- 2781 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
OKULDAKİ VEDA GECESİ
Yıl 1982;
Yarıyıl tatilini bitirmiş yeniden okul günleri başlamıştı. Sınavlar, sınavlar derken günler anlamadan akıp gidiyordu. Yıl sonu yaklaşıyordu,hepimizi bir okul gecesi telaşı sarmıştı..
Yıl sonunda giyim şubesi olarak el sanatları şubesiyle beraber okul gecesi düzenlemeyi düşünüyorduk. Şarkılar hazırlıyor derslerde geçen diyoloğları geceye eğlence amacıyla aktarıyorduk.
O yıllarda öss hazırlık için dershaneler yeni yeni açılmaya başlamıştı.Bir kaç arkadaş Alsancak’ta dershaneye gidiyorlardı.Bir kaç sefer dershanede derslere girmeyip biraz dolaşmaya çıkmışlar.Bu saatlerde de bazı kişiler tarafından gezerlerken görülmüşler.Bu okul Müdiremiz Leman Hanım’ın kulağına gidiyor ve çok kızıyor..
Leman Hanım aynı zamanda her iki şubenin de resim öğretmeni..Bu olayların yaşandığı sıralarda rahatsızlığı sebebiyle 15-20 günlük raporluydu.Yine dersinin olduğu bir gün raporlu diye kimse resim eskizlerini getirmemişti.Biz resim derslerini iki şube bir arada yapıyoruz.İki şube toplandık öğretmen raporlu sınıfta kendi aramızda eğleniyor,bir taraftan da yıl sonu için neler yapabiliriz tartışıyoruz..Tam o sırada birden kapı açılıyor ve kapıda Leman Hanım beliriyor,derse giriyor..Hepimiz tam bir şok yaşıyoruz.Öyle ya Leman Hanım gelmiş,ama kimsede eskizler yok..Üstelik Leman Hanım sert disipliniyle tanınan biri.
Leman Hanım hemen lafa giriyor.
-Çıkarın bakalım eskizleri size not vereceğim..
Sınıfta kimsede tık yok,çünkü kimse eskizleri getirmemiş..
-Hocam raporlu olduğunuz için eskizleri getirmedik sesleri yükseliyor sınıftan.
Leman Hanım’ın sert tavrıyla karşılaşıyoruz.
-Bu beni ilgilendirmez diyor.
Tek tek isimleri saymaya başlıyor.Her ismini saydığı kişiden aldığı yok cevabına sıfırı yapıştırıyor.Bu kızgınlıkla dershaneye giden arkadaşlara da epey bir fırça atıyor..
-‘’Sizler dershaneye diyoruz diye herkesi kandırıyorsunuz, sokaklarda sürtüyorsunuz’’ diye de çok ağır sözler söyledi. Oysa arkadaşların girmedikleri birkaç ders, biraz dolaşmak için derse girmedikleri sadece bir kaç gün var.
Bu resim dersinde yaşanan sürtme sözü arkadaşlarımızı çok etkiledi ve üzdü. O yüzden bunu bir şekilde Leman Hanım’a hissettirme çabaları var.Ama bunu nasıl yapacağız diye düşünüyoruz.
Bu arada birazda diğer öğretmenlerimizden bahsetmek istiyorum.
Coğrafya öğretmenimiz Mehmet hoca sık sık kullandığı mamafih kelimesi yüzünden adı mamafih Mehmet hoca veya soyadı yüzünden Temiz hocadır aramızda adı.
Tarih derslerini iple çeker olmuştuk. Uygun hocamız adı gibi gerçekten dersin ilk 10-15 dakikasında verdiği hayat dersi ve tecrübesiyle tam bir uygunluk içerisindeydi. Tarih dersinin adı da bizim için Hayat dersiydi ve Uygun hocamız hepimizin baş tacıydı.
