Kraliçe'ye öğütler
Her gün spor yapasın !..
Spor, sağlık, dostluk, barış ve kardeşliktir
Yenilince itişmek, tepişmek, yaralamak eşekliktir.
Ey Sağlık Bakanlığı!..
Hastanelerin alt katlarında;
spor salonları açasın, kapıdan gireni (sedyedekiler hariç, aman ha!)
atıveresin salondan içeri, yarım saat kültürfizik.. Haaydi şimdi doktorun önünee..
Bak bakalım bir daha geliyor mu..
Spor yapan biri, yapmayan birine acıyarak bakar.
Sevabına üzülür onun için.
"Yahu bu ne akılsız, ne üşengeç, ne tembel, ne uyuşuk,
ne vurdumduymaz, ne sordumaymaz, nenenee..."
diyemez tabiii.
Aksi halde spor yapmayan biri onu dövebilir.
Her gün kafa sporu yapasın !..
Ne demiş Şangay’lı Tai Tai Çai;
"Ali dayı Ali dayı leen Ali dayıı
İçtin çorbayı doldurdun torbayı
Uyudun galdın gene unuttun
Şu kel kafayı doyurmayı"
( ’Kel’ sözcüğü, -çorak, ıssız, bilgisiz - anlamında kullanılmıştır.)
(Yazarken ne kadar titizim, içliyim, inceyim, zarifim, hassasım, mütehassisim, görün yani.)
Kafa sporu; okumak, yazmak, öğrenmek, düşünmekle, yapılır.
Merkep kütüphaneyi taşımış da A ile İ den gayrısını sökememiş... bencileyin.
Ve ne demiş Walter Woltingen;
"Çürütse dirsek, yalasa mürekkep, merkep gene merkep." demiş.
Eey Milli Eğitim Bakanlığı!..
Mekteplerde; *Okumak Yazmak Öğrenmek Düşünmek*
formatında bir baba ders koyasın, okumayı yazmayı öğrenmeyi düşünmeyi
bilmeyeni sınıfta çaktırasın, gör sen Büyük Bir İtanya’da kaliteyi.
"Ya biz ne yaparız bre dangalak?" der iseniz, ben de derim ki;
"Tövbee.. Mesela dedik efendim."
Her gün sebze meyve yiyesin !..
Domates: Kraliçem, bu sensin! Bu yazıda sen olmasan, nasıl yensin.
Lahana: Hakkında yapılan asılsız dedikoduları kimselere duyurmaz.
Mercimek: Ne fırına destursuz giren zani ile,
ne de tencereden çıkan zaniye ile ilgisi alakası yoktur. İftiradır.
Esasen çok besleyici, tok tutucu, çağrıştırıcı, kışkırtıcı,
baştan çıkarıcı, günaha davet eden, masum bir nimettir.
Karnabahar: Seni kıskananların karnını şişirir.
Kabak: Yiyip çıkınca, alışveriş yaparken oydurmaz, aklını başına devşirir.
Brokoli: Arkandan konuşanları karakola götürür.
Fasulye: Bakü-Ceyhan boru hattı ile hiç bir ilişkisi yoktur.
Sarımsak: Düşmanlarının elini belini dilini sarar sarmalar.
Soğan: Arkadaşının aşkına aşık olma bahanesiyle sarkmaktan korur.
Yaprak sarması: Kredi kartı borcunu unutturur.
Zeytinyağı: Polemikde Leyla Yavşar’ın* da üstüne çıkarır.
Nuriye: Cennette huri umanlar için promosyondur.
.............................
Kayısı: Aşıkın damağını şaklatır.
İncir: Maşukun dilini alkışlatır.
Erik: Aşkın sadece seks aksiyonu olmadığını hatırlatır.
Kivi: Fukaralarca kuş sanılır fakat, yanlıştır.
Pepino, mango, ananas: Beni ilgilendirmez.
Ceviz: Dimağına barfiks çektirir.
Fındık: Dizlerine şınav yaptırır, eklem ağrısına romatizmaya iyi gelir. Miş.
(Tarım Bakanlığı eski reklamından)
Avokado: Eşler arasında şirinlik ve iyi geçinmek tesis eder, Avukata veya anasının evine göndermez.
Ay ve kabak çekirdeği: Dedikodu yaptırmaz.
Kestane: Haset edenin potosunu çıtlatır ve kına yaktırır.
Karpuz: Yata yata büyütür amma dört mevsim gezdirmez.
Kavun: "Evlilik; umduğunu değil bulduğunu.." sözünü hatırlatır.
Muz: İçi; aldatma dürtüsünü dürtükler, dışı; ayağını kaydırır. Gidemez.
(Dur! N’apıyon Yenge?.., kapı önüne konacak. Çorabın içine değil.)
Üzüm: Beyazı; başka kadınlara baktırmaz, karası; bakmaktan bıktırmaz.
Zeytin: Kutsal kitaplarda adı geçtiği için, özel bir şifa umarak,
ayrıca bir Prof. hocamız tarafından da bol bol yenir,
çekirdeği de yutulur.
Bir tv programında yanında bulunan Pof. Saraçoğlu ; "Hiç bir faydası yoktur" deyince,
"Vay be! Biz odun yutuyormuşuz desene." denir.
.................................
Dikkat: Başlıklar ilimsel, altlıklar üfürüktendir.
* Leyla Yavşar, Cahiliye döneminde yaşamış çok tartışmacı cevval bir arap balerinidir.
Sonradan Büyük Bir İtanya vatandaşı olmuştur. Binyediyüzyirmidokuzda ölmüştür.
** ’Nuriye’ bir tatlı çeşididir. Sütlü bir tatlıdır. Yemesi tatlıdır. Nuri’ye yedirilmez. Sapıttırır.
Üşenen Adam ( Kraliçe Margarita Margarina’ya Sarayda Her Gün Öğütler.
Busckingham Sarayı. 1727)
Yazarın bu kitabı, Büyük Bir İtanya böceklerinin eğitimine, gelişimine,
sömürgeciliğin çok adi bir şey olduğuna inanmasına,
casuslarının soğukkanlılığına ve futbol delikanlılığına büyük yararlar sağlamıştır.
Yine yazar, Kraliçe tarafından "Düdüğünü seven ama satan Dük"
nişanı ile ödüllendirilmiştir.
.................................................. .................................................. ...
İŞ BU YAZI, İKİ GÖZÜM İKİ GÖZLÜĞE MUHTAÇ OLSUN Kİ;
SPORA VE SAĞLIKLI BESLENMEYE ÖZENDİRMEK TEŞVİK
ve TAHRİK ETMEK, KIŞKIRTMAK AMACIYLA YAZILMIŞTIR.
Her şeye rağmen,
Başlıklarda (DURUN!. Sadece Başlıklarda!) adı geçen eylem ve taamları,
ziyadesiyle ve azimle yapasınız, afiyetle yiyesiniz,
üşenmeyesiniz amma kudurmayasınız. Emi.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.