Bir Garip Aşk Hikayesi (1)
Eşinin konuşmalarını artık duymaz olmuştu,kafasında okadar sorular birikmiştiki yaşamını alt üst edecek bu sözler onun sağlıklı çözümler üreteceğini engelliyordu.
Odanın duvarlarına baktı bir kaç düğün fotografları vardı,onlara baktı uzun uzun anılarını canlandırdı ve düğün gününü kafasında canlandırdı.
Herkes gülüp oynarken o yüreğindeki boşlukla ve kafasındaki sorularla oturup kalmıştı.
Arkadaşları ona
--Ahmet neden yüzün asık,kalk oyna bu senin düğünün
Oda
---Ya kusuruma bakmayın biraz rahatsızım.
Demesine rağmen arkadaşları onu oyuna kaldırmış.
Bu istememe durumu nişanlıyken başlamıştı,nişanlılık döneminde bile iki zıt kutup olup birbirlerine ağır hakaretler savurup geleceklerinin kötü gidişatını hazırlıyorlardı.
Evlenmelerine 1 hafta kala Ahmet yüzüğü atmak istemiş ama ailesi buna engel olmuş,ölüm fermanını çoktan yazmışlardı.
Sevdiği zannettiği kişi ile evlenmeyi çok istemişti,ani kararları onu bilmediği ve hiç düşünemediği bir bataklığa atıyordu,hem evleneceği kızı yakacak hemde kendisini.
O bunları düşünürken eşi halen konuşuyordu,eşine uzun uzun baktı sürekli o konuşuyordu ada hep susmayı tercih ediyordu çünkü biliyordu söyleyeceği her söz hiçbir şekilde fayda etmeyecekti.
--Bittimi
Dedi eşine
Eşi
--Sen beni dinlemiyormusun
Artık dayanacak gücü yoktu yorganı başının üzerine çekti ve yine kendi sessizliğine gömüldü.
Bu durum hep böyle devam ediyordu 4 yıllık evliliği sadece ona sadece cehennemi vermişti.
Tek dayanacağı küçük oğluydu,ailenin verdiği baskılara dayanamayıp bir erkek evladı olmuştu.
Bu duruma alışamamıştı daha önceleri ama oğlunun büyümesi ile yaşama umutla bakabiliyor ve oğlu için var olacağını biliyordu.
Yaşamın ve insanın acımasız davranışları karşısında oğluna sarılık onu öpmesi tüm dertlerini bitiriyordu.
Ama yinede yaşamında bir eksiklik vardı,yüreği boştu bunu doldurmak için çok şey yaptı yaşamını değiştirdi ama yinede dolmadı.
Birgün nette gezirken tesadüfen bulduğu bir radyoda müzik dinliyordu,canı çok sıkkındı kafasını dağıtmak ve insan gürültüsünden uzak olmak istiyordu.
Müzik herzaman onu rahatlatırdı,dinlerken müziklerde kendini buluyor ve can sıkıntısını öyle gideriyordu.
Birden radyodan gelen mesajla irkildi.
--Merhaba
Ahmet’te aynı karşılıkla cevap verdi.
--Merhaba
Kız
--Nasılsınız?
Ahmet
--İyiyim teşekkürler,siz nasılsınız?
Kız
--Teşekkürler bende iyiyim.
Ahmet durumun farkında değildi,ilk başlarda dikkate almadı yanlış yazılmıştır dedi kendi kendine.
Ama yine aynı kişi yazdı.
--Nerelisiniz?
Ahmet biraz Duraksadıktan sonra
--İstanbul
Dedi.
--Ya Siz nerelisiniz?
--Bende Hatay.
Dedi kız.
Bu konuşma böyle havadan sudan muhabetle bitmişti,Ahmet şaşırmış ama pek fazla ciddye almamıştı.
Konuşmadan sonra zaten hemen unutuvermişti,kafasında cevapsız kalan sorular zaten onu meşgul ediyordu.
Bir kaç gün sonra yine aynı radyodayken yine aynı kişiden mesaj gelmişti.
--Merhaba
Ahmet mesajın geldiği isme baktı tanımıyordu,yaşam karmaşıklığı onu bazı şeyleri unuturacak hale getirmişti.
--Merhada
Kız
--Beni hatırladınızmı?
Kız bazı şeyler söyledi ama Ahmet hatırmaladı.Bu kızla konuşmuşmuydu acaba,iyice sorguladı kendini ama daha sonra kafasına dank etti.
--Evet evet hatırladım kurusuma bakmayın,kafam epey bir yoğun o yüzden ilk başta hatırlamadım,nasılsınız iyimisiniz?
Kız
--Hatırlamanıza sevindim,iyiyim teşekkürler,siz nasılsınız?
Ahmet
--Bende iyiyim teşekkürler.
Kız
--Ya biz geçen sefer konuştuğumuzda adınızı sormadım isminizi öğrenebilirmiyim
Ahmet
--Evet haklısınız bende sormadım adım Ahmet yaşım 30,ya sizin isminiz?
Kız
--Benimde adım Ece yaşım 28
Ahmet
--Memnun oldum Ece tanıştığımıza
Ece
--Bende memnunoldum.
Aralarındaki bu bağ gün geçtikçe ilerliyordu Ahmet buna engel olamıyor hergeçen gün dahada bağlanıyor ve yüreğinde olan boşluğu sanki dolduruyordu.
Ve bu aralarında bağ Ahmetin elinde olmadan samimi bir hal almaya başladı ve Ahmet Ece’ye çıkma teklifi etti.Ece’de buna karşı koyamıyor Ahmetin belirsizliği ve gizemli yolculuğuna oda katılmış oluyordu.
Devamı Gelecek...
Serdar ÖZDEMİR
12 Mart 2011/C.Tesi
Saat:19:03
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.