- 896 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Diriliş Öyküsü
Ben sana o alemden haber vereceğim. Ölüydüm kaç zaman. İnan kemiklerim etlerime yapışmıştı. Etrafımda, boş göz çukurları ellerinde bir kadeh; al iç diyordu inanç dediğin bir "uyuşturucu", sen bunu almazsan eğer işte hayat bitiyor, sen eriyorsun birader. Aldım bir yudum dünyevi zevkten öyle kötü kokuyordu ki öyle bir koku yok yok dedim, tamam bende senin gibiyim, lakin başka bir şey var şimdi bilmediğim.
Kendime baktım şöyle neler var dedim. Herşey yerli yerinde. Gök üstümde kubbe, yer sağlam bir döşek. Yürüyorum manasını bulmak için hayatın, yürüyorum dirilmek ve ölmek için hayata...
Uzunca zaman geçti. Etrafımda binlerce cesetle beraber ölü ruhlar gibi yaşadım. Öyle bir uçurum ki her yerde hayat fışkırırken ben ölü halimden habersizdim. Önce dedim olmaz bu bir diriliş umudu. Yüklendi tam kalbimin üstüne bir geceydi gecenin en deminde. Kara bir gece öyle bir karanlık ki bir yıldız bile yok. Allah’ım dedim nedir bu kara gecenin içinde bastığım yeri bilmiyorum. Nasıl nasıl yaşarım böyle manasız, ölüm desen zaten hiç yaşamadım.
Ağırca yerimden kalktım etraf sessizdi. Ben ve ayak seslerim şehrin boş kaldırımlarında beraber yürüdük. Hep yaşam hissi verir bana denizin dalgaları. Belki dedim bir umut, evet bir umut şu deniz anlatır beni bana. Söyler ki sen kendinden nasıl doğarsın, şu kainat içinde insan olmak nedir? Kim yaşarken ölüdür. Evet bir kendim, bir aklım, bir yüreğim öyle bir an ki, Ya Rab nasıl anlatsam ben kendi kendimi bilmeliyim.
Bir banka oturdum. Öyle boş gözlerle bakıyorum etrafa. Ne bir his ne bir yaşam belirtisi. Yürüyen canlı cenazeler geçiyor. Kulağına zikir üflüyor gencin diyor ki "sen daha ölmedin". Haydi bak bu sesle koş, haydi yavrum bu ses durduğunda bir taştan farkın yok. Sakın koparma zevkle bağını, inanma şu koca kainata nasıl neden olmuş bunlar boş şeyler diyor. Ve genç tüm ölüm şarkılarıyla yürüyor.
Yanıma oturdu. Bir büyük adam. Elinde gazetesiyle öyle bir koku geliyor ki: Aman Allah’ım bu bir lahit içinde bin yıldır ölü yatan biri. Evet evet bir firavun ölüsü. Nasıl mumlayamışlar. Gözlerine baktım hak hakikat için kapalı. Kalbini yokladım her şey dünya için, bir sürü gereksiz ayrıntı. Araçları amaç bilmiş ve öyle bir ölüm ki ya Rab Senin kulun olduğunu görmeyip kendi kendini ilah edinmiş.
Baktı bana şöyle bir iç çekti. Ne ki bu der gibi sanki önemsiz bir ayrıntıyım ben. Ben onun gözünde dünyada olsa da olur olmasada bir taş bir ağaç dalı, öylesine bir şeyim sanki. Selam dedim gayri ihtiyari. Selam benden güven gelir, huzur gelir inan. Çekinme ben senin gibi insanım gerçi yaşamıyorum ya olsun umudum hiç bitmedi, bir gün ölmeden dirileceğim inan.
İnan mı dedi. Ey örümcek kafalı şey inanmak dedidiğin nasıl bir şey. Bak ben binlerce yıldır yaşıyorum bu dünya tabutunda hiç nefes almadım inançla. Neyim eksildi neyim fazla. Dona kaldım gerçekten nedir bu? Ben miyim yoksa bu karşımdaki ölü ruh. Nasıl dirilim ya Rab çıkabildiğim bir kapı bir yol ver.
Kalktım yerimden tam gidiyordum ki ne göreyim, yanımdaki öyle bir çirkinleşmiş ki ölüm bile korkar ondan. Kaçtım kaçtım çok uzağa bir soluk alayım derken Allah Allah bu ne, bu ses ne. Ezanlar okunuyor yüreğime. Nasıl yüreğim yıtılıyor şirkin, günahın içinden, öyle bir doğum ki Ya Rab ben yeniden diriliyorum daha ölmeden. Zor nefes aldım zor öyle kalbim kabardı ki dostum. En yakın yer nere diye baktım şaşkın şaşkın. Sonra bir ses geldi derinden ey insan dedi biz sana senden yakınız biz Şahdamarından daha yakın. irkildim ve irkildim ilkkez, hissetim Allah’ım ben yaşıyorum gerçekten yaşıyorum.
Topladım tüm bildiklerimi bir büyük çöp sepetine. En derin kara bir yere attım zaten ışığın yokluğu karanlıktı. Şimdi doğdu içime nur, nur olan hidayet. Kur’anı açtım şöyle nasıl bir ışık ki Ya Rab benim her hücreme giriyor. Bu mana çarptıkça yüzüme serin serin bir sabah gibi ben doluyorum ben yeniden doğuyorum.
Yürüdüm her şeyden, kötü olan her şeyden hicret ederek. Yanımda nurdan bir klavuz yürüdüm hak yolunda tertemiz. Hıraya çıkmaktı ilk adım. Evet ilk adım Hıraya çıkmak ve okumak Allah’ın adıyla, Allah’ın sebebiyle var olan her şeyi, yeniden yeniden dirilmek her hücrenle hayata, iman tazelemek her gün.
Evet adım adım çıkmak o zorlu yolda, üzerine bulaşacak günahlar, kötülükler ve yıkayacaksın her gün beş vakit. Ama sakın unutma gece uzun, gece temiz bir zamanda aç Kur’anı ve kıraat. Bu okuman tivalet değil, aktarmak için değil, sesli bir cihaz değilsin. İçine insin vahiy, sen yürüyen bir vahiy ol. Ağır Ağır oku her ayeti ve diril gerçekten bir daha hiç ölmemek için, ebedi cennette varmak için.
(Mart 2011 İstanbul)
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.