- 2304 Okunma
- 13 Yorum
- 0 Beğeni
BİRAZ TARÇIN, BİRAZ ZENCEFİL..
“En son kendin için ne yaptığını hiç düşündün mü? Zaruri ihtiyaçlarını saymıyorum tabi ki. Evet evet sen, şuan beni okumak için gözlerini dikkatle cümlelerime dikmiş meraklı okuyucu, sana söylüyorum…”
Her mevsimin kendine has bir rengi olduğunu hepimiz biliyoruz. Öyle ki ben size yeşil desem, siz ilk bahar diyeceksiniz, sarı desem son bahar, beyaz desem kış, mavi desem yaz..Herkes ayrı bir göz rengi taşımasına rağmen, aynı renkle görebiliyor bakabildiği en aykırı noktayı . Ve güneş herkesi aynı derecede yakıyor ya da aynı serinlikte titreyip sarınıyoruz üzerimizde ki paltoya. Her birimizin (eğer hayatta ise), hala üşütme sıkı giyin diyen ve herkesten güzel yemek yapan bir annesi ya da her birimizin daha doğarken kendi takımını tescillediği bir babası var.
Bütün bir hafta deli gibi çalıştıktan sonra, hangimiz iple çekmiyor cumartesi gecelerinin sınırsız tv keyfini ya da pazar sabahlarının doyumsuz uykularını. Her birimiz tespihe dizilmiş kader taneleri gibiyiz. Sırası geldikçe tek tek, sırası geldikçe grup grup çekiliyor, sorgulanıyor diziliyoruz bir kenara. Zamansa azrailin elinde bıçkın bir bıçak gibi durmadan bilenmekte. Sorulduğu vakit ruh sağlığımıza göre ya çok iyiyim ya da eh işte idare ediyoruz sen nasılsın diyoruz. Oysa ne kadar iyiyiz ve zaman ağacını ne kadar kendimize yontabiliyoruz.
Gelin bugün bir değişiklik yapalım. Sabah kalkar kalkmaz hemen yüzümüzü yıkamayalım da önce balkona çıkalım. Derin bir soluk alalım içimize. Bilmiyoruz ki bu bizim ömür dilimimizde aldığımız kaçıncı soluk. En sona ne kadar yaklaştık bir fikriniz var mı?
Sonra, balkonumuzdan daha önce bakıp göremediğimiz kaç değişik ara renk var onu görmeye çalışalım. Ve daha önce neden bir saksı çiçek alıp, onu sulamadığımızı sorgulayalım usulca…Eğer varsa da ,mutlulukla ona günaydın deyip birkaç damla su akıtalım, taa can özümüzden.
Sonra, gardrobumuzu açıp bir önceki gün kendimize aldığımız yeni bir giysiyi giyelim üzerimize ama bir şartla. Dilimizde sevdiğimiz hareketli bir şarkı olsun hafif sesli mırıldanalım ve günün o karmaşasına koşalım korkusuzca. Akşam olunca, iş dönüşü bir pastaneye oturup kendimize bol sütlü bir kahve söyleyelim, yanında da tarçınlı zencefilli bir kek. Belki coşar birkaç satır şiir de karalayıveririz neme lazım, en iyisi sabahtan çantamıza bir kalem ve küçük bir not defteri atmak.
Ve bugün kendimize, olağan dışı bakalım. Doğa üstü özelliklerin en büyüğü, insan usunun bile tahayyül edemeyeceği kadar gizemlidir , hücrelerimizde . Lütfen güvelere yem etmeyelim sahip olduklarımızı. Şükürle kalkıp, sabır ve metanetle başladığımız güne bir nebze küçük düşler serpiştirip hayatımızı gelincikler gibi süsleyelim.
Hadi bugün miladı olsun boşa geçen ömrümüzün. Yarın ilk hırsızlığımızı yapıp kendimize bir gün çalalım…
Sevgilerimle.
