YAĞMUR
Gökyüzü yüreğim gibi kapkara şimşekler sanki bana kızgıncasına ve belirsizce çakmakta her şimşek çaktığında korkum daha da artıyor.Aynı zamanda ruhumdaki belirsizlik dışada yansımakta üşümeye başladım.Her zaman yaptığım gibi kaçmalı sığınabileceğim bir yer bulmalıyım.Yüreğimden bir ses kaçma bir defa da olsa kaçma derken başka bir ses ise neden beklemektesin diye soruyor.Düşünceler ruhumu ve bedenimi öyle bir ele geçirmiş ki yağmurun başladığının farkına ancak varabildim.Gökyüzünden üstüme düşen her damla ruhumdan bir parça alıp yeryüzüyle kucaklaşmakta ama nedenini bilmediğim bir huzur bedenimi kaplamakta olduğum yerde kaldım.Çünkü ruhumun buna ihtiyacı var. O şekilde ne kadar süre kaldım bilmem ama beni bu huzurdan ayıracak kişiye ömür boyu kin besleyebilirdim herhalde ruhum sonsuzluklar aleminde benliğimi aramakta iken omuzuma bir el dokundu.Beni kimsenin tanımadığı bir yerde yağmur yağarken ve yağmurun altında delicesine belirsiz bir şekilde beklemekte olan yabancıya kim yaklaşabilirdi ki gözlerimi açtım.Biraz şaşkın birazda kızgınlıkla arkama baktım.Bir anda zaman durmuş,ruhum aradığı cevabı bulmuştu.Aradığım cevap oydu.Bu en çaresiz anımda yaradan sesimi duymuş ve bu çaresiz kulunun isteklerine cevap vermişti.
-----Neden yağmurda oturuyorsun?diye sordu.Sessiz ve samimi bir şekilde
---Bilmiyorum.dedim korkakça
gülümsedi.
---Neden güldün
----İlk defa yağmurda nedensiz yere ıslanan biri gördüm de
---Belki nedenlerim vardır.
----Ama biraz önce bilmiyorum demiştin.
---Sen her yağmurda ıslanan ve tanımadığın kişilerle konuşur musun?
----Aslında konuşmam ama onbeş dakikadır uzaktan seni izliyorum.
---Neden?
----Bilmiyorum.Belki gözlerindeki belirsizlikten belki de yüreğimden geldiği için
---Ama beni tanımıyorsun?
----Ne fark eder ki gözlerin zaten seni ele veriyor.
----Bu arada ben yağmur
---Serdar
----Islanmışsın kalk yoksa hasta olacaksın
----İleride evim var.Sana bir çay ısmarlıyayımda için ısınsın
Ağır adımlarla yürürken sadece ismini bildiğim bir yabancıyla bilmediğim bir yere doğru neden gittiğimi sordum kendi kendime ama yüreğimden bir ses ne kaybedersin ki diyordu.Düşünceler o kadar dalmışım ki
----Haydi gel çekinme gir içeri
---Burası neresi?
----Bu kadar çok soru sorma
----Ben sana kuru bişiler getireyim
---Gerek yok
----Sen otur oturduğun yerde
---Gerçekten,
----Olmaz bugün misafirimsin
Etrafıma söyle bir baktımda burası tam hayal ettiğim gibi bir evdi.Önümüzde uzanabildiğince körfez,havadaki martılar serenad yapmakta,dalgaların sesi kulağıma birşeyler fısıldarken havada ki yosun kokusu eve ayrı bir tat kat
makta eve ilk girdiğimde ilgimi çeken şey duvardaki tablolardı.Özelliklede bana özgürlüğü ifade eden martılarla ilgimli olan tablo daha çok ilgimi çekmişti.İçeriden demlenmekte olan çayın kokusunu hissetmeye başladığım an içim ısınmıştı bile
----Evet.Çaylar hazır kaç şeker istersin?
---Hiç gerek yoktu.
----Aslında sana yardım etmeseydim ben kendimi suçlu hissederdim.
---Ne diyeceğimi bilemiyorum.
----Sen ne diyeceğini bırakta çayını soğuyor çayını iç
İnce belli cam bardağı elime aldığım zaman ruhumu ve bedenimin üşümesini sağlayan kara bulutlar bir anda dağılmış ve yerini masmavi bulutlar ve eşsiz güneş almıştı.
---Benim gitmem gerek
----Peki nereye?
---Bilmiyorum.
----En azından üstüne kuru birşeyler giyseydin
---Bu yaptıkların bile benim için çok önemli
----Bir bardak çay mı?
---Evet
----En azından biraz oturur ve kendinden bahsedersin diye düşünmüştüm.
---Yaptıkların için teşekkür ederim.
----Gitmekte kararlı mısın?Başka çaren yok mu?
---Neden bu kadar çok soru soruyorsun?Ben sadece bir yabancıyım
----Ama ben o yabancının gözlerinde kayboldum.
---Beni tanımana gerek yok,beni tanıyanlar daima acı çekmiştir.
----Sen benim daima hatırlayacağım bir yabancı olacaksın
---Kendine iyi bak herşey için tekrar teşekkür ederim.
Olabildiğince hızla arkama bile bakmadan oradan kaçtım.Korktum tekrar kaybetmekten,korktum geçmişimden korktum sevmekten ve sevilebilmekten ağır adımlarla ve ağlayarak yoluma devam ettim.O artık benim için güzel bir anı o artık benim
için tanrının bana hediye ettiği ama benim reddetiğim bir güzellik olarak hafızamda kalacaktı.Neden kaçtın diye sorarsanız.Vereceğin tek cevap yine’bilmiyorum’olacaktır.Belkide yanlızlık ile ben içimdeki ruh semaya ulaşacağı zaman birbirinden ayrılacaktır.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.