- 726 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Şeytanın Kıskacı
Ahir zamandayız ve deccaliyetin en azgınlaştığı dönemi yaşıyoruz. Bu dönemde insanın mutlu olabilmesi için gerekli olan en önemli iki şey, Allah sevgisi ve Allah korkusudur.
İnsanlar bugün adeta çift taraflı bir kıskaç içine alınmıştır. Kıskacın bir ucunda ateizm, diğer yanında yobazlık vardır. Bu kıskaçtan kurtulup mutlu olabilmek için çözüm ne ateizm ne de yobazlıktır. Şeytanî sistemler olan her iki uç da insanı mutsuzluğa götürür; çünkü her ikisinde de Allah aşkı ve korkusu bulunmaz.
Materyalist Darwinist görüş insanı Allah inancından, Allah sevgisinden uzaklaştırdığı için mutsuzluğun kaynağıdır. Bu zihniyette olup da insanlara sevgi beslemek, gerçek anlamda mutlu olmak mümkün değildir. İnsan, maymun benzeri bir canlıdan evrimleştiğini ve bir süre sonra da sonsuza dek yok olacağını düşündüğü birini sevebilir mi?.. Gerçek sevgi, Allah sevgisinden kaynaklanır. Allah’ı sevmeyen kişinin yaşayacağı mutluluk kısa süreli, anlık ve geçicidir. Kalp yalnızca Allah’ı anarak tatmin olur; ancak kalbi Allah aşkıyla dolu insan kalıcı mutluluğu yaşayabilir.
Yobazlık da ateizm kadar korkunçtur. Yobaz sevgiye, güzelliğe düşmandır, kavgaya hazırdır, tartışmacıdır. Nefret ve öfke doludur. Kendi görüşündeki, kendi çevresindeki insanlarla dahi tartışır. Kafası karmakarışıktır, görüşü pusludur. Enaniyet sahibidir; kendisini ilahlaştırmıştır.
Müslüman modeli olarak karşımıza katı, buz gibi, neşesiz, sevgisiz, donuk, üslubu bozuk kimseler ortaya çıkarılmaktadır. Dindar olmak neden bunları gerektirsin? Soğuk, buz gibi bir üslupla, yüzünde anlaşılmaz bir ifadeyle konuşan kişi neden örnek Müslüman modeli olsun? Kaldı ki bu kişinin anlattığı, din değildir; yobaz yalnızca kendi kafasındaki karanlığı ve kabusu anlatır.
Çözüm ne ateizm ne yobazlıktır; samimi Müslümanlık anlayışı çözümdür. Allah’ın Kur’an’da tarif ettiği gibi özverili, asil, hoşgörülü, hayır gözüyle bakan bir anlayışa sahip olan Müslümanlar Materyalizmi, yobazlığı ve onların put sistemlerini yok edecektir; asıl dindarlık budur. Allah için yaşayan bu samimi Müslümanların sayısı artmalıdır.
Din sevincin bayramıdır. Allah’ı gerçek anlamda tanımanın, Allah’a aşk duymanın adıdır din. Samimi Müslüman o sevinci, o aşkı içinde hep taşıyan, güzelliğe eğilimli, sevgi dolu, neşeli, hayatı dolu yaşayan, cennetin güzelliklerini akılcı bir biçimde insanlara sunan kimsedir.
Kur’an nurdur. Kur’an’a tam tabi olan, Kur’an’ı yaşayan mümin nurdur. İnsanları mutlu eden, ferahlatan her şey Kur’an’dadır. Sahabe dönemi İslam’ı gibi dini yaşamak, sünnete uymak ferahlıktır, mutluluktur.
Allah’ın vaadi gereği İslam’ın özüne uygun yaşanacağı aydınlık günler yakındır. İnsanların sevinci, neşesi Allah’ın dilemesiyle geri gelecektir. Bugün ne eskisi gibi güzel tablolar, ne mimari eserler yapılmakta ne de önemli bilimsel gelişmeler kaydedilmektedir. Din gerçek anlamda yaşandığında, sanat, bilim, mimari hepsi geri gelecektir. Sebe Melikesi’nin, Hz. Süleyman’ın muhteşem sarayındaki muhteşem cam zemini su birikintisi zannederek etkilenip iman etmesi gibi, estetik, sanat ve güzellik imanları etkileyecektir.
İnsanı iyi ve güzele yönlendiren asıl güç dindir. İnsan dini yaşadığı için mutludur; Allah’ı sevdiği için yaşamı güzeldir. Zevk aldığı her güzellik, Allah’ın kullarına olan sevgisinin bir yansımasıdır. İnsan, yalnızca Rabb’i için yaşadığında, Allah sevgisini her hücresinde hissettiğinde, ve Kur’an ahlakını hayatına hakim kıldığında kıskaçlardan sıyrılarak gerçek kurtuluşa ulaşacaktır.
Fuat Türker, Haberin Gündemi