Çiğdem Parlayüksel
YORUMLAR
hepsi tamam da... ben akşam kahve içersem gece uyuyamam :) orada takıldım, bütün ahengimi bozdu o kahve :)
elinize sağlık
selamlar
Çiğdem P. Yüksel
Uykumuzu asıl kaçıran gelecek kaygısı..
Teşekkür ediyorum ziyaretinize. Değer kattı..
Hüseyin Bayram
rica ederim ne demek.
''Gelin bugün bir değişiklik yapalım. Sabah kalkar kalkmaz hemen yüzümüzü yıkamayalım da önce balkona çıkalım. Derin bir soluk alalım içimize. Bilmiyoruz ki bu bizim ömür dilimimizde aldığımız kaçıncı soluk. En sona ne kadar yaklaştık bir fikriniz var mı?
''Sonra, balkonumuzdan daha önce bakıp göremediğimiz kaç değişik ara renk var onu görmeye çalışalım. Ve daha önce neden bir saksı çiçek alıp, onu sulamadığımızı sorgulayalım usulca…Eğer varsa da ,mutlulukla ona günaydın deyip birkaç damla su akıtalım, taa can özümüzden.''
...
Burada kendimi buldum ... Sık sık yaptığım şeyerden biri bu...
Öyle diri, güzel anlatım ve betimlemelerin varki , kalemin şiirde de düz yazıda da oldukça başarılı..Kutuyorum, mutluluklar diliyorum sevgili Çiğdem...
Sağlıcakla esen kal...
Çiğdem P. Yüksel
Teşekkürler güç verdi sözlerin, arada bir deneme çalışmalarım oluyor, Şiir kadar tutkulu olmasa da..
Beğenilmesi belki akışını hızlandırır.
Sevgiler Selamlar Can
Hepimiz birer hırsısız aslında ,zamandan,hayatımızdan,kendimizden,hayallerimizden ve umutlarımızdan çalıyoruz.Erteliyoruz hayatı hep,başkalarının hayatları için çocuk,eş,anne ..yaşıyoruz,koşuşturuyoruz diyerek kendimizi avutuyoruz ama aslında hayatı ıskalıyoruz.Hiç kullanmadığımız,belli bir güne veya misafire ,geleceğe sakladığımız yığınla eşya var evlerimizde.Ya biri gelirse,ya şu,bu olursa diye.Ama nefes alabilmek,hayalini kurduğumuz şeyleri yaşayabilecek zamanımız var mı diye düşünmüyoruz bile,bir tek onun hesabını yapamıyoruz,belki de işimize gelmiyor bu hesap.Yazınızda anı yaşamak,değerlendirmek ve elimizdekilerin nimetini bilmenin,şükretmenin gücünü keşfetmeyi aşılamışsınız.Akıcı,içten ve şiirsel bir dil kullanmışsınız.Kalemize,yüreğinize sağlık.
Çiğdem P. Yüksel
Değer kattınız ..
Sevgiler
Baslangıc ıtıbarıyle cok hos bır pazar gunu gazete ekı yazısı gıbı olmus. dunyayı terıne cevıren bır yaklasım var. Ruhumuzu ceberın dısına cıkmayı zorlayan ve ordan kendımıze bakmamızı tavsıye eden ogutleyıcı bır dılı var..
Zamanın ruhunda, hayatın fevkınde kendı cıkmazlarıyla bogusanlara dısarıda nler olup bıtıgını gormelerını ısteyen bır ogretıcı tadı var... Her yazısa farklı bır ulsubla ortaya cıkması yazarın yazım zengınlıgını acıkca ortaya koyuyor...
Emegıne saglık, yenı kelımelerde bulusmak dılegıyle...
Not: Resımde cok uzaklar goturuyor ınsanı...
_Chieftain_ tarafından 8/1/2011 4:43:19 PM zamanında düzenlenmiştir.
Çiğdem P. Yüksel
Teşekkür ediyorum ziyaretinize.
