- 904 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
AFFET BİZİ EY KOCA AKİF!..
Kalk, kalk da bir bak, o eşsiz yapıtını, o acı günleri en güzel anlattığın ve hâlâ güncelliğini, o 90 yıl önceki gibi koruyan o eşsiz yapıtını yazdığın, “ Gökten ecdat inerek öpse o pak alnı değer” diye adlandırdığın, o pak alınlıların torunları, bugün ne haldeler. Neler yapmaktalar, neler pahasına, nasıl kurtarıldığını unutup da bu toprakların. Ve akıllarına bile getirmeksizin, önce işin içinde ödül olduğu için katılmadığın yarışmaya, devrin Milli Eğitim Bakanı Hamdullah Suphi’nin ricasıyla, fakat ödül olan 500 TL nın, yoksul kadın ve çocukların barındığı Dar-ül-mesai’ye verilmesi şartıyla kabul edip katıldığını. Ve bizlere kazandırdığını İstiklal Marşımızı, kendinin giyecek palton bile olmamasına rağmen, o Ankara’nın karakışında!
90 yıl önceki Mecliste, gözyaşları, alkışlarla dinleyip, seni saygıyla selamlayanların torunları ve şimdi o sıralarda oturanlar, davet edilmelerine rağmen gelmiyorlar seni anmaya, gelmiyorlar rahmet dilekleri, minnet duygularıyla bir fatiha okumaya.
….
Koca Akif’ in deyişiyle: Ey bu topraklar için toprağa düşmüş asker; kalk, kalk da sen de bir bakıver, bazılarının o toprağa nasıl baktığına ve o topraklarda neler yapıp, neler yapmak istediklerine!
96 yıl önce Çanakkale’de geçit vermeyen, tarihe, (Çanakkale geçilmez) şerhini koyan pak alınlılar, siz de kalkıp bakın, daha önceki ve sonraki gönüldeş, yürekdaş, kaderdaşlarınızla birlikte, hepiniz, hepiniz kalkıp bakın. Yolgeçen hanına nasıl döndü pek çok konuda, ne yolsuzluklara yol oldu. Ve kimler nelerle, nasıl geçme, hatta ele geçirme çabalarındalar o bir karışını vermeye kıyamadığınız, yerine canını verdiğiniz, her karışında hâlâ kanlarınızın taptaze durduğu canım toprakları!
Kimi umursamıyor o kutsal marşı, duymuyor bile, yürüyüp gidiyor. Kimi kalkmaya bile tenezzül etmiyor oturduğu yerden.
Kimi yakıyor, kimi yırtıp tepiniyor üzerinde, ellerinde kendilerince bayrak, bez parçalarıyla, uğruna rengini de almış olduğu binlerce kanın döküldüğü o kutsal bayrağı!
Anlayamıyor pek çok konuda olduğu gibi, Atatürk’ün “ Ne mutlu Türk’üm diyene” deyişiyle neyi kast ettiğini, ne demek istediğini. Bu yurda; dedelerinin hep birlikte sahip çıkarak, omuz omuza savaşıp şehit olduğunu. Düşmanla; birlikte, aynı duygu ve ilkelerle savaştığını. Çanakkale’de birlikte dur dediğini, Birlikte İzmir’ den denize döktüğünü. Bu yurda sahip çıkmak, saygı duymak, korumak, kollamak için yedi göbek Türk olmak gerekmediğini, Türkiyeli olmanın, aynı bayrak altında, aynı topraklarda yaşıyor, havasını soluyor, ekmeğini yiyip suyunu içiyor olmanın yeterliliğini.
Ruhun şad, mekânın cennet olsun Mehmet Akif Ersoy.
Ruhunuz şad, mekânınız cennet olsun Akif’e o muhteşem şiiri yazdıranlar.
Ve lütfen biraz saygı ve aklıselim, duyarsız kişiler!..
p.r.alkan
YORUMLAR
Ne ihanetler gördü millet de Akif de.
Şu satırlar, Ülkemizde Paşalık rütbesine ulaşabilmiş birisinin kaleminden çıktı.Cuymhuriyet gazetesindeki köşesinde 21 Şubat 2007 de Doğu Silahçıoğlu Mehmet Akife şöyle saldırıyordu:
Milliyetçiler ve dindar kitleler arasında derin bir anlayış farkı olduğunu savunan paşa, şöyle devam ediyor: 'Bu fark Türk milliyetçisi Nihal Atsız'la, şeriat ümmetçisi Mehmet Akif'in düşünce yapısındaki fark kadardı. Bugün coşku içinde okuduğumuz İstiklal Marşı'mızın 10 kıtalık tüm metnine 'Hakk', 'ezan', 'cennet', 'iman' gibi sözcükleri ustalıkla yerleştirmiş, ama bir tek Türk sözcüğü için yer bulamamış ümmetçi Mehmet Akif'in yeni ardılları, onun 'Türk, Arap'sız yaşayamaz. Kim ki yaşar der delidir!.. Arab'ın Türk ise, hem sağ gözü hem sağ elidir!..' dizelerinde belirttiği yoldan giderlerken, beraberlerindeki milliyetçiler gerçekleri göremediler!.. Vasiyetinde (4 Mayıs 1941) Arapları yeni düşman, Amerikalıları yarınki düşman olarak niteleyen Türk milliyetçisi Nihal Atsız'ın yolunu terk ettiler!.. 'Ulusçuluk güden, ulusu için savaşan ve ölen bizden değildir' diyen ümmetçilerin peşine düştüler!..'
***********************
BU millet kimlere ne payeler vermiş görüyor musunuz?
Mehmed Akif bu ülke bu millet bu dünya var oldukça hayırla yadedilecek.
Ama diğerlerinin ismini kimse hatırlamayacak.
Her okuduğumda vecde kapıldığım, yazınızı okurken de yine gözyaşlarıyla okuduğum o kutsal marşımızın dizeleri, ne çok gerçekleri yansıtıyor.Rabbim her zaman rahmet etsin, ruhu şad olsun, yüce gönüllü, fakir dostu koca AKİF!
Ona gereken saygıyı göstermeyen, anma toplantısına katılmaktan çekinenler, bu vatanın evladı sayabilecekler mi kendilerini!
Konunun önemine vurgu yapan yazınız, takdire şayan. selam ve saygılar Perihan kardeşim...