Edebiyat hocamız Emine Hanım beklide tanıdığımız en kibar ve Türkçe’yi en iyi,en doğru ve mükemmel bir şekilde kullanmasıyla gözbebeğimizdi. Onun yeri de bu yüzden bizde ayrıydı.
Matematik hocamız Mustafa Bey sürekli ‘ondan sonra’ kelimesini kullanırdı. Ve biz ne zaman bunu tekrarlayacak diye bir türlü derse konsantre olamazdık.
Leman Hoca, Müdiremiz resim dersinde yaptığı o sıfır olayından sonra asabi olan lakabı asabi sıfırcı kalmıştı.
Giyim dersimiz bazılarımız için sevinçle gelir bazılarımız içinse bir kabustur adeta..Çünkü Günsel hocamız çok sert ve titizdir.Her şeyin en iyisini öğretme çabasındadır.Ve verdiğinin karşılığını da istediklerinin yapılarak gösterilmesini ister..Dersine verdiği önemin öğrencileri tarafından da aynı şekilde önemsenmesini ister..Her zaman bir sözü vardır..’’Burada her şeyin en zorunu öğrenin kolayını nasılsa evde de yaparsınız’’
Bu arada ona buradan teşekkür etmeden geçemeyeceğim.Teşekkürler Günsel Hocam..
Günsel hoca aynı zamanda sınıf öğretmenimizdir.
Sınıf öğretmenimiz Günsel Hanım sert, otoriter ama aynı zamanda her öğrenciye her zaman en iyisini öğretme çabası içindeydi. Bazen ondan hiç beklenmeyen küçük şakalarla da gönlümüzü almasını da çok iyi bilirdi.
Lise son sınıfa kadar giyim dersinde sınıfımız ikiye bölünüyordu. Bir bölümüne başka bir öğretmen bize ise başından itibaren Günsel Hanım girmişti. Son sınıfta hepimiz diğer derslerdeki gibi birleşmiş yine kalabalık bir sınıf olmuştuk.
Günsel Hanım iyi bir eğitimci olmanın yanında bazen sınıfta taktığı bazı arkadaşlarımızda vardı. O yüzden onlara arada bir atıfta bulunurdu.
Bazı arkadaşlarımız öğretmenimizin sert tutumundan dolayı çekindikleri için yapılan işlerle ilgili sorulması gerekenleri bizlere soruyorlardı. Öğretmenimizde bu yüzden çok kızıyordu, bizlere de söylediğimiz için kızardı. Siz söylemeyin gelsin bana sorsun derdi. Bazen o arkadaşlarımızın isimlerini sayar onların işleri sürpriz olacak bakalım ortaya ne çıkaracaklar diye biraz da kızarak söylenirdi.
Her şeye rağmen giyim derslerimiz güzel ve eğlenceli geçiyordu.
Veda gecesi artık yavaş yavaş şekillenmeye başlamıştı. Koro halinde şarkılar hazırlıyorduk. Zamanın en sevilen ‘Olmadı olmadı gitti’ şarkısına derslere uygun sözler ekliyorduk..
Yüz kere bin kere söylemedim mi
Bu aşkın çaresi yok demedim mi
Sen dizime kapanıp yalvarırken
Ben sanki kahrolupta ölmedim mi
Olmadı olmadı gitti
Yandı kül oldu bitti
Nasıl sevgiymiş bu
Anlamadım gitti
Bir yılda bin yılda beklerdim seni
Görmeseydim eğer tüm gerçekleri
Sen yıllardır bir hayal peşinde
Bense baş başayım dertlerimle
Olmadı olmadı gitti
Yandı kül oldu bitti
Nasıl sevgiymiş bu
Anlamadım gitti
Şarkıda bazı sözleri derslere göre uyarlamıştık.
Yüz kere bin kere söylemedik mi?
Coğrafyadan kurtuluş yok demedik mi?
Onlar eve kapanıp yazılı okurken
Biz sanki sokaklarda sürtmedik mi?
