- 1002 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Chat Kedisi
Evvel zaman içinde kalbur saman içinde güzeller güzeli, zekiler zekisi küçük bir kız milyoner anne ve babasıyla mutlu bir hayat yaşıyormuş. Anaokulunda güzel bir eğitim almış olan tatlı kızı yedi yaşına geldiğinde babası özel bir okula yazdırmış. Sınıfta okuma ve yazmayı ilk o çözmüş. Evinde özel çalışma odasında tüm ödevlerin üstesinden rahatça gelmiş. Yedinci sınıfa geldiğinde güzel dilindeki harflerin tüm üç harfli permütasyonlarını içeren sınavlarda başarılı olmuş, havuzları defalarca doldurup boşaltmış.
Bir gün elim bir kaza sonucunda kızın annesi ölmüş. Babası başka bir bayanla evlenmiş. Üvey anne eve gelirken iki kızını da birlikte getirmiş. Hem üvey anne, hem de üvey kardeşler hiç de iyi davranmıyorlarmış tatlı ve zeki kıza. Sorunlarıyla hiç ilgilenmiyor ve devamlı aşağılıyorlarmış.
’Ay o ayakkabıyı hangi pazardan aldın.’
’Kızım senin kadar kim ineklese taktir alır.’
Ders çalışmasıyla dalga geçildiği için o da kendini önce bilgisayar oyunlarına vermiş. Okuldan geldikten sonra bütün zamanını odasında bilgisayar başında geçirmeye başlamış. Sonra evde sohbet edecek biri olmadığı için arkadaşlarıyla chatleşmeye başlamış. Artık zamanın çoğunu chatte geçiriyormuş. Bundan dolayı üvey kardeşleri ona Chat Kedisi adını koymuşlar.
Ders çalışmayı bırakan Chat Kedisinin haliyle derslerdeki başarısı düşmüş. Lise son sınıfa geldiğinde babası dershaneye yazdırdıysa da üvey anne her hafta sonu onu ’Bir türlü modaya uyamıyorsun’ bahanesiyle alışveriş merkezlerinde dolaştırmış. Üvey kardeşler ise dershane, özel ders, etüt merkezi üçgeninde devamlı üniversiteye hazırlanıyorlarmış.
Bir gün kraliyetin twitter sayfasında bir ilan yayınlanmış:
Prensimiz Harvard’daki eğitimini tamamlayıp ülkemize dönmüştür. Evliliğe giden yolda düzeyli bir ilişki yaşayacağı bir kız arkadaş aramaktadır. Prensimizin ana kriteri güzellikten ziyade zekadır. Bunun için kralımız ülkemizdeki tüm genç kızları Pazar akşamı PBS (Prenses Belirleme Sınavı) na davet etmektedir. Adaylar üzerlerinde herhangi bir metal eşya bulundurmayacak, tüm metal eşyalara saray girişinde el konulacaktır. Ayrıca tüm adaylar sınav giriş kartlarını yanlarında bulundurmak zorundalar. Sınav iki aşamalı olacak. İlk aşamada adaylar çoktan seçmeli bir sınava tabi tutulacaklar. Birinci aşamada başarılı olan adaylar toplu olarak büyük salona alınacak ve burada prensimiz tarafından mülakat uygulanacaktır.
Elbette tüm ülkedeki kızlar gibi Chat Kedisi de bu sınava katılmayı çok istemekteymiş. Fakat üvey annesi ’Senin yorulmana gerek yok, sınav giriş kartını ben alırım’ diyerek sınav gününe kadar oyalamış. Artık chat Kedisinin PBS’ na girmesi olanaksızmış.
Akşama doğru Üvey anne ve kızları arabaya atlayıp saraya doğru yola çıkmışlar. Üvey anne ne olur ne olmaz diye Chat Kedisinden beş Matematik ve altı Edebiyat testini çözmesini istemiş. Akşama doğru ikinci Matematik testini çözerken daha fazla dayanamamış ve ağlamaya başlamış Chat Kedisi.
O sırada arkasında bir ışık fark etmiş. Arkasına dönünce bir de ne görsün. Güzel ve zeki olduğu her halinden belli olan bir peri günün konseptine uygun olarak mezuniyet cübbesi ve kepiyle birlikte karşısında durmaktaymış.
’O sınava girmeyi çok istiyorsun değil mi?’
’Kesinlikle.’
’Merak etme gireceksin.’
’İyi de sınav giriş kartım yok ki.’
Kepini eline alan peri kepin içinden Chat Kedisi adına düzenlenmiş bir sınav giriş kartı çıkarmış.
’Peki bu testler ne olacak?’
Peri Chat Kedisine ’Hiç yapmadığın şey mi Allah aşkına?’ anlamında bir bakış fırlatınca
’Doğru, kitabın arkasına bakıp doğru şıkları işaretler, sonra da üzerlerine birkaç şey yazabilirim. Bunu gelince de yapabilirim değil mi?’
’Yani. Genelde pek tavsiye etmiyoruz ama...’
