- 806 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Pilav üstü tavuk!
(Dönerin henüz yaygın olmadığı yıllardı.)
Sahi kaçınızın hayatında böyle tadı olan yemek var ki?
Bu tad neredeyse yarım asırdır damağımda ve hiç de geçmiyor!
.................................................
Edirne Erkek Öğretmen Okulunda parasız-yatılı öğrenciydik.Günde üç öğün "mercimek" yemediğimiz de olmadı değil.Yanlış anlamayın sabah verilen çorbasıydı...
Ancak 16 Mart günü yaklaşınca yemekhaneden gelen "kokular"değişmeye başlıyor,biz de anlıyorduk ki "kuruluş günü" yaklaşıyordu.
Ancak bu tarih gerek bireysel "hafızamızdan",gerekse de toplumsal "hafızamızdan"uçtu,gitti:16 Mart 1848.
İstanbul’da ilk erkek öğretmen okulunun açıldığı gündü bu tarih ve o zamanki adı da "darülmuallimin"di.(İlk kız öğretmen okulunun da ’darülmuallimat’olarak 1870 Nisanında açıldığını torbamıza koyalım,olur ya bir gün lazım olabilir.)
Edirne Erkek Öğretmen Okulu da 1882 açılmıştı.1965-68 yılları arasında orada okurken yani çocuk diyeceğimiz yaşlarımızda 16 Mart günü bir "kuruluş günü"nden ziyade,okulun yemek düzeninin değişmesi demekti:Pilav üstü tavuk ve yanında bir de komposto varsa değmeyin gitsin!
..................................................
Sonra yıllar çabucak geçti.
16 Martın yanına üç 16 Mart daha koydum.Lakin ilki gibi sevinçli değil,"hüzünlü" 16 Martlar.
Biri 16 Mart 1978 :İstanbul Üniversitesindeki öğrenci katliamı.
Diğeri 16 Mart 1920 :İstanbul’un "İtilaf Devletlerince" resmen işgal edildiği gün.
Bir diğeri de 16 Mart 1988 :Saddam’ın Halepçe’de Kürtleri kimyasal silah kullanarak katlettiği tarih.
...................................................
İşte yaklaşan 16 Martın bana yaptırdığı yolculuk.
Belki sizi de çıkarır bir yolculuğa...
Farklı biçimde de olsa!
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.