- 1067 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
Giden Geriye Gelmiyor
Yıl 1967 veya 1968. Bir gün aile büyüklerimizin evde olmadığı bir günde Bilâl ağabeyimle beraber dört beş çocuk bizim evde toplandık. Ben dört- beş yaşlarımdayım, diğerleri benden bir iki yaş küçük veya büyüktür.
Çocukluk işte; Önce babamın sarılmış tütünlerinden filtresiz cıgaralarından kimisini ufaladık, kimisini yaktık, içmeye çalıştık. Fakat o kadar ağır ve kötü tadı vardı ki öksürmekten gözlerimizden yaş gelmişti.
Tabi annemler geldikten sonra kıyamet koptu. Suçumuz büyüktü. Dövmediler fakat dövülmekten beter olduk.
Bizi sandığın içine hapsetmeye karar verdiler. Beni yakalayıp kattılar sandığın içine ve kapatmaya çalıştılar. Oysa elimi katsalar ayaklarım fırlıyordu dışarı, ayaklarımı katsalar başımı elimi çıkarıyordum sandığın kapanacağı yere gelecek şekilde. Bu öyle bir inatlaşmaydı ki sanırım son gücüme kadar kullanıyordum. Beni kızdırmak hoşlarına gidiyordu her halde ki ben ağlayıp direndikçe onlar da güya ciddîlermiş gibi davranıyorlardı.
En sonunda beni bırakıp Bilal ağabeyimi sandığa kilitlemeye karar verdiler ve kattılar. O biraz direnmekle beraber pes etti. Bereket bu durum uzun sürmedi ve sandığı açarak çıkardılar onu da.
Bazen bu hatırayı konuşuyoruz da; Annem, “ gerçekten kilitlemek isteseydik bunu yapardık fakat bunu istemiyorduk. Kibritle oynamanın filan ne kadar tehlikeli olduğunu bilin diye, yaptığınız şeyin doğru bir şey olmadığını bilin diye, hem de seni kızdırmayı sevdiğimiz için böyle yapmıştık “ diyor.
***
--- Bir de heybe …
Yine aynı yaşlardayız. Annem tarlaya giderken kardeşimi sırtına yüklenir, ablamın elinden tutar, uzak yolu yürüyemiyoruz diye beni ve Bilâl ağabeyimi de eşeğin üzerinde heybenin birer gözüne katardı. Birbirimizle didişerek gittiğimiz bu yolculuğun bitmesini de istemezdik.
***
---Hayata atıldıktan sonra ;
Uzak memleketlerden baba evine her gelişimizde, bizi kapının önünde ilk karşılayan Bilâl Abim olurdu. Saf görüntüsünün altında bir melek ruhu vardı.
Hiçbir zaman yüzünü ekşitmezdi hiç kimseye karşı. Çok fazla konuşmazdı. Lüzumsuz konuşmazdı. Fakat bir konuştu mu söylediği bir tek cümle yerini bulur, dağ gibi bir boşluğu doldururdu.
Yine Oraya her gidişimde ve oradan her ayrılışımda onun gülümseyen yüzünü görür gibi oluyorum.
Artık O aramızda yaşıyor olmasa da …
***
Bu gün Bilal Ağabeyimin ölüm yıldönümü.
Bir trafik kazası sonucu 10 yıl önce vefat etti. Hareket halindeki yolcu minibüsünün açık olan kapısından düşerek… Boyun kırığı sebebiyle…
Anamur’da konunun uzmanı doktor yoktur. Mersine gitmek gerek. Anamur ile mersin arası en az 4 saatlik bir mesafedir. Cankurtaran ile Silifke’ye bile varamadan tüm uğraşlara rağmen yolda can verdi.
Geride hayallerini ve üç küçük çocuğunu bırakarak gitti… Rabbim ganî ganî Rahmet eylesin.
Kazayı yapan şoför; "gidenin geri gelmeyeceği" düşüncesiyle şikayetçi olunmayınca serbest kalmış.
Bir yıl sonra eşi doğum için hastaneye yatınca, eşyalarını evden alıp gelmek için gittiğinde dönüşte motorsikleti ile kaza yapmış ve ölmüş. Daha doğacak yavrusunu göremeden…
Keşke kurallara uysaydı, keşke daha dikkatli olsaydı. Tüm bunlara sebebiyet vermeyecekti.
Ankara’da bir durakta şahid olmuştum. Yolcular inip bindikten sonra daha kapı açıkken şoför hareket edince bir öğrenci düşmüş ve tekerin altında kalıp ezilmişti. Okumaya geldiği yerden ezilmiş cenazesi ulaşmıştı ailesine.
Ölümün nerde nasıl ne zaman geleceği belli olmuyor. Eminim buna benzer bir sürü kazalar olmaktadır. Oysa azıcık dikkatli olmakla bu kazalar önlenebilir.
Bindiğimiz dolmuşlarda, otobüslerde kapı açıksa fark ettiğimiz anda uyaralım. Kırmızı ışıkta geçmeye çalışanları, hızlı gidenleri, yanlış hareket edenleri uyarmakla biz de elimizden geleni yapmış olacağız. .
Sağlıklı günler dilerim.
Birsen Erkan
YORUMLAR
Sayın Erkan;özlem,acı ve ders alınması gereken bir yazı okudum.Çok yaşıyanın çok acılar görmesi,ibret alınacak olaylarla (tabii ki alabilirlerse)karşılaşması kaçınılmaz oluyor.Haklısınız Giden geriye gelmiyor.Ancak iyileri anılarımızdan ve dualarımızdan hiç çıkarmıyoruz.Onlar bizlerle birlikte yaşamaya devam ediyor.Size sağlıklı,uzun ve mutluluklarla dolu bir ömür diliyor, saygı ve selamlarımı sunuyorum.