçhul asker diye kim???
“Ah, o yirminci asır yok mu, o mahhlûk-i asil, Ne kadar gözdesi mevcud ise, hakkıyle sefil,” ama çok şükür ki Anadolu’nun imanlı Gençliği ve yiğit evlatları “ASIM’IN NESLİ” olduğunu idrak etmiş durumdadır:
Âsım’ın nesli diyordum ya, nesilmiş gerçek:
İşte çiğnetmedi nâmusunu, çiğnetmeyecek. Elhamdulillah. Aziz dostlar Çanakkale’ye asla “gezi” düzenlemeyin!; Oralara ZİYARET yakışır çünkü. AÇIK TÜRBE’dir oralar, her karışı Mehmetlerin Türbesi! Türbe ziyaretine yaraşır ziyaretlerimiz olsun, göğe yükselen dualarımız olsun, niyazlarımız, yakarışlarımız, dualarımız olsun, amelimizin bize ve nesillere faydası olsun. Üst makamlardaki idarecilerimizin daha tesirli yönlendirmeleri olsun, beldelerin Şehreminleri hassas davransınlar, okullarımızın idarecileri şuurlu olsun (şuursuz olmaaaaaaz!) ziyaret gruplarının başında gidenler ve oralarda “rehberlik” yapanlar:
“Şûhedâ gövdesi, bir baksana, dağlar, taşlar… O, rükû olmasa, dünyâda eğilmez başlar..”. hakikatine sahip kimseler olsun, böylece ziyaretten mânâ ve maksat hasıl olsun arkadaşlar! Piknik için Çanakkale’ye mi gidilir yahu!
Burada bir hatıramı nakletmeme izin verirseniz; sene 1996, Abidenin önündeyim, az ötede bir otobüsün önünde 1400 km. uzaktan geldiklerini anlatan “……. lisesi Çanakkale Gezisi” pankartı asılı! Heyhat, o otobüsten inen liseli kızlardan birinin omzunda büyükçe bir kasetçalar, rock denen acayip bir ses çıkartıyor, etrafındaki arkadaşlarıyla beraber dansa başlamazlar mı! Beynimden vurulmuşa döndüm ve hemen o kızları anlayacakları tarzda ikaz ettim, lakin o otobüsle 1400 km.lik yoldan öğrencilerin başında gelen “öğretmen” vardı mutlaka! Yazıklar olsun! Yazıklar olsun! Nereden nereye gelmişler, niçin gelmişler, 96 yıl öncekiler niçin gelmişler, nasıl gelmişler, ne yapmışlar, biz şimdilerde takvimler 2011’i gösterirken neler yapıyoruz, nasıl gidiyoruz, niçin gidiyoruz, meselenin farkında mıyız, işin şuurunda mıyız?
Aziz dostlar, muhterem okuyucular, sevgili gençler, Anadolu’nun Şuurlu Gençliği, ey şehit torunları! Çanakkale Şehitler Yurdu. Bizden âdâbınca ZİYARET bekler, erkânına uyalım ki şahit olsun melekler. Cümlenize saygılar sunarım. Allah’a emanet olunuz.
24 Mart 2011-Murat KAHRAMAN
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.