- 740 Okunma
- 5 Yorum
- 0 Beğeni
AYIP OLDU DOĞRUSU!..
Birkaç gündür, hayretle izlemekteyiz Tatlıses konusundaki olay ve gelişmelerini. Allah şifa versin, ölüm kalım mücadelesindeki kim olsa, insan üzülüyor az ya da çok.
Ben sevmezdim kendisini, müziği de hiç tarzım değil, bir kez bile dinlemiş de değilim, duyduğumda da mümkünse kapatır ya da kanal değiştirirdim ama dedim ya insan ve seveni çok.
Biz bize düşeni yapıp kendisine şifa, ailesine ve sevenlerine geçmiş olsun dileklerimizi iletelim öncelikle.
Ne adla anmak gerekir, o denli değişik iş sahasına el atışını, gözünün doymazlığı mıdır, sözünü ettiği gibi, iş sahası açmak mıdır ya da başka nedenleri mi vardır? Neden bildiği işle yetinmez de bu denli geniş bir yelpazede yer alır bilemeyiz, ayrıca da kendi bileceği şeyler, kendisini ilgilendirir. Bir şekilde kazanıyor, kazancını da istediği gibi değerlendirir. O nedenle, doğruydu, yanlıştı gibi fikir beyanı da bize düşmez.
Nedendir, kimlerdir onu da bilmek mümkün değil bizce. Alacak davası denilmekte ama neden o konumdaki biri bankalar varken ki ona kredi vermeyecek banka düşünülemez, neden tefeciden para alır?.. Bu da kendi bileceği şey, bizi ilgilendirmez, sadece zihnimizde uyanan sorular…
Benim hayret ettiğim yanı; evet seveni çoktu, pek tabii ki üzülecek, koşturacak endişe duyacaklardı. Ama böyle akla bile gelmez kişilerin yoğun ilgisi gerçekten çok şaşırttı…
Bu güne dek ne önemli ve değerli kişiler katledildi, ne ölüm kalım savaşı verdiler yoğun bakımlarda. Ne evlatçıklar şehit oldu, onlar da ne yaşam mücadelesi verdi, hepsinin yakınları perişan oldu, kahroldu… Ama bu denli yankı yapmadı, bu denli izdiham olmadı, ya da olduğu da oldu da, bu denli yansıtılmadı medyaca!..
Bu defa, her kesimce çok seviliyor oluşu, pek çok kişiyle ilişkileri sebeptir belki bilemeyeceğim, kimlerle ne vesile ilişki içindeydi… İlgilendirmiyor da bu yanı.
Dava arkadaşları, hocaları daha dün hastanede tedavi altındaydı ve sonucunda da yaşamını kaybetti lakin Ne Cumhurbaşkanı, ne Başbakan, ne Meclis Başkanı, burunlarının dibindeyken, ziyaretine gitmediler, Demirel de meslekdaşı, okul arkadaşı olduğu halde, ancak telefonla sordular sağlığını da, şimdi Tatlıses’e bu candan ilgi ve ziyaretler nedendir?
Olabilir, sevdikleri sanatçıdır ama… Aklımın almadığı ise, acaba yanlış mı anladım diye de düşünüyorum, Doktorlar sormuş, uyandıralım mı diye de, hayır demiş Meclis Başkanı. Doktorlar, sağlık koşulları ve gereğince mi hareket eder, Meclis Başkanının arzusuyla mı?..
Bu yanı da bir yana, en çok hayrete düşüren, medyanın ele alışı oldu. Bütün programlar sıklıkla kesilip adeta naklen yayın yapıldı saniye saniye, tüm haber saatlerinde, ilk ve en uzun haber oldu…
Japonya’da büyük bir deprem olmuş, nükleer santralde sıklıkla patlamalar oluyor, gerek ülke içinde, gerek dışında onca önemli konu var, onlar bu haberin ardından vakai adiye gibi geçiştirildi adeta o günden beri…
Vardır kendilerince geçerli nedenleri, bunu da bilemeyeceğim…
Ama dün gerçekten üzüldüm…
Jülide Gülizar Hanımefendiyi kaybettik dün. Önemli bir isimdi… Gerek radyonun, gerekse televizyonun duayenlerindendi. Türkçenin doğru kullanımı konusunda büyük çaba sarf etmişti. Çok değerli çalışmaları vardı… Pek çoğunun, arkadaşı, ablası, hocası, meslekdaşıydı…
Gündüz şöyle bir sözü edildi bazı kanallarda, akşam ana haberde ise, yine ilk ve en kapsamlı ve de uzun süreli haber Tatlıses, sonrasında Japonya gerçeği, en sonunda da iki cümleyle, adet yerini bulsun kabilinden Jülide Hanımefendinin haberi verildi… Hastanede ve tedavi görüyor oluşu ise hiç bahsedilmemişti öncesinde…
Şaşırdım ve üzüldüm doğrusu!..
