- 6137 Okunma
- 9 Yorum
- 0 Beğeni
HAYAT GÜZELDİR ( LIFE IS BEAUTIFUL )
Yapım: 1997 ~ İtalya
Tür: Aile, Dram, Komedi, Macera, Romantik, Savaş
Yönetmen: Roberto Benigni
Oyuncular: Roberto Benigni, Giorgio Cantarini, Nicoletta Braschi, Giustino Durano,
Senaryo: Roberto Benigni, Vincenzo Cerami
Müzik: Nicola Piovani
Ödülleri: En İyi Erkek Oyuncu(Roberto Benigni) , En İyi Müzik (Nicola Piovani) ve En İyi Yabancı Film dallarında olmak üzere 3 adet Oscar kazandı. 13 adet başka ödül kazandı ve 5 tanesi için aday gösterildi.
Film, 1930’ların İtalya’sında geçiyor. Guido, tasasız, kaygısız bir Yahudi kitapçıdır. Yakın bir şehirde yaşayan güzel Dora’ya aşık olur. Uzun uğraşlar sonucunda onunla evlenerek bir peri masalı başlatır.
Guido ve karısının bir oğulları olur. Aile, İtalya’yı Alman güçleri istila edene kadar birlikte mutluluk içinde yaşarlar. Guido Yahudi olduğu için, Nazi’ler tarafından, tutuklanırlar ve toplama kampına gönderilirler. Ailesini bir arada tutabilmek ve oğlunun Yahudi toplama kamplarının dehşetinden elinden geldiğince uzak tutmak çabası ile Guida bu yıkımı bir oyun gibi gösterir. Bu oyunun kazanma ödülü ise bir tanktır.
…/…
Sizlere kısaca tanıtmaya çalıştığım bu film, gösterime girdiğinde, İstanbul’daydım. Kuzenimle birlikte, Ak Merkez’de dolaşırken, sinemaya gitmeye karar verdik. Gösterimde olan filmler arasında tereddütte kalınca, oğlunu aradı ve film tavsiye etmesini istedi. O’nun tavsiyesi üzerine de bu filmi izlemeye karar verdik.
Konusu hakkında bilgi sahibi olmadığınız bir filmi izlemeye başladığınızda; ilk aradığınız özellik, görselliktir. Bu beklentiyi, bu kadar genele yaymam yanlış oldu, sanırım? Kendi adıma konuşursam; benim ilk beklentim görselliktir. Yakışıklı bir erkek / kadın oyuncu. Aslında ikisi de olursa, hiç fena olmaz. Roberto Benigni için “yakışıklı” sıfatı, sanıyorum, kullanılacak sıfatların en sonuncusudur. Hatta belki sıfatlar sıralamasına bile giremez. Hal böyle olunca, filmin ilk yarısına kadar geçen süre içinde ki düşüncem: “ Eh be oğlum, başka film mi bulamadın, tavsiye edecek? “ olmuştu.
Ancak; film ilerledikçe bu düşüncem yüz seksen derece değişti. Neden? Bu soruya yanıt verebilmem için filmi anlatmam lazım. Bunu yapmayacağım. Çünkü filmin büyüsünü bozmak istemiyorum. Sadece şu kadarını söyleyeyim: Film bittiğinde, yerimden kalkamadım, uzunca bir süre!
Bu film, bu akşam ( 21.03.2011 - Pazartesi ), TNT kanalında, saat: 20.15 de yayınlanacak. İzlemediyseniz, lütfen kaçırmayın.
Şöyle yapalım mı: Bu yazıya, şimdi, bir yorum yazmayın. Filmi izleyin. Bittikten sonra, burada bulaşalım. Hani yukarda, yanıtsız bıraktığım “ Neden? “ sorusu vardı ya? O soruya birlikte yanıt verelim. Ne dersiniz?
Ben, sizi bekliyor olacağım.
Eser Akpınar
21.03.2011
İzmir.
YORUMLAR
Sevgili Eser, keşke yazını daha önce okuma imkanım olsaydı da o filmi bir kez daha izleseydim. Ben o flmi izlemiştim ve bir süre aynı senin gibi yerimden kalkamamıştım. Sonra insanlık dışı yapılan bütün davranışlara lanet okumuştum. Hele bir insanın sırf dini, dili farklı diye yapılan bu amansız soykırıma küfürler savurmuştum. Adamın çocuğunu hayatta tutma gayretini gözyaşları içinde izlemiştim.
