NASIL SEÇMELİYİZ
NASIL SEÇMELİYİZ
Sizi bilmem ama ben manavdan domates alırken bile zor seçerim, o manav ya da bakkalın vitrini önemlidir, işine saygısı önemlidir, en önemlisi müşteriye saygısı önemlidir.
Doğal olmasına özel itina gösteririm.
Giysiler için de aynı hassasiyeti gösteririm. Öncelik üzerime uyması, kaliteli olması, kullanışlı olması rengi, duruşu ve saire dört bir yandan incelerim.
İş memleketi yönetenler olunca bu hassasiyet kat sayım daha da artar. Mesela Geçen seçimlerde Milletvekili seçimlerinde bir partiye oy verirken, belediye başkanlığı seçimlerinde başka bir partiye, il genel meclisi seçimlerinde başka partiye oy verdim.
Neden böyle yaptığımın kendimce gerekçelerim var mutlaka. Bu gerekçeler duygusal değil, mantıklı gerekçeler, hiç sevmediğim insanlara kendi konumlarında daha başaralı olacağına inandığım için, onlar benden oy istemediği halde oy verdim.
Yani bence seçerken gerçekten seçici olmak gerek kim nerde daha başarılı olur ona bakmak gerek.
Bana göre tek gerçek vardır; istediğimiz, özlediğimiz, beklediğimiz yönetimlere ulaşamamamızın nedeni; bizzat bizlerin seçerken izlediğimiz yolun yanlışlığıdır.
Hepimiz biliyoruz ki adayları tespit ederken hangi kriterlere bakıldığının, sıralamaların neye göre yapıldığının yasal gerekliliklerin dışında başkaca hiçbir standardı yok.
Böyle olduğuna göre bizde kendimize göre kriterleri kendimiz belirlemeliyiz.
En basit yerden başlayalım, çünkü azda olsa siyaset yapan biri olarak benimde az çok tecrübelerim var.
Elinizi ölü balık gibi sıkanları es geçin. Bu samimiyetsizliği ve özgüven eksikliğini gösterir.
Sizinle konuşurken gözlerinize bakmayan sık sık bakışlarını kaçıranlarında mutlaka sakladığı şeyler vardır.
Kürsüde seçmenlerine seslenirken, ağdalı nutuklar atarken önündeki yazılı kâğıttan okuyanların daha doğrusu onu bile okuyamayanların beceri ve yeteneklerinden şüphe duyulmalıdır.
Güce tapanları, kişisel hırslarını ön plana çıkaranları ve bunu da açık seçik ortaya koyanlar tehlikelidir. Bilin ki gittiği yerde de benmerkezci davranacaktır.
Hani uzun uzun konuşup hiç bir şey anlatamayanlar vardır. Kendini doğru ifade edemeyen, mecliste sizleri ne kadar doğru anlatacak ve savunacaktır.
Boş boş bakan, konuşurken ellerini nereye koyacağını bilemeyen sapla samanı ayırt edemeyenler defosu olanlardır.
Sizden biri olmayanlar, sizin gibi giyinmeyen, sizin gittiğiniz yerlerde görünmeyenler sadece seçim zamanı siz gibi davranmaya başlamışsa içtenliğinden şüphe duymalısınız, bunun adı kandırmacadır.
Sayılacak daha çok şey var. Ama İyi bir makale mini etek gibidir. İlgiyi çekecek kadar kısa esası kaplayacak kadar uzun olmalıdır.(sıkmamalıdır).
Onun için bende bir kıssa ile noktalayayım.
“Dönemin Babil hükümdarı Nemrut; putlara karşı mücadele eden Hz.İbrahim i öldürmek için devasa bir ateş yaktırır. Her taraf alev alev dir. Bu arada küçücük bir karıncanın canla başla ateşe su taşıdığını görürler şaşkınlıkla. Derler ki;’’Senin taşıdığın suyun hiç bir yararı olmayacak ki’’Karınca cevap verir; ‘’Evet olmayacağını bende biliyorum, ama hiç olmazsa herkes hangi tarafta olduğumu bilecek”.
Seçimlere çok az bir zaman kala, hala kararsızım diyenleri anlamıyorum. Kararsız olmak ben bilmiyorum demek, hiçbir şeyden haberim yok demek değilmidir.
Zira kararlılık; bireyin ilkeleriyle, yaşam biçimiyle ve en önemlisi de tarafıyla çok yakından ilgilidir.
Taraf olmak’’ herkese göre değişen bir kavramdır ve bizim seçimlerimizle, hayata bakışımızla alakalıdır.
Hepimiz seçimlerimizi, üretimlerimizi bu bilinçle yaparız. Bilimden sanata, spordan eğlenceye, aşktan arkadaşlığa kısaca insana dair her şeyde tarafızdır.
Sık sık taraf değiştiriyorsanız eğer
Ve nerede duracağınızı da bilemiyorsanız ciddi sorun var demektir.
Tarafsız olmak, renksiz olmaktır.
Tarafsız olmak hiçbir fikri olmamaktır.
Tarafsız olmak, günümüzde güçlüden yana olmak anlamındadır.
Tarafsızlık zayıflıktır, korkudur.
Tarafsız olmak banane demenin öztürkçesidir.
Oysa taraf olmak;
Yandaş olmaktır,
Hangi cephede olursan ol inandıklarını korkmadan söyleyebilmektir.
İnanılmaz özgürlük, inanılmaz güçtür.
Geleceğinizi sahiplenmek için,
“Bende yaşama dâhilim ‘’demek için,
Düşünerek, analiz ederek
Kararınızı vermek zorundasınız.
Çünkü en kötü karar, ne yapacağınızı bilememekten çok daha iyidir...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.