- 753 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
YARA MAHÂLLİ
Yangın yeri.
Kaza mahalli.
Yahut; "yara" mahalli!..
Ayağında herhangi bir sebepten oluşmuş, fakat senin haberin bile olmayan. Veya, daha doğrusu, gönül ağrılarının daha ziyâde oluşundan dolayı ağrısını yeterince hissetmediğin için, üzerinde günlerce gezindiğin bir kırık gibi...
Yok sayıp, görmemeye çalışıp, üzerinde gezinerek ha iyileşti ha iyileşecek diye, topal aksak duygularla...
Sonunda yine başına gelmek sînende açılmış o koca yaranın...
Mahalline gelmek kazanın...
Her yan gözyaşı ıslağıdır sanki hâlâ, bıraktığın ilk günkü gibi.
Ve içinden gelen o tek duygu ağlamaktır; ağlamak, ağlamak, biteviye ağlamak...
Belki günler, belki aylar, belki yıllar önce başından dehşet ve çaresizlikle ayrıldığın yara, aynı o günkü tazeliğiyle kanamaktadır hâlâ...
Dökülen gözyaşları kurumamıştır sanki.
Kan fışkırır yarandan, kanlı zemine ılık kanlar dökülür yeniden...
Islağı kurumamış göz yaşlarının üstüne kanlı yaşlar döktürür gözlerinden, ıslanan duyguların...
Bunca acıyı kaldırmaya mecâli kalmamış duyguların çökerken kesif bir tortu gibi gönlüne; bükülür, kıvrılır, kıvranır için...
İçinle mütenâsiptir zâhirin de. Bağı çözülen dizlerin çöker yere gayr-i ihtiyârî.
Sararan çehreni kapatır kanı çekilen titrek ellerin...
Bedenini buraya taşımış ayakların utanır, suçlanır kendince. Bilse de her ne kadar başka çaresi olmadığını, azaptadır, suçlu sanki kendi imişçesine...
...
Bu zifire kesmiş yangın yerini yeniden mâmur etmeye çalışmak...
Şu kaza mahallindeki enkâzı kaldırmak...
Yahut "yara" mahallini tımar etmek, yine sana düşmüştür işte...
Gönlünden geçmesi ve dilinden dökülmesi yasak edilmiş lânetlerine dökülmemeyi öğretirsin bin gayretle.
Yalnız doğduğun ve yalnız öleceğin şu zifiri kara yapayalnızlığında, yine yalnız olarak başlarsın, çokluğun yaptığı ziyanın tamirine!
Hicran Seçkin