BAYRAMLARIMIZ VE ANMA TÖRENLERİMİZ
30 Ağustos Zafer Bayramı, ardından 29 Ekim Cumhuyiret Bayramı derken Ulu Önder ATATÜRK’ün 69. ölüm yılı anma törenleri gerçekleştirildi.
Anıtkabir’de gözler önüne serilen ve büyük bir katılımla sergilenen görüntüler tüyler ürperticiydi. Hele o yüce insanın kabri başında yalvarırcasına “geri gel” sana ihtiyicağımız var sözleri ağlamaklı gözlerin yanında dudaklardan süzülüyordu ve haykırışlar vardı. Türk milleti gördüğü rüyadan uyanmaya başladı.
Diğer taraftan son zamanlarda moda olan yüksek yerlere ve çeşitli yerlere dikilen Türk bayrakları bir yerlerde yarıya indirilirken, bir yerlerde yarıya indirilmedi ve ortaya acı tablolar çıktı. Hele bir yer var ki birisi bayrağı indirmeyip uyarıldığı anda indirirken, birisi yarıya indirdiği bayrağı çok geçmeden tekrar göndere çekti ve benim kafam iyiden iyiye karıştı.
Bazı mahalle okullarında tatil öncesi çekilen bayraklar yerinden bile kıpırdamadı.
Bu yüksekteki bayrakları kontrol edemeyenlere buradan bir önerim olacak o bayrakları lütfen yıpratmayın,oyuncak değil. Eğer oralara bir şey takmak istiyorsanız belediyenizin logosunu simgeleyen bayrakları takabilirsiniz. Böylece sorumlu olduğunuz bölgenin simgesini korumak adına belki dikkatinizi çekebilir.
Akyurt Belediyesi höyük parkında 30 Ağustos günü göndere çektiği bayrağı çabuk deforme olduğu için değiştirdi ve daha parlak bir bayrak astı gelin görün ki 11.11.2007 günü havanın rüzgarlı ve yağışlı olması üzerine bayrak dilimlere ayrıldı ve yine kötü bir görüntü ortaya çıktı. Bu yıpranmadan daha önce defalarca söz ettik ama nafile birileri bu konuda ısrarını sürdürüyor. Yukarıda da bahsettiğim gibi oraya en iyisi Akyurt Belediyesi’nin logosunu taşıyan bir bayrak takarsanız kendi eseriniz olan logoya sahip çıkar ve haftada bir de değiştirebilirsiniz, kimse fark etmez. Böylece ince bir sorumluluktan kurtulmuş olursunuz.
Aynı vahim durum ise Atatürk anıtı önünde 10 kasım günü konulan çelenklerin rüzgardan oraya buraya saçılması, devrilmesi yine içler acısı durumu gözler önüne serdi ve hiçbir yetkilinin veya o kurumlarda çalışanların dikkatini çekmedi, çekseydi ya kaldırılırdı yada düzeltilirdi ama maalesef, yaptığımız her işi formalitelere uydurmaya çalışmamız özde değerleri bu denli ulu orta yerlerde heba etmemiz daha bizlerin başına ne çoraplar örecek kim bilir.
Ah kendimizi bir anlayabilsek tarihin bize anlatmak istediklerini, onlara ne kadar minnettar olduğumuzu daha iyi anlayacağız ama görünen o ki tarihi tarih yapan bizleriz sanki.
Herkes kafasına göre işine gelen tarafı almış,bunu ranta çevirmiş, bayram benim bayramım kime ne mantığı ile günü kurtarmanın peşinde ve nasıl olsa ne yaparsan yap bir şey olmuyor, yapanın yanına kâr kalıyor, buda geçer, buda unutulur, birdaki sefere (C.C) Allah kerim. Deyip gidiyoruz, dur bakalım.
Bir daki 30 Ağustos Zafer Bayramı, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı, 10 Kasım Ulu Önder ATATÜRK’ü anma törenlerinde görüşmek üzere.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.