- 1119 Okunma
- 8 Yorum
- 0 Beğeni
Veda...
Koca çınarım! Sen devrildikten sonra, sensiz tam tamına beşyüzaltmışdört gün geçmiş...
Ben senin gibi, bir asır yaşayamadım..Yaşarım sandım, nefes alırım sandım, ama beceremedim..Sandım ki; sen gittikten sonra, kendim için de, bir şeyler yaparım..Sandım ki; konu komşumla beraber ben de, gezer eğlenirim..Sandım ki; altı ay oğlanın evinde, altı ay kızın evinde yaşarım..Sandım ki; biraz nefes alır, kendime gelirim..
Ama bütün bu saydıklarımın hiç birini yapamadım..Çünkü, evde senin küçük kanaryanı, bırakıp da, bir yerlere gidemedim..Sabah gözümü açıp, çayımı içmeden senin odana girmezsem bana küsersin diye korktum.. Sen soğukta dışarda iken, ben, nasıl bu hayattan keyif alırdım?..
Vücudum da eskisi gibi değil artık..Bastonsuz yürüyemiyorum..Sana kızardım, hatırlar mısın?
-Biraz hızlı yürü, duruyorsun Ziya! derdim de, sen de, bana,
-Sen, benim yaşıma gel, değil yürürken durmak, geri geri gideceksin, derdin... Gülüşürdük..Şimdi aynı senin gibi yürürken, durup soluklanıyorum..
Sabah kahvaltıdan sonra 11 de kahvemizi camın önünde içerken, oğlanla, kızın çocukluklarını konuşur, talebeliklerini, evliliklerini bir bir masaya yatırırdık..Ben hala o saatte, yine aynı koltukta, karşımda senin kuşun "cici" ile kahvemi içiyorum. Ama yalnız, bir başıma..
Ev pek sessiz artık..Sen, gece bana televizyonu seyrettirmezdin de pek kızardım.. İnadımdan gece 1 lere kadar seyreder, sonra da münakaşa ederdik..Artık canım hiç televizyon seyretmek, istemiyor biliyor musun? Keşke yanımda olsaydın da, televizyonu hiç açmasaydım..
Biz seninle etle tırnak, bir vücutta iki baş olmuşuz da haberimiz olmamış..Benim nazlı niyazlı hallerime, kızgın tavırlarıma, alınganlıklarıma senden başka kimse alttan alıp, beni yatıştırmadı biliyor musun? Zaten de kimseye yapamadım ne naz.. ne niyaz..
Senden başka kimseyle ağız tadıyla dertleşememişim, bunu da yeni anladım..Bizim oğlan da bu dertleşmek kelimesine pek kızardı.."Ne var oğlum biz dertleşiyoruz " dediğimizde de
- Anne biliyor musun? hiç bir lisanda "dertleşmek" diye bir kelime yok derdi..
Keşke , dertleşmek yerine herkese sevdiğimi söyleyebilseydim..Ama biz öyle terbiye görmüştük..Sevgi belli edilemez, çocuklar öpülmez, gece uykuda sevilirdi..Keşke çocuklarımı kucağımdan indirmeseydim, hep öpüp koklasaydım..
Şimdi anlıyorum, herkesden o kadar çok şey beklemişim ki, ömrümün sonuna geldiğim şu saatlerde görüyorum ki, çok yanlışmış..Böyle, şimdi sudan çıkmış bir balık gibi, ne yapacağımı bilemeden o küçük odanın, camının önünde oturup, senin deyişinle "karnımla konuşuyorum" . Beni hep, sen teskin eder, hep sen oyalar, ilacımı verir, sırtımı ovardın.
"Hayat, sen plan yaparken vukubulan şeylermiş"..Kırk sene önce, bu cümleyi, keşke ilke edinseymişim..Hep planladığım şeyler olsun diye beklerken, belki de hayatı, sevdiklerimle daha uzun birlikte yaşamayı kaçırdım..Sen söylerdin de pek kâle almazdım..Hep istedim ki, tüm kainat bana uysun, benim aklımdan geçen şeyleri yapsınlar..Yapılanlar hep eksik kaldı, ne kötü..
