- 10182 Okunma
- 4 Yorum
- 1 Beğeni
KARATAY EFSÂNESİ/BİR TÜRKÜ'NÜN GERÇEK HİKÂYESİ.
Hani yıllardır dilden dile dolaşan bir türkü vardır;
’Cemal’im Cemal’im algın Cemal’im
Alkanlar içinde kaldın Cemal’im’
Nakaratıyla yüreklerimizi yakan bir türküdür bu ve ’Şen olasın Ürgüp’ adıyla bilinir.
Sanırım bu türküyü derleyen Rahmetli Refik Başaran’ın Ürgüplü olmasından dolayı oraya mâledilmiştir ve Ürgüp türküsü olarak bilinir yıllardır.
Oysa bu türkü benim memleketimin türküsüdür ve Akseki’nin Ormana köyünde yaşanmış bir hikayedir.
Bunu Unkapanında plakçı olan eniştem Sami Çetinkaya ve Babam’ın hala oğlu olan Şerif Şölen ağabeyim belgelemişler ve sanatçılarına orijinal haliyle okutmuşlardır.
Türkünün asıl adı ’Manavgat yolları’dır.
Rahmetli Refik başaran İstanbul’da bulunduğu sıralar Tahtakalede Aksekililerin toplandığı bir kahveye uğrar sürekli ve ordaki Ormana köylülerinden duymuş ve plâğında okumuştur bu türküyü.
Türkünün asıl sözleri şöyledir;
Manavgat yolları ah sade mermerden
Yedi gün yatmışım da kimse görmeden
Yetiş oğlum Ahmet, kuzgun yemeden
Vurman beni vurman yâreme vurman
Güçcük Karatay’dan intikam alman
Ormanadan çıhtım da ben de bir idim
Ormana içinde ben de bir idim
Evvel Karatay idim şimdi çürüdüm
Vurman beni vurman yâreme vurman
Güçcük Karatay’dan intikam alman
Odalar yaptırdım da bir uçdan uca
İçinde yatmadım üç gün üç gece
Gorbanlar keserim geldiğin gece
Vurman beni vurman yâreme vurman
Güçcük Karatay’dan intikam alman
Kaynak:Halk müziği pınarlarımız/ Dr.Zeki Büyükyıldız.
Lâkin bu sözlerin dışında benim büyüklerimden dinlediğim şöyle bir bölümü daha vardır türkünün;
Şen ol sen Ormana dumanın tütmez
Kır atım acemi konağı tutmaz
Oğlum Ahmet küçük yerimi tutmaz
Türkünün gerçek hikâyesi şöyledir;
Karatay, Akseki’nin Ormana köyünde yaşayan zengin ve köklü bir ailenin oğludur ve Ağadır.
O dönem (1932-1933) ağalar arasında misafir ağırlama konusunda bir yarış vardır.
Karatay kırk odalı bir konak yaptırır ve diğer ağalardan çok misafir ağırlar.
Bunu çekemeyen rakipleri pusu kurar ve Karatay’ı vurup dereye atarlar, herkesçe bilinen atını da kimse görmesin diye bir ağaca bağlarlar.
Karatay bir hafta sonra bir köylü tarafından bulunup köye getirilir ama maalesef kurtarılamaz ve vefat eder.
Benim köyümde anlatılan ve köyümdeki (Menteşbey, eski adıyla Gödene) her yaşlı insanın dilindeki Rahmetli Anneannem ve Rahmetli Annem’den yıllarca dinlediğim Karatay efsanesi de şöyledir;
Annem’in babası Rahmetli dedem ki köyümüzde Alanyalı Mustafa çavuş namıyla tanınır ve köyün en iyi avcısıdır.
Hiç kimsenin cesâret edemediği dağlara çıkar ve teke( dağ keçisi ) avlar, attığını da vurur.
Bunu bilen Karatay’ın düşmanları bir oyun oynayıp Rahmetli dedeme Karatay’ı vurdurmak isterler.
Derler ki:
’Mustafa çavuş, bir yerde büyük bir teke var hep aynı yerden geçiyor ama biz vuramıyoruz bu işi ancak sen becerirsin’
Ve dedemi götürüp bir yol kenarında beraberce pusuya yatarlar.
Bir süre sonra bir at üzerinde bir babayiğit görünür uzaktan.
Dedeme ’işte vuracağın teke bu’ derler.
Dedem rahmetli de;’ Ağalar ben bu yiğite kurşun sıkamam’ der ve tehditlere aldırmadan köyüne döner.
Bir rivâyete göre bir başkasına vurdurulur genç Karatay.
O artık bir efsane ve yıllardır dilden dile dolaşan bir türküdür.
Ruh’u şâd, mekânı Cennet olsun.
YORUMLAR
Ne güzel ve değerli bir çalışma. Türkülerin hikayelerini hep merak etmişimdir. Bunu öğrendiğime de sevindim. Zira hem söyleyi hem dinlemeyi çok sevdiğim bir türküdür.
Saygılar.
(Mustafa Çetiner)
Hatta Oğlunun bir meyhanede bu türkü çalarken plak'ı alıp kırdığı ve parasını ödeyip çıktığı anlatılır.
Teşekkür ederim.
Selam ve Sevgimle.
Farklı ama zengin bir paylaşımdı...
Donanım, bildiğini kaynağından öğrenip onu yansıtmaktaki kalitededir aslında...
teşekkürler...
(Mustafa Çetiner)
Eksiklerim varsa ki muhakkak vardır affola.
Selam , Saygı ve teşekkürlerimle.
(Mustafa Çetiner)
Eksiklerim varsa ki muhakkak vardır affola.
Selam , Saygı ve teşekkürlerimle.