Başka Hayatlar
Sabah / 07:30
Siz bakmayın güldüğüme(!) hüzün vardır aslında yüzümde... Birden sessiz kalırsam anlayın. Neden efkar hisseder ki insan? Söyleyin. O, bir sabah çıkıp gitmiştir. Evde derin bir sessizlik bırakarak. Bu evin sessiz, sensiz olmasına dayanamıyorum. Şimdi, Dünya’da bir tek ben kalmışım gibi. İşte hepsi bu.
Dostluk / 08:45
Bazıları için her hangi bir sabah. Yaşlı adam, eskiden o semtte bulunan dükkanından kalma ceket ve pantolonları, gelişi güzel birkaç tahta parçasından yapılmış tezgaha taşıyor. Onları getirene kadar, eski dostu tezgahına göz kulak oluyor.
Öğlen / 13:10
Öyle tek başınaydı ki, gittiği her yerde bar bölümü ona layık görülüyordu.
Yalnız / 19:21
Yürürken adamın biri gözümün içine bakıyor yanımdan geçerken. Birine benzetmiş olacaktı. Beni bu civarda tanıyan yoktur diye kuruyorum içimden. Zaten fazla tanıyanda yoktur ya hani! Dünya’da yalandan bir metrekareyi işgal edip durmuşum onca zaman. Sonra adam arkamdan ’usta bakar mısın?’ diye seslenmesin mi? Elim ayağım birbirine dolanıyor. Ne yapacağımı şaşırıyorum. Kanım çekiliyor. Oracıkta bayılacak gibi oluyorum. Sonunda dönüyorum. Adam bana doğru birkaç adım atıp, gözlerini kısarak tanımaya çalışıyor. Beni birine benzettiğini söyleyip dönüp gidiyor. Bense derin bir nefes çekiyorum.
Umut / 19:47
Sokakta bir kartonun üzerinde, yere oturmuş flüt çalan yaşlıca bir adam görüyorum. Çaldığı melodiyi ilkokula giden kızından öğrendiğini kuruyorum. Elimde yürürken oynadığım madeni paraları, adamın önündeki kutuya atıveriyorum. Sonradan fark ediyorum; ilk para atan benmişim.
Yaraya Tuz Basan / 21:15
Akşam olmuş, evlerin ışıkları yanmış, tabaklar sofraya konmuş olacaktı. Bense tesadüfen oradan geçiyor olacaktım. O evlerin birinde senin olduğunu düşünmek… Kocasını bekleyen ev hanımını düşünmek…
Eller / 23:40
Ellerime bak! Senden uzak, sensiz yaşlanıyorlar.
Kasım 2010
Mehmet Koçal
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.