Aslında ben çok romantik, sen de aşırı realisttin..Ben hep romanların içinde yaşamak isterdim..Sen ise film bile seyredemezdin, bunlar rol yapıyor neyini seyredeyim,derdin..
Ben İstanbul kızıydım, konaklarda büyümüştüm..Sen Erzincan’dan gelmiş, zorluklarla kendini geliştirmiştin..Nasıl olmuş ta 66 yıl aynı yastığa baş koymuşuz, şaşardım..Şimdi anlıyorum, bizi senin sevgin, ilgin bir arada tutmuş..
Hatırlar mısın? Hep çocukların yanında oturmak isterdim..Sen istemezdin, "benim düzenim, benim masam, benim bakkalım" derdin de, sana pek kızardım..Hiç de öyle güzel bir şey değilmiş, çocukların yanında oturmak, insan kendini sığıntı gibi hissediyormuş..Sen yanımda olmayınca onların evinde kendimi pek yalnız hissettim..Sanki sen evde kalmışsın da, ben yalnız başıma gitmişim gibi, onbeş gün zor kaldım, oğlanın evinde..Ah! Benim evim, dedim; içeriye girerken..Girdim ama, burası da sensiz pek soğuk, pek yalnız geldi..
Sana sorardım..Benim için ne yaptın diye! Sen de;
-Daha ne yapayım..Seni, dul bırakmadım..demiştin..Şimdi ne demek istediğini anlıyorum..
Bana hem çok güzel bir hayat yaşattın..hem de sadece beşyüzaltmışdört gün, dul bıraktın, altmışaltı yıl, yanımdaydın..Ama bunları yüzüne söyleyemedim, çünkü ben ne yaparsam yapayım, beni koşulsuz sevdiğini biliyordum..Sen de, ben ne kadar, kapris yaparsam yapayım, seni, çok sevdiğimi bilirdin..Ama bunları daha sık, keşke birbirimize söyleyebilseydik..
Kızımı da oğlumu da anlamıyorum..Şu son günlerimde hep benimle birlikte olsunlar istiyorum..Ama onlar çok çalışıyorlar..Bana ne faydası var ki!..Küçükken okusunlar diye çok çaba sarfetmiştik ama görüyorum ki, işleri başlarından aşkın..Eksik olmasınlar her gece telefon açıyorlar ama, ben yalnız kalmaktan korkuyorum..Yanına, "gece kalacak birini alalım" diyorlar..Daha neler!..Ölürüm de evime bir yabancıyı sokmam.!.
Gözümün önünden yaşamımdan film kareleri geçiyor...Çocukluğum..Çamlıca’daki yaz geceleri, Cihangirdeki gençlik günlerim..anam..babam..evliliğim..Ankara yıllarım..
çocuklarım..torunlarım..Ben aslında, eskiden olduğu gibi, bir konakta, hepsiyle beraber yaşamak istedim..
Nefes almakta zorlanıyorum..Sen yanımda olsan pek evhamlanırdın..Ama ben, artık umursamıyorum..Bir an önce, senin yanına gelmek istiyorum..Bizim kız, hastaneye yatıralım seni, anne dedi..Ama onu da istemedim..En büyük isteğim şu kendi yatağımda yatarken, seni yanımda hissetmek..
Yatağıma uzanıyorum..Biraz önce oğlumla konuştum..Ah! Bir de bizim kızın bir sesini duysam..A! telefon çalıyor..
-Anne, iyi misin.?
-Kızım...Pek yorgunum..Of! ...Biraz önce ağabeyinle de konuştum..Ah!..Beni merak etmeyin..
-Yarın geleceğim..Belki hastane....Anne!..Anne!..
Artık rahatım..Tam istediğim gibi..Kendi yatağımda, çocuklarımla vedalaşarak senin yanına geldim..Tut ellerimi..Senin elini, bir daha asla bırakmayacağım...
Hep senin yüzüne, sevdiğimi söyleyeceğim..
Feray Soydan
YORUMLAR
İnsan yaşadığı sürece bazı şeyleri göremiyor beraberliğin kıymetini anlayamıyor.