Kalemini kutlarım arkadaşım. Yine çok güzel anlatmışsın.
sevgimle...
Eser Akpınar
Teşekkür ediyorum. Sevgilerimle.
Arkadaşım benim de bu filmi izlemem, seninkine yakın oldu. 1999 yılı Temmuz du sanırım, eşim ve çocuklarımla gitmiştik.
İlk yarıda oldukça sıkılmıştım ve" bgele gele bu filme mi geldik? " dedim eşime. Fakat 2. yarıda böyle muhteşem bir filme "iyiki gelmişiz" diyebidim.Sinemadan çıktığımızda, hepimizin gözünde yaşlar vardı.
Musevîlerin, musevi olmayan, yahudileri toplama kampına göndermesi ve bu kamptta baba guido, herşeyden habersiz oğlu giosue ve onlardan ayrı kalmamak için yahudi olmadığı halde onlarla giden anne. Babanın herşeyden habersiz, küçük oğlu için yaptığı fedekarlık...
Babanın vurulma sahnesi dehşet vericiydi. Oğlunun, oyunun sonunda kazandığını sanarak tanka binmesi görülmeye değerdi.
Uzunca bir süre etkisinden kurtulamamıştım. Şimdi yazınla tekrar o sahneler gözümün önüne geldi...
Teşekkür ederim arkadaşım, geçmişi yeniden yâd ettirdin. Sevgilerimle...
Eser Akpınar
Teşekkür benden arkadaşım. Güzel yorumun için. Sevgilerimle.
Eser Hanımcığım yine çok güzeldi sayfanız. Filmi izlemeye çalışacağım. Teşekkürler. Sevgilerimle...
Eser Akpınar
Teşekkür ediyorum. Sevgiler, selamlar.
bir çocuk gözüyle dünya
hiç bir karesini kaçırmadan
defa kez izlediğim bir film
ama tekrar gündeme gelmesinede çok sevindim
sevgilerimle Eser Hanım
Eser Akpınar
Teşekkür ediyorum. Sevgiler, selamlar.
Eser Akpınar
Sevgiler, selamlar.
babanın sevgisi....elle dokunur gözle görülür cinstendi....insanlık vahşetini...çocuk gözünde ve düşünde....inceliyor...seyirciyi her karesinde kitliyordu... yeniden seyredemedim...duyarlı kaleminizi.....kutluyorum saygılar
Eser Akpınar
Teşekkür ediyorum. Saygılar, selamlar.
Keşke hayatın güzelliğini yaşamaya engel olanlar olmasaydı diye düşündüm bir an.Ama filmi izleyeceğim.Söz,Selam ve sevgiler.
Eser Akpınar
Hayatın güzelliklerinin karşısındaki en büyük engel; kendimiziz, bence...
Teşekkür ediyorum. Sevgiler, selamlar.
Guido'nun çocuğunu hayatta tutma mücadelesi çok etkilemişti beni. Çok iyi oyuncu performansı olan bir film. Genç öğrenciler sınav maratonundan yorgun düştüklerinde ya da bezginlik gösterdiklerinde izlettiğimiz bir kaç film den biri.
Hemen aklıma gelen diğer ikisi; Robert Redford'un Kale isimli filmi bir diğeri de Esaretin Bedeli.
Çok az bulurum hep böyle kaliteli yapımları. Güzel bir film yakalamışsınız Eser Hanım, yeniden yeniden izlenebilecek kadar iyi bir filmdir Hayat Güzeldir.
Selam ve sevgimle...
asran tarafından 3/21/2011 11:47:08 AM zamanında düzenlenmiştir.
Eser Akpınar
Çelik Manolyalar, Kızarmış Yeşil Domatesler, Yeşil Yol...Daha pek çok film sayabiliriz. İlla ki izlenmeleri gereken filmler oldukları halde gözden kaçtığını düşündüğüm filmlerden bazıları.
Teşekkür ediyorum sevgili Asran. Sevgiler, selamlar.