- 3298 Okunma
- 55 Yorum
- 0 Beğeni
BENİ TANIDINMI
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
BENİ TANIDINMI?
Şarkışla da görev yaptığım yıllardı. Yine bir hafta sonu
Sivas tayım. Tüm aile akşam yemeğimizi keyifle yemiş, sohbet ediyoruz.
Babam:
“Tacettin yarın Kangalın Dere Ağzı köyüne gideceksin. Orada pehlivan lakaplı Hüseyin Bakırı bulup sana vereceğim senedi tahsil edeceksin. Bu kişinin eli ağır çıktı. Epeydir beni oyalıyor. Haa resmi elbiseyle git ki sana bir saygısızlık yapmasın. Kangal’a giden otobüsün şoförüne Dere Ağzı köyünde ineceğim de o seni indirir. Köy şoseye çok yakın.”
“Tamam, baba olurda resmi elbisemle neden gideyim ki.”
“Dedim ya adam sana bir terbiyesizlik yapmasın bellimi olur.”
Aile geleneğimizdi. Büyük lafı ikilenmez yorum yapılamazdı.
Rahatsızlığımı belli eden ses tonuyla.
“Tamam, baba giderim.”
Resmi elbisemi giymiş. Kahvaltımı yapıp zarf içine konmuş senetle soluğu otobüs garajında aldım. Külüstür tabir ettiğimiz otobüsün dolması saatlerimizi almıştı. Nihayet yola koyulduk. Otobüste herkes birbirini tanıyor sohbet ediyorlardı tek yabancı bendim. Hepside bana merakla bakıyordu. Yanımda oturan yaşlı bir amca
“Hayrola kumandan nereye gidiyorsun”
“Dere Ağzı köyüne amca”
“Hayırdır kimlerdensin”
“Ben buralı değilim. Birini ziyaret edeceğim.
“Bende orada ineceğim kime geldin ki?”
“Pehlivan lakaplı Hüseyin Bakıra”
“Allah, Allah bende ona gidiyorum”
“O an çok rahatlamış sevinmiştim”
“Çok iyi bende nasıl gideceğim diye şoföre soracaktım.”
Yaşlı ama sevimli ihtiyarla sohbeti koyulaştırdık. Askerlik anılarını ballandıra, ballandıra anlatıyor. Biri biterken diğerine başlıyordu. Çok keyifliydik.
Otobüs bizi bırakıp giderken amcamın omzunda heybesi vardı. Konuşarak ince kıvrımlı köy yoluna saptık.
Uzaktan görünen köy, toprak bacalarıyla bize gülümserken uzun minareli camisi hemen göze çarpıyordu.
Birden havlayarak bize doğru koşan iki Kangal köpeğinin sesleriyle irkildim. Son hızla yaklaşıyorlardı.
“Kumandan korkma onlar beni karşılamaya geliyor benim köpeklerim”
“Aman, çok iyi amca”
Dedim ama korkudan bacaklarım titremeğe başladı. Dilim damağım kurudu. Yanımdaki amcama daha da sokuldum.”
Kangallar boynundaki tasmalarının üstünde sıralı sivri çengelleri vardı. Devasa cüsseleriyle, ağzı açık pembe dilleri dışarıda siyah gözleriyle daha da ürkütücü görünüyorlardı. Hızla nefes alıp verirken bana bakıyor, kuyruklarını sallayarak sahibinin etrafında dönüp duruyorlardı. Ben sapsarı kesilmiştim.
“ Korkma bir şey yapmazlar bunlar saf Kangal köpeği davarları bunlar yayar. Çoban tutmam ben, ölürüm bunlar için bak, bak kumandan dünyayı versen bunların birini bile alamazsın canımın bir parçası kurban olurum bunlara”
Gerçekten muhteşem ikiliydiler. Amca sırtlarını sıvazlarken ikisi de şımarıyor, kuyruk sallayışlarıyla, gözleriyle, sürtünerek bu sevgiye cevap veriyorlardı. İkisi de beni kaçamak bakışlarıyla süzerken, İçimde korkuyla karışık birde hayranlık hissi uyanmıştı. Dördümüz köy içine girince kalabalığın toplandığı bir evin önünde durduk. Tüm köylü bana merakla bakıyor birbirleriyle fısıltıyla konuşuyorlardı.
