- 575 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
NOT DEFTERİMDEN
hazel’in günlüğü – 3
..kar yağdığı gündü sabah fark ettiğim bu beyaz çöl ruhuma mutluluk duyguları yaymış ince bir sevinç sıcaklığı hissetmiştim evden çıktığımda kadife yağışları daha bir coşkuya dönüştürdü sevinçlerimi …şehre bir beyaz buse bırakır gibi sessiz sedasız düşüyor gibiydiler bu kar beyaz şölen karşısında birikmiş hüzünlerim kaybolup gitmişti sır dolu uzanmış şehre bakıyorum Topkapı sarayı ve yarımada İstanbul karlar altında insana düşler kurduruyor beyazın sessizliği şehrin sabahını saran sis tozlarına benziyor kar..kar ..kar taneleri her biri birbirinden farklı birer melek gibi huzur verici iniyor yere ve İstanbul hiç alışık olmadığı kadar mutlu harika bir fotoğraf kayda geçiyor ağaçların kar ile kaplı görünümleri bedeninden ayrılan ruhun beyaz ve ışıklı tasavvuru gibi …yürüyorum derin hayaller kurarak ne rüzgarın ıslığı ne de kuşların ötüşleri kar karşısında ilgimi çekmiyor içli hikayeler okuyor gibiyim acılarla çevrili insanlar kar güzelliği karşısında ısıtmış olabilirler mi dünyalarını ya da kar ve soğuk kamçılarını sallarken yalnızların dünyasında neler oluyordu hayatlarında gülmeyi unutanlar mutlu olmayı hiç tadamayanlar kim bilir nasıl matem tutuyorlardır ne kar beyazlığının getirdiği sevinçler ne de temizlenen havanın ılık nefesleri hiç biri yetmiyordur her mevsim her an diz çökerten acılar altında kalıyorlardır kim bilir…ateş düştüğü yeri yakıyordu ve bunları hissetmek düşünmek hepimiz için herkes için geçerli olmalı ama maalesef toplumsal unutkanlıklarımız zaaflarımız arasına girdi oysa bu yeryüzü dünyasında yüksek medeniyetler kurmuş haklı ve doğru evrensel bir imanın ahlakın sahibi milleti olarak sevinç ve acılarda ortak olma bilinci kaybolmamalıydı …başından beri hissettiğim güzel duygularım giderek azaldı yerini kederli olayların yansıttığı hüzünlere bırakıyordu zamana sığdıramadığım onca gel-gitler arasında ailemin güven verici varlığına şükrediyordum kar beyazın acı ışıklarıydı gözlerime yansıyan bu duygular …her ne kadar üzerime vazife değilmiş gibi görünse de toplumsal kaygılarım insan hikayelerinde rastlaştığım acılı iniltiler sorumlu olduğumu hissettirdi ..ey Allah’ım görmenin azabı olsa gerek görünmeyen bu kederli hayatı fark etmek diyorum ve okula yaklaşıyorum sık sık arkadaşlarla karşılaşmak güzel onlarla birden kaynaşıyor öğrencilik ders not gibi konular arasına sürüklenerek kar ve sevinç kar ve sıkıntı denklemlerinden bir an olsun çıkıyordum …
Mustafa kaya
Çengelköy/15.03.2011
www.mustafakaya.net