- 743 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
KALK BAKAYIM ORDAN!
Fadik Teyze, ormanlık bir köy olan Karahacılı’da yaşamaktadır. O, genç yaşta kocasını kaybeder ve beş çocuğuyla yapayalnız kalır. Devlet, ne bu çocuklara ne de Fadik Teyze’ye maaş bağlamaz. Sosyal güvenceleri de yoktur. Kocası Fransa’ya çalışmak için gider ancak işe başlamadan hastalanır. Kocası Satılmış, Fransa’dan hastalığı yüzünden dönmek zorunda kalır. Kendi köyüne dönüşünden kısa bir süre sonra burada vefat eder…
Fransız yetkilileri, Fadik Teyze’nin kocasının Türkiye’de çalıştığı yerden sigorta numarası isterler. Fadik Teyze, kardeşi Durmuş ile bu evrakları tamamlarlar. Buradan gelecek para ile ailesine bir nebzecik katkı sağalmayı düşünmektedir, ama bütün bunlar nafile gibi gözükür. Ancak bekledikleri para bir türlü gelemez…
Fadik Teyze, evraklarını yaptırmak için köyden, Yozgat’ın Çekerek ilçesine gelir. Zaman çabuk ilerler, öğle aralığı olmuştur. Kaymakamlık binasını, orada bulunan vatandaşa sorar. Sordukları kimseler de kendisine yol gösterirler. Nihayet o, kaymakamın makamını bulur.
Fadik Teyze kendi kendine:
“Dışarıda ayakta bekleyeceğime içeri geçip de oturayım.” der.
İçeri girer ve kaymakamın odasında beklemeye başlar. Bekledikçe bekler. Beklenen kaymakam bir türlü gelmek bilmez. Nihayetinde fötr şapkalı bir adam içeri girer. Fadik Teyze de gelen şahsın kendisi gibi kaymakamı bekleyenlerden biri olduğunu zanneder.
Fadik Teyze, kaymakamın makamına ilk girdiğinde bütün koltukları atlayarak kaymakamın koltuğuna oturup beklemektedir.
Fadik Teyze içeri giren fötr şapkalı şahsa:
“Kaymakamı mı bekliyorsun sen de benim gibi?” der.
Fötr şapkalı şahıs gözlüğünü hafifçe yukarı kaldırıp, fötrünü de şöyle yukarı doğru çeker ve gözlerinin altından kadıncağızı süzmeye başlar…
Fötr şapkalı şahıs kendi koltuğunda rahat rahat oturan kadıncağıza der ki:
“Kalk bakayım.” Der.
Fadik Teyze, bu işten hiçbir şey anlamaz. Koltukta oturmaya devam eder.
Fadik Teyze:
“Burası kaymakamın odası mı?” der. Fötr şapkalı şahıs koltuğuna doğru yaklaşır:
“Ben kaymakamım, kalk bakayım oradan.” Der.
Fadik Teyze neye uğradığını şaşırır. Yavaşça yerinden kalkar ve evrakları Kaymakam Bey’e uzatır. Kaymakam Bey evrakları inceler ve imzalar.
Fadik Teyze de evinin yolunu tutar. Fadik teyzenin burada da kaderi yüzüne gülmemiştir. Üzgün bir şekilde köyüne döner, ne kendine ne de çocuklarına maaş bağlatabilir. Babasız yavrularıyla çileli yaşamın basamaklarını nasıl çıkacağım diye kara kara düşünür. Ancak öğle aralığında kaymakamın makamında ve kaymakam beyin koltuğunda rahat rahat oturması yanına kar kalır. En azından iki saate kadar koltuğa oturup kaymakamlık yapmıştır…
14.12.2010
Akdağmadeni
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.