“Kumandan pehlivanın evi burası, onun cenazesi var eşini kaybetti. Bu kalabalık ondan, Allah rahmet eylesin Döne bacı iyi biriydi. Çok çekti bu hastalıktan”
Şaşırdım içim ezildi. Hiçbir şey söyleyemedim. Çivilenip kalmıştım.
Yanıma gelen iri yarı adamı fark bile edemedim.
“Buyur yeğen hoş geldin pehlivan Hüseyin benim.”
Karşımda geniş omuzlu, uzun boylu, birkaç günlük sakallı yorgun bakışlı gerçektende lakabına yaraşır biri duruyordu. İri elleriyle tokalaşırken:
“Hoş bulduk amca, başın sağ olsun. Allah geride kalanlarına sağlık ve sabır versin”
“Sağ olasın yeğen dostlar sağ olsun”
“Pekte yeri değil ama ikimiz kimsenin olmadığı yerde konuşabilirmiyiz”
“ Elbette buyur şöyle”
Kalabalığı yararak toprak zeminli koridordan geçip, mütevazı bir şekilde döşenmiş küçük bir odaya girdik.
“Amca buraya kadar geldiğim için söylüyorum. Hiçte yeri değil ama ben Necmettin Yıldırım’ın oğluyum babama borcun varmış”
“Evet, yeğen baban çok haklı, ona mahcubum. Yokluğun adı batsın. Ondan aldığım öküzleri satıp hanımın hastalığı için harcadım. Doktor, doktor gezdim. Çokta borçlandım. Mümkünüm tükendi. Elde yok, avuçta yok. Ne desen haklısın.”
Konuşurken boğazıma bir şeyler düğümlendi. Koca adam karşımda ufalmıştı. Sesi titriyor. Sessizce ağlıyordu. Bende doldum. İçim daraldı öfkelendim. Yanaklarıma doğru akan yaşlara mani olamadım. Elimi omzuna attım.
“Tamam, amca sıkma canını kimseye bir şey söyleme. Kim bu diye soranlara bir tanıdığımın oğlu, başsağlığı için gelmiş dersin, şu an o kadar sıkıntılıyım ki sorma kendimden utanıyorum.”
Cebimden senedi çıkardım. Yırtarak çok küçük parçalara ayırdım.
“Bak amca babama borcun yok. Ben hallederim. Senedi de gördün yırttım işte, ne olur bu konuyu kapat hadi şimdi dışarı çıkalım.”
Şaşırıp kalmıştı.
Cenazeyi kaldırıp vedalaştım. Sivas’a giden bir kamyona binerken beni uğurladı. Bakışları minnet doluydu. Yol boyu kamyon şoförünün askerlik anılarını da dinledim. Eve doğru yaklaştığımda karışık duygular içindeyim. Hesap verecektim.
Bu olayda verdiği bir malın karşılığını alamayan babam haklıydı. Hastalıkla uğraşıp borcunu ödeyemeyen fakir pehlivan amcada haklıydı. Doluya koydum almadı. Boşa koydum dolmadı.
Hem mutlu hem de mutsuzdum.
“ Ne oldu oğlum parayı aldın mı?”
“ Hayır, baba eşi vefat etmiş. Çok perişandı.”
“Yapma ya üzüldüm. Allah rahmet eylesin”
“Hiçbir şey demedin mi? senedi ne yaptın?”
“Senedi yırttım baba”
Buz gibi bir hava esti. Hiddetten gözü dönmüş babam hızla ayağa kalktı. Herkes suspus olmuş olayı izliyordu.
“ Ne dedin senedimi yırttın oğlum sen salak mısın? Kaç liraydı biliyor musun?”
“Biliyorum baba adam çaresizdi. Onu ben ödeyeceğim. Gelecek hafta paranı getiririm.”
