- 1478 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Gül Solana Dek Yaşar
Vazgeçmek mümkün olsa, deniz gözlerinden,
Troller döşerdim yeryüzünün tüm denizlerine
Dantel dudakların, ahh. o yurdum gibi bakışınla,
Titrer yüreğim, sevdanın hırçın gelgitleriyle’..
Bir yangın da senden istemiştim, yüreğimi yakıp, yıkacak, köz edecek. Sevdanın ölümsüz ritmini dilemiştim yüreğinden, beni hasretlere atacak, sarsacak, depremlere atacak, fay hatlarımı ters, düz edecek. Ellerini tutanca kandım, gözlerine bakınca aldandım ve yüreğine dalınca günlerce bir boşlukta sallandım.
Kim bilir, senden önce gözlerim bu kadar parlak bakmamıştı aşka. Bulutlar, böylesine berrak ve pembe değil, böylesine güzel uçmuyordu havada kuşlar. İçim böylesine yanmamış, bedenim rüzgârlara böylesine dayanmamıştı. Nicedir aklımdan çıkmayan sen, kırık bir aynaya yansıyan siluetin, gül yapraklarına yazdığım şiirlerim ve yine güller saçan kalemimle ay ışığında sana türettiğim tüm sözlerim biter diye korkuyorum şimdi.
Sevincin de bin bir rengi varmış, anladım. Siyah değilmiş aşkının pençesinin değdiği yerler. Hasreti göğsüme dayayıp emzirdim sen yokken. Sen yokken, kaç gece şafağı gözledim. Toroslar’a uzandım kanımın dalgaları içime vurunca. Günü gecelere beledim, gözyaşların her içime düştüğünde.
Sen gideli, hüznüme çisil çisil bir yağmur yağmakta şimdi. Sen gideli, yalnızlığın uzak ormanlarında çığlıklar içerisindeyim. Vazgeçmek mümkün olsa, deniz gözlerinden, troller döşerdim yeryüzünün tüm denizlerine. Dantel dudakların, ahh. o yurdum gibi bakışınla, titrer yüreğim sevdanın hırçın gelgitleriyle.
Hasretinin acı turunçları büyüyor içimde gül dudaklım. Gözlerinin ütopyasına dalıp, geçmişimin uzak iklimlerinde bir başıma bırak istersen beni. Hüznüme de boşver, yüreğindeki yalanlardan dergâhlar kur istersen. Sen gülünce, ay düşüyor ne yapsan içime. Her akşam, seni beklemenin dayanılmaz suretlerini resmedip duvarlara, çocuksu hüzünlerimle içimdeki çocukları teselli ediyorum.
Kaçışların bitince, içindeki gökkuşağı, yüreğini dolanmayı bitirince suskunluklarına lânetler savuracaksın biliyorum. Yüreğinin kahır defterlerini hiddetle karıştıracaksın sen de. Kendine çizdiğin anlaşılmaz yollarda kaybolacak, rastlantı karelerinde bitimsiz nöbetlere duracaksın.
Yüreğime attığın gül’ler solmakta şimdi. Ne yaptıksa, neler ettikse sararan yapraklar döndüler yüzünü güneşe. Ay çiçeğim. Yüzü güleç, içi şefkat kaynağım. Oklarının açtığı yaralar kapanmakta bak. Acılarla ilgili öğrenemediğin şeyleri belleğine kazımaya hazır ol. Beni bugüne dek buralarda kök saldıran hesapsız sevdalarıma çizgiler çek artık. Öğreneceğin daha çok şeyler vardır şu hayat hengâmesinde. Kendi suyuyla sarhoşluk yaşayan bir sevda sarhoşuyum ben.
İçimdeki aşklar yeter beni avutmaya. Çektiğim susuzluk gelip geçicidir. İsimleri hiç duyulmamış nice ırmak var, rastlamayı umduğum. Demirden zırhım yok, ağır olamam. Bir sigara paketine de yazarım aşkımı. Güzellikler yedi renkli bir gökkuşağıdır, çıkar ummadığım anda karşıma.
Hoşça kal vakitsiz sevdam, hoşça kal. Yolun açık olsun. Sök tohumlarını içimden, çek oklarını kalbimden. İçimde taşıdığım sevdanı denizlere attım. Kuşkulu bulutları dağıttım ellerimle. Yüreğimi parçalayan çakallardan uzak duruyorum şimdi. Ayrılığın dalgalarına gömdüm başımı. Bundan böyle, kendi burcuna dönen bir zaman yolcusuyum ben. Kalemim kırık, yüreğim savruk, dalgalara ve rüzgâra karşı yürüyen, gözyaşlarının ırmaklarını bir başına geçmeye çalışan bir sevda yolcusuyum ben.
Selahattin Yetgin
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.