Halbuki yaşarken her anın tadını çıkarmak gerek.
Yalnızken bile yapacak şeyler bulmalıyız..Öykü yaşanmış ve hüzün dolu..
Kardeşim bu öyküyü okurken rahmetli Ziya amca gözlerimin önünde canlandı.. ve bana söylediği sözler aklıma geldi:
Bak kızım şu yaşlı gözlere , zor gören Ziya'ya .. o görmeyen gözlerle bile herşeyi çok iyi gördüm..bakmayı bil görmeyi bil..
Mekanın cennet olsun Ziya amca..
Feray'cığım seni tebrik ediyorum ve bu güzel yazılarının devamını bekliyorum, sevgimdesin daima...
feray soydan
Uzun süren birliktelikten sonra, ebedi ayrılığın zorluğunu çok güzel satırlara dökmüşsünüz, tebrikler.
Uzun bir aradan sona yazılarınızı okumayı özlemişim, hoş geldiniz, selam ve saygılarımla.
feray soydan
Hayat arkadaşı o kadar anlamlı ki birbirini nasıl da tamamlıyor. Hayatı paylaşmak, birlikte aynı havayı solumak aynı yastığa baş koymak. Arkadaş kısmı gidince hayatla baş başa kalıyor insanlar. Eş ölümü depresyon sebeplerinden biri diyorlar. Allah sevenleri ayırmasın. Harika bir anlatımdı. Hüznü yüreğimde hissettim. Tebrik ederim. Sevgilerimle.,
feray soydan
Sevgilerimle
feray soydan
Artık rahatım..Tam istediğim gibi..Kendi yatağımda, çocuklarımla vedalaşarak senin yanına geldim..Tut ellerimi..Senin elini bir daha asla bırakmayacağım...
Hep senin yüzüne sevdiğimi söyleyeceğim..
.....İnsanların en büyük korkusu belli bir yaştan sonra yalnız kalmaktır.Yalnız geçen her dakika ilmek ilmek işler
yalnız yüreği. Ama en güzeli de belli bir yaştan sonra gidenin ardından çabuk gidip, hem kendi yalnızlığına hem de
gidip bekleyenin yalnızlığına son vermektir.
....Duygusu, hüznü ve akıcı anlatımı ile çok güzel bir öykü idi.
...Yazan yüreğiniz dert görmesin.
"Hayat, sen plan yaparken vukubulan şeylermiş"..Kırk sene önce, bu cümleyi, keşke ilke edinseymişim..
Öykü hayatı hazin bir dille çok güzel anlatmış. İnsan kalabalıklar içindeyken yalnızların neler çektiğini anlayamıyor. Ne zamanki tek başına kalıyor, işte o zaman bu öyküde yazılanlar bir bir gelip duvarlarda yankılanıyor.
Tebrik ederim. sevgimle
feray soydan
Gün gelip, hayat arkadaşınızın sizi bırakıp, ebediyete göçmesi çok zordur. Kolunuz, kanadınız kırılır. O varken yaptığınız ufak, tefek tartışmalar, o gittikten sonra anlamsızlaşır. Fındık kabuğunu doldurmayacak sorunlar yüzünden üzüldüğünüz o günlere dönmek istersiniz, bir kere değil, bin kere sevdiğinizi söylemek istersiniz ama nafile! Giden gitmiştir çoktan.
Hüzünlüydü. Yazı akıcı, konu güzel. Beni içine çekti adeta.
Yüreğinize sağlık. Sevgilerimle.
Ne kadar klişe gelir: "İnsan, birşeyin değerini kaybetmeden anlayamaz. " Klişedir. Ne zamana kadar? O şeyi kaybedinceye kadar. O, bize göre şekillenir ve isimlenir. Kimine göre cansız bir varlıktır, kimine göre etiyle, kanıyla bir insandır. Ne var ki Zaman dediğimiz bir olgu var. Öyle bir şey i bu zaman, " Az bekle " der. Az bekle, geçecek.
Güzel bir iç döküştü. Özlemi ağır basan. Kaleminize sağlık. Sevgiler, selamlar.