Kısa bir sessizliğin ardından
“Deli etme beni iyi ki sen okuyup astsubay olmuşsun ticareti beceremezdin. Allah, Allah yırtmış madem öyle getir paramı buda sana bir ders olsun.”
“Tamam, baba haftaya paran elinde”
Şarkışla ya döndüğümde birlik sandığından, emekli sandığından, ordu yardımlaşma kurumu ve samimi arkadaşımdan parayı denkleştirip babama ödedim. Bu konu bir daha açılmamak üzere kapanmıştı. Sıkıntılar içinde borçlarımı ödeyip bende rahatlamıştım. Aradan yıllar geçti.
İzmit’e tayin olmuştum. Bir gün mesai dönüşü beni karşılayan
Eşim:
“Öğlenden beri seni bekleyen bir misafirimiz var ben tanıyamadım”
Şapkamı vestiyere asıp içeri girdim. Yaşlı ama dinç iyi giyimli biri koltuktan kalkarak beni karşıladı. Gülümsüyordu. Tokalaştık.
“ Yeğen beni tanıdın mı?”
Bir yerden gözüm ısırıyor ama nereden zorluyorum ama nafile!
“Hayır, amca tanıyor gibiyim ama mazur gör çıkaramadım.”
“ Ben Dere Ağzı köyünden pehlivan Hüseyin Bakır eşim öldüğü gün gelip babana borçlu olduğum senedi yırtmıştın ya ben oyum işte”
“Ooo amca çok kısa görüşmüştük. Maşallah çok iyisin şimdi hatırladım.”
Olaydan on üç yıl geçmişti. Hem şaşırmış hem de meraklanmıştım.
“Seni sora, sora buldum. Senden sonra çocuklarım Almanya ya gitti. Şimdi durumları çok iyi, ben arada bir onların
Yanın da bazen de köyümde kalıyorum çok şükür. Bana iyi bakıyorlar.”
“Sevindim amca ne güzel Allah bu güzelliği bozmasın”
“Sağ ol evlat sana borcumu ödemeye geldim.”
Cebinden büyük dolgun bir zarf çıkardı.
“Bak bunlar senin, geç oldu ama şimdi zamanı yinede hakkını helal et.”
İçinde çok para olduğu belliydi. Zarfı açınca şaşırdım. Ödediğim paranın en az on mislisiydi.”hakkım olanı içinden ayırıp gerisini zarfa koyarak vermek istedim. Eliyle elimi geri çevirdi.
“Bak yeğenim senin hakkın bu almazsan çok gücenirim. Yıllarca ben bu günü düşledim. Allaha kurban olayım ki bana bunu gösterdi. Senin o gün bana yaptığını hiç kimse yapmazdı. İşte şimdi yeniden doğdum. Ne büyük bir yüktü bilir misin Allah yokluğu düşmanıma yaşatmasın bak şimdi kuş gibiyim. Hadi paralarını al Almanya uçağına yetişmem gerek İstanbul’a nasıl gideceğimi söyle.”
Ben ve eşim ne kadar ısrar ettiysek fayda etmedi.
Otobüse bindirirken elini öptüm. Bana sıkıca sarıldı. El sallarken içimden bir şeyler kopmuştu. Sevinç mi hüzün mü belli olmayan duygularımla o gün hiç uyuyamadım. Aynı yıl babam çok hastalandı. Kanserdi. Ameliyat olmuş büyük acılar çekiyordu. Bir akşam ellerini avuçlarımın içine alarak bu olayı anlattım. Onunda çok ilgisini çekmiş nefes almadan beni dinlemişti. Çok etkilendiğini gözlerinden akan yaşlarla belli ediyor, mimiklerinden de mutluluğunu hissettiriyordu.
YORUMLAR
Yokluk zor şey en olmadık zamanlarda her şey üst üste gelir...Yüreği güzel kalem hiç bir iyilik karşılıksız kalmaz gün gelir karşılığını fazlasıyla alırsınız...Yazılarınızı okumaktan bu kadar keyif alacağımı düşünmemiştim..Ne zaman bir şeyler okumak istesem kendimi sizin sayfanızda buluyorum...yine çok güzel bir yazıyla karşılaştım ...saygı ve selamlarımı bırakıyorum abi...