En kısa zamanda başka bir paylaşımda birlikte olabilmek, bir kişiye bile uzanıp seslenebilmek dileğimle..
Saygılar
oysa sen hep sabahları bu kadar yenisin demişti geçen mayısın birinde.öyleydi de en uykusuz olduğum an yeni uyandığım an balkon mu renk mi bilmem belki...belki adımın da belki olmasında gizli bunun cevabı aslında o kadar da kötü sayılmazdı renksiz geçen biraz öksüz mayıs hadi yalana gerek yok hiç de iyi bir şey olmamıştı mesela bu yazıyı okumamıştım mayısta.kaybettim ellerini bana uzatmış hadi gel seni mayısın balkonuna çıkarayım bak gör yaşamak için yaşadığını hissetmek için ne kadar çok renk var görüyor musun diyen şiiri...hazirana geç mi kaldı gün değil de ay çalmak istesem daha mı uzun olur cezası altı üstü haziran tüm çıplaıklığıyla girsin koynuma üç kere fısıldasın adımı kulağıma unutmuş olmalıyım...iyi ki kalem var ve sayfa ama hiçbiri işe yaramazdı sen olmasaydın yazmasıydın.yazdın haziran geldi gitmek bilmez umarım...yazdın yaz geldi öksüz mevsim şeridime...bu bana olağanüstü geliyor ilaçların yapamadığını filmlerin yapamadığını şarkıların da...yapamadığını yanyana dizilmiş kelimeler yapıyor yani baharın kiraz ağaçlarına yaptığını yapıyorlar bana...yağmur sonrası gibi...iyi ki yazmışsınız ve iyi ki okumuşum...iyi ki ile başladık hazirana ve büyük bir ünlem düşüyorum bu yazıya ve ana...tebrikler
Çiğdem P. Yüksel
çünkü
yorumunuz yazı kadar anlamlıydı.
Mutluluk hep ayrıntılarda, hemde hiç umulmadık ayrıntılarda
çok güzel ve moral vericiydi
tebrikler, sevgilerimle
Çiğdem P. Yüksel
Sevgiler Teşekkürler Aydınlık insan..
Boş geçen hangi bir güna yanayım. Keşkeleri yaşadığım kaç sonbaharlar kaldı elimde. Mümkün olsa idi belki aynı hataları yapardım.Zira yaşayarak öğreniyorum bu hayatın gizemli renklerini. Tebriklerimle. Müzikte apayrı bir hava katmış yazıya.
Çiğdem P. Yüksel
Ve kendimizle barışık günlere Sevgiyle uyanmak dileğimle Teşekkürler ediyorum Değerli ziyaretinize..
Çiğdem P. Yüksel
..inanırmısın dost,hemen hemen hepsini yapıyorum,kafeye oturmak hariç.En son bir arkadaşımla oturmuştum,olay oldu.Bana;kabuğunu kırman gerek deyince,kabuğumun tarifini sordum.Arka masadan gençler,tatlı tartışmamıza iştirak ettiler.Belkide,ilk defa canlı bir sosyalist görmüşlerdi.Uzun ve tatlı tartışmalar olmuştu.Tabiki dostunu yenemediler.Emek ve üretimin önünde herkes eğiliyor.Ya,konu dağıldı.Çok güzeldi dizeler.Zaten ben hep balkoncuyum,gözlemler yapıyorum,teleskoplarım var.Ama yeni elbiseler alayım bari,çok pasaklıyım ya,teşekkürler.
Çiğdem P. Yüksel
Eksik olma her zaamn tüm paylaşımlarımda
çünkü hayata bakış açını seviyorum..
Saygımla
Çok güzel ve oldukça başarılı bir çalışma...
Düz yazıdan şiire geçmiş biri olarak çok beğendim.
Özellikle çok güzel bitirmişsiniz...
''Hadi bugün miladı olsun boşa geçen ömrümüzün. Yarın ilk hırsızlığımızı yapıp kendimize bir gün çalalım…''
Emeğinize sağlık...