- 1002 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Fildişi Kule
Niye düzen arıyorsun ki kitabımda. Her gün hem kutupta, hem ekvatorda yaşayan bir ayının rengi nedir ki? Dur sana bir masal anlatayım:
… “Bir varmış, bir yokmuş, evvel zaman içinde kalbi yumuşak mı yumuşak, yüzü güleç mi güleç bir padişah varmış. Her gece halkının rahatından emin bir şekilde huzurla yatar ve her sabah bahçesindeki mutlu kuşların insanı rahatlatan nağmeleriyle uyanırmış.
Padişah sarayının tam karşısına on katlı fildişi bir kule yaptırmış. Kendisi her gün bu kuleye gider ve kulenin en üst katında oturup halkın problemlerini dinlermiş. Zengin fakir herkese açıkmış kulenin kapısı.
Bir Pazartesi günü her zaman olduğu gibi sabah erkenden kuleye gelmiş padişah. Kapısındaki sekreteri çağırmış ve her zaman olduğu gibi “Aman her geleni güler yüzle karşılayın ve iyi ilgilenin” demiş. Sekreter bir alt kattaki sekreterini çağırmış ve her zaman olduğu gibi “Aman her geleni güler yüzle karşılayın ve iyi ilgilenin” demiş. Dokuzuncu kattaki sekreter her zaman olduğu gibi sekizinci kattaki sekreterini çağırmış ve “Aman her geleni güler yüzle karşılayın ve iyi ilgilenin” demiş. Bu şekilde her kattaki sekreter bir alt kattaki sekreterini çağırıp her zaman olduğu gibi “Aman her geleni güler yüzle karşılayın ve iyi ilgilenin” demiş. Huzur dolu memleketteki huzur dolu bu kulede huzur dolu makamlarına oturmuş ve gelenleri beklemeye başlamışlar yüzlerinden tebessüm bir an bile eksilmeyen nazik sekreterler.
Fildişi kulenin birinci ziyaretçisi gayet iyi giyimli, zengin olduğu her halinden belli olan biriymiş. Birinci kattaki sekreter gayet nazik bir şekilde “Buyrun efendim, ne istemiştiniz?” diye sormuş. O da “Ben padişahımıza ülkemizin bu güzel durumundan dolayı müteşekkirim ve bu duygularımı ona arz etmek istiyorum” demiş. Sekreter onu derhal asansöre bindirip padişahın yanına almış. Padişah da onu güler yüzle karşılayıp teşekkürlerini gayet mütevazi bir şekilde kabul etmiş. Onuncu kattaki sekreterin getirdiği tatlılarla tatlanan diller tatlı tatlı konuşmuşlar dakikalarca. Çıkmaya yakın kendi işiyle ilgili bir ricası olmuş adamın. Ülkedeki her bir vatandaş gibi elbette o da memnunmuş halinden ve işleri herkesin işleri gibi gayet iyiymiş. Ama her zaman daha iyi peşinde koşan padişah elbette yardım etmiş adama.
Fildişi kulenin ikinci ziyaretçisi basit giyimli, fakir olduğu her halinden belli olan biriymiş. Birinci kattaki sekreter gayet nazik bir şekilde “Buyrun efendim, ne istemiştiniz?” diye sormuş. O da “Benim bir sıkıntım vardı da onu padişaha arz etmek istedim” demiş. Birinci kattaki sekreter gülümseyerek “Sıkıntınız neydi acaba?” demiş. Adam anlatmaya başlamış. Epey uzun sürmüş bu anlatma. Birinci kattaki sekreter gülümseyerek “Anlıyorum efendim. Sıkıntınız gerçekten büyük. Ama merak etmeyin padişahımız her sıkıntı sahibinin sıkıntısını halletmek için burada. Buyrun merdivenlerden yukarı çıkın” demiş. “Çok teşekkür ederim, çok naziksiniz” demiş fakir adam.
İkinci kattaki sekreter gayet nazik bir şekilde “Buyrun efendim, ne istemiştiniz?” diye sormuş. O da “Benim bir sıkıntım vardı da onu padişaha arz etmek istedim” demiş. İkinci kattaki sekreter gülümseyerek “Sıkıntınız neydi acaba?” demiş. Adam anlatmaya başlamış. Epey uzun sürmüş bu anlatma. İkinci kattaki sekreter gülümseyerek “Anlıyorum efendim. Sıkıntınız gerçekten büyük. Ama merak etmeyin padişahımız her sıkıntı sahibinin sıkıntısını halletmek için burada. Buyrun merdivenlerden yukarı çıkın” demiş. “Çok teşekkür ederim, çok naziksiniz” demiş fakir adam.
Her katta aynı şeyleri yaşayan adama altıncı kattaki sekreter gayet nazik bir şekilde “Buyrun efendim, ne istemiştiniz?” diye sormuş. O da “Neyse önemli bir sıkıntım yok, ben halletmeye çalışırım” demiş.
Akşam padişah odasından çıkarken onuncu kattaki sekretere her zaman olduğu gibi “Bugün gelenlerden hep memnuniyet ifadeleri duydum. Çok şükür ülkemde herkes mutlu” demiş. Onuncu kattaki sekreter her zaman olduğu gibi “Elbette efendim, padişah güler yüzlü, sekreterler güler yüzlü. Elbette halk memnun olur” demiş.” …
Nasıl, beğendin mi masalımı? Benziyor mu senin bildiklerine. Senin diyarında su içilen ırmak berrak mı berrak ve alabildiğince uzak kanalizasyona. O yüzden anlayamazsın yüzdeli berraklığı. Benim diyarımda ise berraklık göreceli.
Kalbim kirli, ruhum kirli, ne diyorum sana,
Niye düzen arıyorsun ki kitabımda.
YORUMLAR
Güzeldi yazınız beğeni ile okudum, bizde forumlardaki fildişi kuleden yazıyoruz size. Masalini anlattiginiz kulenin de asansörü yok anlaşılan...bizde zorlandik valla, fildişi kuleye çıkarken.ama tesaduf oldu, sizi okumamiz.Saygilarimla