Peri birkaç sihirle önce Chat kedisinin birkaç renge boyalı saçını tek renge boyamış, saçı tokalarla desteklemiş, sıfır numara da olsa bir gözlük temin etmiş, aklı başında kültürlü kız görüntüsünü uygun bir ceket, etek, gömlek üçlüsüyle tamamlamış.
’İstersen bal kabağını faytona dönüştüreyim...’
’Sağol, bu kadar yeter. Babamın doğum günümde hediye ettiği iki kapılı kırmızı arabamla giderim.’
Peri
’Saat on ikide evde olman gerek Chat Kedisi. Yoksa sihir bozulur, az önceki imajla da prensesliği biraz zor görürsün.’ diyerek yolcu etmiş Chat Kedisini.
Sınava on beş dakika geç girmiş Chat Kedisi. Sınav salonuna gelen Prens Chat Kedisinin görüntüsünden ve soruları çözme performansından çok etkilenmiş. Uzun süre sağ arka taraftan soruları nasıl çözdüğünü seyretmiş. Üvey kardeşler çok kıskanmışlar bu tanımadıkları kızı. Prens yanlarına gelince onu etkilemek için her ikisi de daha önce annelerinden aldıkları taktikle havuz resmi çizmişler. Yalnız prens sınavda tercihini işçi probleminden yana kullandığı için bu havuz resimlerine kahkahalarla gülmüş.
Birinci aşamada başarılı olan Chat Kedisi ikinci aşama için üvey kardeşlerinden hiçbirinin aralarında olmadığı bazı adaylarla birlikte büyük salona alınmış. Ortam güzel ayarlanmış salonda. Prens bir köşede adaylarla teker teker görüşürken diğer adaylar da diğer köşede müzik eşliğinde bir şeyler yiyor ve içiyorlarmış. Prens kiminle görüşürse görüşsün bir gözü hep Chat Kedisindeymiş ve bu herkesin dikkatini çekmiş.
Prens ikinci aşama için şöyle bir soru hazırlamış: Adaylara hepsi aynı görünen 12 top ve eşit kollu terazi vermiş.
’Bu toplardan 11 tanesi aynı ağırlıkta, bir tanesi ise ağırlıkça diğerlerinden farklı. Yalnız ağır mı hafif mi bilmiyoruz. Bu terazide üç tartı yapıp bunu bulabilir misin?’
Adaylar genelde önce dörder dörder tartıyor ve sonra ağır gelen taraftaki topları ikişer ikişer tartıyorlarmış. Ama farklı olan top aslında hafif olduğundan bu yöntem tutmuyormuş. Sıra Chat Kedisine geldiğinde soruyu sorarken nutku tutulmuş prensin. Bir çok kez hata yaparak zorla tamamlayabilmiş soruyu.
Soruyu duyan Chat Kedisi bir müddet düşünmüş. Sonra diğerleri gibi bir kefeye dört ve diğerine de dört top koymuş. Kefelerden biri ağır gelince kefelere koymadığı 4 topun standart olduğundan emin olmuş. Sonra ikinci tartı için bir öncekinde ağır gelen taraftan iki tane ve hafif gelen taraftan bir tanesini alıp terazinin bir kefesine koymuş. Prens heyecanla ayağa kalkarak
’İşte bu, işte bu.’ diye bağırınca korkudan irkilmiş Chat Kedisi.
’Lütfen devam edin. Harika gidiyorsunuz.’
Tam o anda saatin on iki olduğunu belirten sesi duyan Chat kedisi koşa koşa kaçmış saraydan. Prens ilk başta ne olduğunu anlayamamış. Sonra arkasından koşmuş ama nafile.
Ertesi gün ve onu takip eden bir çok gün prens elinde 12 top ve eşit kollu terazi ile kapı kapı dolaşıp Chat Kedisini aramış. Chat Kedisinin evine gelince üvey kardeşler bir kefeye beş, diğer kefeye dört top koyunca hemen tertibatı toparlayıp evden çıkmak niyetindeymiş ki yukarıdan bir kız sesi duymuş.
’Yukarıda başka bir kız daha var mı?’
’O sabahtan akşama kadar chatte. Ne anlar zeka sorularından.’
’Biz yine de bir görelim.’
Chat Kedisi gelmiş. Hiç düşünmeden bir kefeye dört ve diğerine de dört top koymuş. Kefelerden biri ağır gelince kefelere koymadığı 4 topun standart olduğundan emin olmuş. Sonra ikinci tartı için bir öncekinde ağır gelen taraftan iki tane ve hafif gelen taraftan bir tanesini alıp terazinin sağ kefesine koymuş. Sol kefeye ise bir öncekinde ağır gelen taraftan bir, hafif gelen taraftan bir ve dışarıda kalan toplardan bir tanesini koymuş. Sağ kefe ağır gelmiş. Üçüncü tartıda ise sağ kefede ağır olma olasılığı olan iki topu tartmış. Onların eşit olduğunu görünce sol kefedeki hafif topu gösterip
’İşte bu top diğerlerinden hafif.’ demiş. Prens aradığı kızı bulduğundan eminmiş artık.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.