Olmadı olmadı gitti, Yandı kül oldu bitti
Nasıl tarihmiş bu, Anlamadık gitti
Olmadı olmadı gitti, Yandı kül oldu bitti
Nasıl coğrafyaymış, Anlamadık gitti
Bir yılda üç yılda çalışıyorduk
Görseydiniz eğer tüm gerçekleri
Hiç hayal peşinde koşmadık ki
Her zaman derslerin başındaydık
Olmadı olmadı gitti, Yandı kül oldu bitti
Nasıl tarihmiş bu, Anlamadık gitti
Olmadı olmadı gitti, Yandı kül oldu bitti
Nasıl coğrafyaymış, Anlamadık gitti
Yüz kere bin kere söylemedik mi?
Coğrafyadan kurtuluş yok demedik mi?
Onlar eve kapanıp yazılı okurken
Biz sanki sokaklarda sürtmedik mi?
Olmadı olmadı gitti, Yandı kül oldu bitti
Nasıl tarihmiş bu, Anlamadık gitti
Olmadı olmadı gitti, Yandı kül oldu bitti
Nasıl coğrafyaymış, Anlamadık gitti
Giyim derslerinde geçen konuşmaları da geceye aktarma çabası içindeyiz.Ama bu bölümü Günsel Hanımdan da saklamak istiyoruz..
Tüm öğretmenlerimizin hazırladığımız geceden haberleri var ama içerisinde neler var bilmedikleri için merak içindeler.Bu yüzdende sık sık neler olduğunu söylememiz için sorular soruyorlardı.Sadece iki sınıfın sınıf öğretmenleri bazı bölümlerini biliyorlardı.Bazı bölümleri ise onlardan da saklıyorduk..Hazırladığımız şarkının sözlerinde bile derslere göre değişiklik yaptığımız için ne olduğunu bilmiyorlardı..
Yapılan hazırlık çalışmalarında o bölümleri sürekli geçiştiriyoruz. O bölümlerin sınıf öğretmenlerimize bile sürpriz olmasını istiyoruz.Özellikle şarkı ve giyim dersinde geçen konuşmaları her çalışmada atlıyoruz ama Günsel Hanımda büyük bir merak içinde. O bölümleri de izlemek istediğini sık sık dile getiriyordu..
Bütün hazırlıklarımız tamamlanmaya başladı son olarak bir kez daha çalışmalarımızı yapacağız..Geceye bir kaç gün var ve Günsel Hanım o bölümleri de mutlaka izlemek istediğini sürekli tekrarlıyor..
Biz biraz da giyim dersindeki konuşmalara tepki vereceğinden çekindiğimiz için birazda sürpriz olması açısından o bölümü izlettirmek istemiyoruz.Ama Günsel Hanım pes edecek gibi görünmüyordu..
-Kızlar ters bir şeyler söylersiniz, Leman Hanımı biliyorsunuz kızdırırsanız diplomalarınızı biraz zor alırsınız diyordu.
Sonunda istemiyerekte olsa önce sarkıyı seslendiriyoruz.Şarkı Günsel Hanımın çok hoşuna gidiyor ama bir uyarıda bulunuyor..
-Kızlar şarkı çok güzel olmuş ama ‘‘Biz sanki sokaklarda sürtmedik mi?’’ sözü biraz ağır olmuş diyor.
Bu sözü işiten arkadaşlar:
-Hocam Leman Hanım bizlere aynen bu sözü kullandı.Biz bu söze çok kırıldık.Bir kaç ders gezmişsek ne olmuş kötü bir şey yapmıyorduk.Bu sözü bize söylememeliydi diye itiraz ediyorlardı..
Günsel Hanımın isteğiyle son satırda ‘Biz sanki sokaklarda gezmedik mi’ değiştirildi..Sıra giyim dersinde geçen konuşmalara gelmişti.
Bu bölümü yine atlatmaya çalışmıştık.
-Hocam kızarsınız şimdi izlemeyin filan dedik ama dinletemedik.
