- 1148 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
KADIN DENİNCE!
Geçmişten günümüze kadar kadın hep istismar edilmiş ve ulvi özelliğinden ayrı bir şablonla, ne olduğu tam belli olmayan bir hüviyete mahkûm edilmeye çalışılmıştır... Geleceğinden emin, güvenilir ileri bir toplum kurabilmek için kadının madden, manen yüceltilmesi gerekir. Onun ulvi özelliklerinin korunması, değerinin bilinmesi gerekir.
Kimi kadını istismar etmiş, kimi yerlerde sürümüş, şiddet uygulamış, kimi dört duvar arasına hapsetmiş, bir cinsel varlık olarak bakmış, kimisi erkekleştirmiş, birçok şekle sokmuş neredeyse kadın, kadın özelliğini kaybetmeye başlamış…
Kadın istismar vasıtası, vitrin süsü ya da mankeni yapılmamalı. Toplumun temeli olan kadın; ailenin temel taşı, göz nuru, baş tacı, namus timsali, çocukların annesi ve de cennet ayakları altına serilmiş bir veli nimet olarak görülmelidir. Kadın ne köşede duracak bir nesne, ne de vitrin süsü yapılacak bir mankendir. Kadın korunacak, değer verilecek, cemiyette etkin unsur olarak görülecek, istişare edilecek yüce bir varlık olarak görülmelidir.
Bir kadın, erkek ayrımına düşmeden, belli bir kadın görüntüsüne girmeden, açık kapalı ayırımı yapmadan, kadını yerlerde sürümeden, şiddete maruz bırakmadan, önemli bir değere sahip çıkılması gerektiği bilinmelidir… Unutulmaması gereken çok önemli bir gerçek de vardır ki o da “Toplumları yücelten aydın, kültürlü kadından başkası değildir“ Bir toplum, kadına verdiği değer kadar kıymetlenir, büyür… Kadın erkeğin hep arkasında olan değil, onunla hep yan yana, kol kola olan bir insandır, değerdir. Kadına gerçek değerini veren, onu ilkellikten yüceliğe doğru yükselten de İslam inancıdır! İslam kadını şereflendirmiştir. Bunu bilmeyen insanlar kadınların fikirlerini, düşüncelerini, eylemlerini her zaman baskı altında tutmuşlardır.
Gün geçtikçe kaybolmakta olan ahlakın, namusun, şerefin itibarın, değerin yerine konamadığı şu düzende kadını yok olan toplumların geleceği de yok olur… Kaybolmakta olan aile yapımızın korunması, toplumun çekirdeğini oluşturan kadının şerefinin, ahlakının, namusunun korunması, geliştirilmesi ve yüceltilmesinden geçer. Çünkü kadın toplumda anadır, eştir, bacıdır, sevgilidir, değer verilmesi gereken varlığımız, geleceğimiz her şeyimizdir… Kadın bu derece ulvi özelliklere sahip olan bir varlıktır…
Cemiyetin yapılanması ve kalkınmasında kadınlarımız mihenk taşıdır. Dünyanın bütün kalkınmış ülkelerine baktığımızda, bu ülkelerdeki kadınların daha eğitimli, donanımlı, birçok yönden kalkınmış olduğunu göreceksiniz. Cemiyet içersinde aktif olarak çalışan üreten, istişare edilen, bilimde ve sanatta, siyasette görev alan kadınların ülkelerinin kalkındığı görülecektir.
Kadına dünyayı tanımaya, yaşamaya çalışabileceği özgürlük alanını vermek onu geliştirecektir. Korkulara ya da cezalara dayalı olmadan, insan eşitliğine ve insan haklarına saygıyla bakarak kadını geliştirmek, toplumun gelişmesini de sağlayacaktır. Erkekle kadın arasında fizyolojik, biyolojik, psikolojik yönden bazı farklılıklar vardır. Ancak kadın-erkek ayırımı yapmadan, kadına İslamın verdiği değeri vererek yaklaşılırsa, kadını toplumun vazgeçilmezleri arasına katarsak, kadınlarımızın erkeklerden üretkenlik fikir ve birçok konuda farklı olmadığını kabul ettirebilirsek, bu kültürü toplumumuzda yaygınlaştırabilirsek işte o zaman toplumumuzu kalkındırabiliriz…
Geçmişte kadınla ilgili örnek alınacak birçok olaylar, konular vardır. İslam tarihinde, Türk tarihinde nice olaylara, tarihe damgasını vuran âlim, kahraman, önder kadınlar vardır. Kurtuluş savaşında bebeğinin kundağında, bebeğinin yerine mermi taşıyan, erkeğiyle cephede yan yana, göğüs göğse çarpışan bacılar, analar unutulmamalıdır...
Kadın aynı zamanda anadır, eştir. Peygamberleri doğuran, onlara eşlik eden, Fatihi, Yavuzu, Kanuniyi, Atatürk’ü gibi birçok dünya liderlerini, ilim adamlarını doğuran hep kadındır. O kadın ki, dünyada insanların ana kraliçesidir…
Yüzyıllardır dünyaya fedakârlığı ile her devirde çağdaşlığıyla, olgunluk ve çalışkanlığı ile örnek olan Türk Kadınları’nın, bu gün bazı yanlış yönlendirmeler, siyasi oyunlar veya tahrikler, istismarlar ile çağdaş medeniyetin gerisine götürülemeyeceğini, inançtan, ahlaktan, namustan yoksun bırakılmayacağını, önce bütün Türkiye’ye ve tüm dünyaya açıkça göstermek zorundayız.
Kadın ve kız çocuklarının haklarının korunması, geliştirilmesi, hayat standartlarının yükseltilmesi toplumun huzur ve sağlığını artıracaktır. Cinsiyet farklılıkları öne çıkarılmadan, kadın ikinci sınıf muameleye tabi tutulmadan, erkeklerin vesayetine devamlı muhtaç, zayıf iradeli fertler olmaya itilmeden, her zaman geri planda bırakılmadan, toplumun tüm katmanlarında ve itibarlı yerinde olmalıdır. Çağdaş Müslüman Türk kadınları evde, işyerinde, tarlada, fabrikada, okulda, toplumun birçok yerlerinde önce kadın ve insan olarak, bizim bir parçamız, destekçimiz olarak, her zaman görevini yerine getirecektir.
Kadına değer veren, kadını önemseyen toplumların daha huzurlu ve kalkınmış, daha çok ivme kazanacakları malumdur. Şayet kadın değerleri, kültürüyle iyi yetiştirilir ve önemsenirse, onlardan doğacak toplum ve nesiller da iyi yetiştirilecek, büyüyecek mutlu olacaktır. Kadın ailenin ve devletin temel taşıdır. Kadınsız ev, aile, dünya yarım, eksik, yalnız demektir…
8 Mart kadınlar günü kutlu olsun…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.