- 632 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
NAĞME/İ YÂR
Yine özlemler peydah oldu.
Yine hasretler nöbet geçirtir hiç durmadan..
Keskin bir kılıç yerle yeksan ederken beni.
Ben kendimin içindeki adı bilinmez yönü görünmez sus bir aşk ile debelenir dururum.
Göyn ateşe vermiş kendini..Tutuştukça harlanır..
Yandıkça yar/ ahh yar aşkıma bir buselik makamında geçit sunsan der durur.
Ahh gülüm/ ahh erim /ahh sevdiğim ahh sevebildiğimdende çok sevmeye çabaladığım.Gözümün nuru ömrümün varı yoğu her bir zerresine kurban olduğum.
Şu vakit halim nicedir bilirmisin.?
Hal kalmadı bende.Derman kesildi.Soluk kendini bilmez ters köşelerde sendeler durur.
Kayıp bir toz ışığında kaybolmaya bırakıyorum kendimi..
Sende ki beni görmek için her aynaya baktığımda sıcak bir bakış karşılıyor beni.
Eyy mahmur bakışlım eyy yandığım yanmaktan kora döndüğüm,el aman deyip yüzümü yüzüne ,yönümü yönüne döndüğüm.
Eyy ayım ,mihrabım soluksuz soğuk şaraplarda kaybolan kızıllıklarımın civan efendisi.
Ben ki bir garip kuşum.
Ben ki ne varım ne yokum.Ben ki sende kaybolmuşluğumla can çekişen bir içimlik nefesteki tek kalmış ince bir kağıda sarılmış tütünüm.
Artık yanmaktan geçtim.
Ben sararıp solmuşluğumla ,ben ziyan olmuş cevherlerdeki kurumuşluğumla tek taştaki tılsımını,yüreğini,aklını zihnini yitirmişlikle beraber gökten ayağının altına kadar tutsağınım.
Dile benden sök istersen göynümü ,al iliklerimi,hapset bakışının içine zehir gibi,zakkum gibi pıhtılaşmış kan gibi sevdamın içine sar beni.
Tek tek öldür beni.
Çıkar at şu içimdeki sineyi.
Def et ,yok et,erit bitir beni.
Ahh yar..
Ölüyorum artık ben.
Bu aşk beni bitirdi.
Bu aşk beni uyutup uyutup uyandırdıkça ben yas/lı göynümden susuzluğumu hatırlayıp yanarda yanarım.
Bir ateş beni yok eder.Ve yine bir ateş beni yakmak için içerimde büyürde büyür.
Ben değilim gayrı bu ben benden geçtim.
Eyy yüreğimin adamı .
Sana er demişim .Aşk demişim .
Beni kül eden toza dumana boğan hatta kaldırıp atan seni çok değil pek çok değil hatta çok ama çoklarıda geçtim..
Bilmem ki nasıl anlatsam .Bilmem ki hangi kelamlar seni yazmak için yeter.
Hangi harfleri bir araya getirsem senin adını içimden çıkmamacasına yüreğimi sürükler.
Gittiği yer meçhul gittiği yer çetrefilli .Gittiği yerde muammalar hükmünü sürerde sürer..
Eyy Yusuf bildiğim.
Eyy kor gömleğinin içindeki sineyi döşek bilip uyuduğum.
Eyy baygın bakışlarında iki cihanda kayıplar yaşadığım.
Sanma ki ben seni seviyorum.
Sanma ki ben sana aşığım
Sanma ki körü körüne bağlanıp öylece kalırım olduğum yerde.
Eyy yiğit olan ben seni ne severim,ne aşığım ne yanarım.
Ben sende sen oldukça varım
Ben seni öyle severim ki bunu ne ben anlatabilirim ne yüreğim yazabilir
Ben sana öyle bir yanarım ki ne cehennem sıcaklığıdır bunu tarif eden ne volkandan sızan lavdır tesellisi.
Severim seni,yudum yudum içerim aşk denileni.
Verdiğin zehirmiş ,acıymış kimin umrunda.
Ahh nefesinin içindeki o şuh kokuda unuturum kendimi hatta ve hatta dağılan her sinemin içine hapsederim buram buram aşk kokan rengini.
Yüksek bir tepeye çıkıp kendimi rüzgara karşı veririm.
İçimin alevini alsın diye bekleşen beni az biraz sustursun deyi.
Az biraz nefes almak için elimi kolumu tutan hasretin ,özlemin içinde bir kez değil bin kez kaybolmak için o dar ağacına asarım ruhumu.