-Size söz veriyorum kızmayacağım dedi..
Günsel Hanımın taklidini de sınıfta en çok taktığı arkadaşımız Nurhayat yapıyordu. Çünkü bu arkadaşımız bu konuda çok güzel taklitler yapıyordu. Zaman zaman yaptığı taklitlerle hepimizi gülmekten kırar geçirirdi..Bunu onun kadar güzel yapabilen başka bir kişi daha yoktu.
Arkadaşımız Günsel Hanımın yürüyüş taklidini yaparak sınıfa girdi.Gayet sert bir ses tonuyla
-Günaydın çocuklar
-Günaydın
Masaya oturuyor ders defterlerini yazıp imzalıyor.Sonra sınıfa dönerek:
-Açın bakayım işlerinizi kontrol edeceğim diyor.
( Bu konuşmaların geçtiği zamanlar biz sipariş çalışmaları yapıyorduk. Nurhayat ta Günsel Hanımın eşine pijama dikiyordu.)
Sırasıyla bütün işler kontrol ediliyor, arkadaşın birine sıra geliyor,
-Kızım bu mezure neden elliden başlayıp yüzde bitiyor..
Hepimiz gülmemek için kendimizi zor tutuyoruz. Sıra Nurhayat’a geliyor.Eşine diktirdiği pijamayı beğenmiyor ve o anda pijamayı eline alarak aynen yerleri paspaslarmış gibi yuvarlak dairelerde çizerek,
-Kızım bu ne? Bununla alınır ancak yerler paspaslanır diyor.
Bazen de
-Nurhayat’ın işi sürpriz olacak bakalım ortaya ne çıkacak diyordu.
Bizler bu konuşmaların geçtiği sırada arkadaşlarımız için her ne kadar üzülmüş olsakta yılsonu çalışmalarımızda bu konuşmaların yapıldığı bölümde epey eğleniyoruz…
Son kontrol çalışmasında da oynanan bu konuşmalar bizim o çok sert ve otoriter görünen Günsel hocamızı bile gülmekten yerlere yatırıyor…
- ‘‘Ya çocuklar müthişsiniz,bu konuşmaların hepsi harika hazırlanmış…Gerçekten ben sınıfta böylemi davranıyordum’’ diyor…
Bizlere bu sözü söylemesi bile kendi davranışlarını onaylamadığı anlamını çıkarmıştık… Bu yüzden bizler bir şekilde sitemlerimizi hocamıza ulaştırmış olduk…
Tatlısıyla, acısıyla bütün anılarımız ve hatıralarımızla üç yılı geride bırakmıştık…
Arkadaşlarımızdan ayrılacak ve kimileriyle belki de bir daha hiç karşılaşmayacaktık..
Yıl sonu gecesi gelip çatmıştı.Bizlerin hazırladığı şarkılar,diyoloğlar tüm öğretmenlerimiz tarafından çok beğenilmiş uzun süre alkışlanmıştı.Taklitler bölümünde tüm öğretmenlerin gülmekten gözlerinde göz yaşları belirmişti.bizlere mükemmel bir gece hazırladığımız için teşekkür ediyorlardı.
-Sağolun kızlar,şimdiye kadar bu kadar mükemmel ve özveriyle hazırlanmış bir gece görmemiştik..
İşte bu sözler bizim için acı anıları tatlıya dönüştürmenin verdiği mutluluk ve keyifti….
25.08.2007
02.55 Cumartesi
GÜLGÜN SOLMAZ
YORUMLAR
Yazınızla beraber kendi öğrencilik anılarım, yıl sonu gösterilerimiz canlandı gözümde ve mutlu oldum.Dört yıl yatılı okudum ve gece gündüz bir arada olunca çok farklı oluyor.Bizim bir iskeletimiz vardı ve müdürümüzün adını koymuştuk.Aslında çok severdik ama sanırım çok zayıf olduğu için koymuştuk.
Severek okudum.Elinize sağlık.
Selamlar