Ne çok şey düşündürüyor sergilenenler!..
Milletvekili aday adayı olacaktı Tatlıses ki aday da olur, kazanırdı da görünürlüğüyle, belli ki özellikle de seçilmişti. Oy getirisinin ne denli büyük olacağı da iyice görüldü, çünkü kimileri önce Allah sonra o diyordu… Demek ki peygamberden, bu ülkeye hizmeti geçmiş onca değerli kişiden, hatta ana baba ve evlattan daha önemli ve önceldi…
Bu beklenmedik olay beklentileri bozdu belki ama telefonla gönderilen mesaj yerine ulaşt!!!
p.r.alkan
YORUMLAR
yazıyı iyi okumak gerek.....yorum yazıyla eşleşmeli....yazar tüm yüreğiyle medyanın konulardaki önceliğine parmak basıyor...okunmadan anlamadan yazılan yorumlar yazarı incitir.....yazıyı kırar....büyük felaketle karşı karşıyayız allah sonumuzu hayır getire...ben mesajı aldım duyarlı kalemi kutluyorum saygılar...
O nedenle, doğruydu, yanlıştı gibi fikir beyanı da bize düşmez.
Ama herseyine kisaca deginme hakkini bulurlar kendilerinde insanlar yinede..
Acaba ruh hali nedir bu olayin etkisini nasil atlatacak bunlara nicin deginilmiyor ben de bunu merak ediyorum acikcasi.
Sanki öldü deselerdi ve bunu kestirip atarak yapsalardi sanki birilerinin ici rahat olacakti.
Ne olursa olsun bir insanin canina kastedildi bunu kinamak yerine haber edilisinin kinanmasi beni bir insan olarak hayrete düsürüyor.
Abarti hangi konuda yok ki günümüzde ülkemizde sanki ilk kez bir olay bukadar ses getirdi.
Biri can derdinde birileri nedenler nicinler derdinde.
Jülide hanima Allahtan rahmet diliyorum mekani cennet olsun.
Saygilarimla
hicbitmez tarafından 3/17/2011 9:45:57 AM zamanında düzenlenmiştir.
perihan reyhan ALKAN
Pek çok yerel gazete ve sitede yazıyorum,bir tek sizden böylesi yorum aldım,sanırım siz yazının esas ele alınış nedenini göremediniz ya da görmek istemiyorsunuz!
Selam ve saygımla efendim...
seçime yakın sukastlerin olacağını ve 20 mart itibariyle kck-pkk-(Hanifi avcının örgütü olan) devrimci karargahın ortak eylem kararı aldığını, milliyetçi söylemleri kabartacak bir iki patlama çatlama gösteri hatta milliyetçi partiden bir suikast ve hatta yargı mensuplarına suikast olacağınuı zaten biliyoruz.....bunların bir çoğu emniyet teşkilatınca zaten bilinip kontrol altına alınmaya çalışılıyor....ama Ergenekonun diri olması, ayrımcılık yapmayan kürtlerin baskı altına alınması, ve Türkiyenin artık yükselen bir aktör olması hasebiyle.....bize rahat yok ama dikenlerin ardından gül bahçesi artık bizim....
perihan reyhan ALKAN
Sz kimsiniz efendim anlayamadım...
perihan reyhan ALKAN
Çok önemli bir konuya değinmişsiniz aslında. Son zamanlarda toplumca paylaştığımız sinsi bir hastalık bence bu olayların sebebi. Adını ben koyamadım doğrusu. Bu arada Jülide hanıma Allah'tan rahmet diliyorum ben de..