BİR KAMYON DOLUSU YAZI(2)
BİR KAMYON DOLUSU YAZI(2)
“Miras değil alın teri.” Alnı terli, elleri nasırlı, yüzü yılların yıprattığı bir buğday başağı gibi kıtırıklı şoför iner arabadan ve gururla arabasının arkasına yazdırmış olduğu ibareye bakar:”Miras değil, alın teri.” Gözlerindeki parıltı ve mutluluk içinizi ferahlatan esinti olur aniden. Helal olsun böyle şoföre, helal olsun diyeceğiniz gelir.
Çalışmanın, alın terinin yansıması işte bu. Hazır yiyicilik devri bitti. Bizim cebimizdeki Avrupa parası da böyle değil mi? “Avrupa değil, alın teri..” diyebilecek kaç kişi var Karakoçan’da? Alın teri ile kazanılan üç kuruşun kursaklardaki kutsiyetini ne verir ki? Mirasın miras yiyiciliğini yapanlar, paralar sıfırı tüketince tamtakır kuru bakır cısçıplak ortada kalırlar.
“Rahmetli de sollardı.” Sollayıp da ne halt yedi.Tahtalı köyün muhtarı oldu. Sollamak her alanda –ülkemde- moda.
“Ne işle meşgulsünüz beyfendi”.diye sorsanız yolda geçen birisine:
“Sollamacılık yapıyorum abi.”dese farzı muhal:
“Hangi alanda?” deseniz, o da.
“Her alanda abe. Sürekli sollarım.Sollamasam yaşayamam ben. Sollamak bir tarz benim için.” dese.. Kınamayın lütfen onu. Mazereti var onun.Tedavi oluyor ruh ve sinir hastanesinde.
Sollarken siyasette, muhalefete çarpmayasınız sakın. Darbeye uğramayasınız.
Sollarken kamuda, çarpmayasınız kamuyu sakın. Devlet malı deniz anlayışı olmasın.
Sollarken ticarette, ziyana düşmeyesiniz sakın.Müflis bir iş adamı olmayasınız.
Sollarken trafikte, karşı yönden gelen vapura çarpmayasınız son sürat.
Sollarken lafta birilerini, neticede mahcup düşüp Mokoko olmayasınız..
Sollarken aşkta, sonlanmayasınız aman.Tekme kıçta, darbe yürekte.
Sollayan sollayana, yolunuz açık olsun bari.Trafik kazaları yetti gayri.
“Niden solladin şüfür beg!?” tarzı ışık altı sorgu faslı başlarsa aniden:
“İçimden öyle geldi.” Artezyen suyu akıcılığında bir yanıt sizi mort etmesin sakın.
“Bu kusmak gibi bir şey mi ki içinden ööle geldi ha!”deseniz.
“Allah korusun .” Diye el sallıyordu bir kamyon ardı çamurluk üstü yazı.Allah kamyonun şerrinden; yolda yürüyenleri, küçük araç ile seyredenleri, bisiklet, motosiklet ve benzeri araçları sürenleri sakınsın inşallah. Araçların arkasına yazılan onca laf, lafta mı kalıyor acaba? “Allah korusun” yazdırdık, “maşallah” yazdırdık. “Allah nazardan saklasın” dedik. Eeee..Sonuç yine hüsran.Terörden daha fazla can kaybı verdik trafiğe. Önce işini sağlam yapacaksın ondan sonra Allah’tan yardım isteyeceksin. Hiçbir şey yapmıyoruz ve Allah’ım koru bizi diyoruz. Olur mu iki gözüm olur mu? Böyle de gamyon sürülür mü?
“Çılgınımsın !” diye yazıveriyordu bir gamyonun damperinde dostlar. “Gorktum evvela. Ya bunu sollarsam üstüme sürüverirse goca gamyonu. Benimki onun yanında it enüğü gibi duruveriyor anladın mi? Çılgın ya. Korna çalıverirsem, o da fren yapıverirse aniden. Gorka gorka yanaştım, sinyalimi yakıverdim. Ömrümün en uzun yolu o sollama anıydı inanıverirseniz. Çılgın ya? Geçtim geçmesine ama arkadan onun arabası inşallah kayıvermemiştir bıraktıklarımdan. Ne yapcağı bellü olmaz. Altında dağ gibi gamyon, bi de yüklü, sanırım garpuz. Hemi de Diyarbakır garpuzu. Gocaman gocaman.”deyiverirse bir vatandaş ne yapacağız şimdi? Dikkat edeceğiz o zaman yazdıklarımıza ki argo tabirle millet tırsmasın.
“Duanla mı yaşadım ki, bedduan ile öleceğim ?” Bir kamyonetin damperinde yazılı idi, şapkası olanların şapka çıkaracağı bir söz zannımca. Dua ile zirveye ulaşan safi gönüller, beddua ile çukura düşer diye düşünüyorum. Hep olumlu düşünmek zorundayız. Hep güzeli dilemek zorundayız. Yaratılan her şeyde yaratıcının imzası vardır. Bu göz ile bakmak lazım her şeye ve de herkese. Bir kamyonetin arkasında dalıp gittim hayal dünyasına. Ne kadar da birbirimize illeniyoruz, ne kadar da birbirimizin kötülüğünü istiyoruz. Duam sizinle okuyucu, duam.Ve şunu, iri siyah puntolarla tüm gören gözlere göstermek istiyorum: ”Dualarınıza dikkat edin, gerçekleşebilir.”diye.
“Ela gözlümün nazına, hastayım fordun ara gazına .” Naz ile ara gazı yer değiştirse çok ayıp olur diye düşünüyorum. Olsun ama, kara mizah deriz çıkarız işin içinden. Ne belden aşağı espriler ana haber programlarında dahi ulu orta ve kahkahalar içinde patlatılırken, biz hafif sayılabilecek ve kelime oyunu ile ters bir anlam çıkaracak bir esprinin tadını çıkartmaktan kendimizi men edemeyiz değil mi? Ford ki; “Bütün fabrikalarımı kaybetmeyi göze alabilirim. Çünkü daha yenisini kurabilecek donanıma ve güce sahibim. Ama tek bir ustamı kaybetmeyi göze alamam. Çünkü bir usta yetiştirmek yıllarımı alır.” demiştir.Tabi ki fordun sesi de fazla olacak ama klaksonundan değil.
“Sayın Ford, sizden satın aldığım ford marka gamyonumun glaksonundan öte her tarafından sesler geliyur yavrim” şeklinde ironik bir takılmanın; bakımsız ve arızalı böyük mü böyük araçların külliyen tehlike arz ettiğinin, mutlaka mutlaka bakımının yapılmasının ve ona göre trafiğe çıkmasının sağlanması gerektiğinin anlatımıdır.
“Esrarlı gözler .” Bir şoförü böyle can evinden vuran, dikiz aynasında yüreğine isabet eden başka laf var mı? Hava veren, caka satan, afili bir tarz yaratan, esrarengiz ve bir o kadar da cazibeli sıfat grubu. Göz kimin? Bu kadar sırrı kendinde bulan ve kimseye faş etmeyen. Bir sevgili ki gözleri sırlı, neyi saklar acaba?
YOLCU BAYAN : “Şoför bey daldın gittin ya, önüne bak.”
AŞIK ŞOFÖR :”Aşığım hanım nabla, naşık. Nem de delicesine.”
YOLCU BAYAN :”Olsun a canım bizde yolcuyuz, ama bu dünyanın. Dikkat etmezsen alimallah ters köşe olacağız.”
Şoför yine muhayyilesinde canlandırdığı bir çift gözün peşindedir. Milletin carcuru umurunda değil.Birden gümmm diye bir ses. Ertesi günkü gazete sayfalarında şöyle bir haber göze çarpar:”Aşık şoför, gönlünü kaptırdığı trenin ardından giderken girdiği tünelden çıkamadı.” Öküzün trene bakması gibi oldu ama ne yapayım.
“ Mecburum geçmeye ” diye yazmış şoför Hayri ford kamyonunun arkasına. Heeyyyttt aslanım be! Lafa bak, çay demle.(Çay, lipton ve kaçak karışık olursa iyi olur.) Tuvaletin mi var mübarek. Acelen ne? Tabakhaneye mi uğrayacan? Netçen gayri? İçine etcen gayri, değil mi Hayri?Bu mecburiyet, mahkumiyet değil mi bir yönüyle? Kim seni mecbur etti ya da mecbur bıraktı? Psikoloik yansıması olarak ömrünce hep geçilen biri, hep yenilen biri, hep ezilen birinin ağzıyla konuşmuş.
“Selvi Boylum Al Yazmalım ” Bir Cengiz Aytmatov romanı. Kadir İnanır ve Türkan Şoray filmi. Kamyoncu İlyas ile dünyalar güzeli Asya’nın aşkı. Kim demiş kültürlü değiliz diye. İşte, kocaman kamyonların arkasına dahi millet görsün, seyretsin ya da okusun diye eser ismi yazıyoruz.Yürü bre goca gamyon! Kim tutar seni artık? Paldır kültür yürü.
Kamyon yazısı sona ermiştir.
Arz ederim(!)
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.