Kelimeler yetersiz kalıyor sevgili Komutanım. Duygu ve düşüncelerimi ifade edememenin çaresizliğini yaşıyorum şu an.
Ama sevincimi belli edeyim artık.
İyi ki varsın.
İyi ki seni tanıyorum.
İyi ki büyüğümsün.
İyi ki ağabeyimsin.
İyi ki arkadaşımsın.
Ellerinden hasretle öpüyorum.
Mersin'den turunç kokulu selamlar gnderiyorum.
OFFFFFFFFFFF OFFFFFF ABLAM CANIMSIN SEN ANSIL GÜZEL BİR YÜREĞİN VAR ABLACIĞIM ALLAHIM SENİN GİBİ YÜREĞİ OLAN İNASANLARDAN AYIRMSIN ABLAM HER YAZINI KAÇIRMADAN OKUMAK İÇİNDE AYRI BİR ÇABA HARCIYORUM ABLAM BU YAZINI BİRAZ GEÇ KALDIM BİLİYORUM EVDE OLAMAYINCA ZOR OLUYOR BİRAZ YNE İÇİMİ ACITAN VE GURU DUYDUĞUM BİR YAZINI OKUDUM İYİKİ SENİ TANIMIŞIM ABLACIĞIM O GÜZEL YÜREĞİNİ TANIMIŞIM DEDİM SENİ SAYFAMDA GÖRDÜKCE GÜLEN YÜZÜN AKLIMA GELİYOR BİR TEBESSÜMLE YAZIYORUM SANA YAZARKEN BİTANEM NE SENİN GİİB GÜZEL YÜREKLİ İNSAN LARLA EŞ ETSİN MEVLAM BU GÜZEL YÜREĞİN KARŞISINDA EĞİLİYORUM VE SENİ ÖPÜYORUM ABLACIĞIM CANIMISN MEVLAMDA SENİ EŞİNE VE ÇOCUKLARINA BAĞIŞLASIN OLURMU ABLAM SEVGİ İLE KAL
Sizin hiçbir yazınızı kaçırmam her birini zevkle beğeniyle okurum.FAkat bunu geç kalmışlığımı bağışlayın.On gündürAnkaradaydım .Geldikten sonra da geç farkettim.Bu sefer de sitede bir türlü sayfalar açılmaz oldu.
Ne ise sonunda geç de olsa okudum.Bu değeri kalemden dökülen cevherleri.
Allah sizi başımızdan eksik etmesin efendim.
Hafta sonunda benim yaşadığım şehir İzmirdeymişsiniz.Sizinle tanışmayı nekadar çok arzu ederdim.Aranızda bulunmak zevk olacaktı .ama maalesf haberim olmadı.Face*ok ta resimlerinizi gördüm.
Ne ise efendim sağlık olsun.Gönüller bir olsun.
Selam sevgi saygılar.
Geç kalmışlığın özrüyle,
Nasıl duygulandım anlatamam.Hani derlerya hocam yap bir hayır denize at balık bilmezse bilir halik diye ...
Yüce Rabbim asil yüreğinizin karşılığı olan mihneti, saygıyı ve değeri unutturmamış.Ne mutlu ki Hüseyin Amcayada karşısına böylesi değerli bir insanı çıkarmış.
Allahım her iki cihanda bahtiyar eylesin .
Değerli anı yazınızı ve başarınızı tüm kalbimle kutlarım.Selam ve en derin hürmetlerimle.
“Bak yeğenim senin hakkın bu almazsan çok gücenirim. Yıllarca ben bu günü düşledim. Allaha kurban olayım ki bana bunu gösterdi. Senin o gün bana yaptığını hiç kimse yapmazdı. İşte şimdi yeniden doğdum. Ne büyük bir yüktü bilir misin Allah yokluğu düşmanıma yaşatmasın bak şimdi kuş gibiyim. Hadi paralarını al Almanya uçağına yetişmem gerek İstanbul’a nasıl gideceğimi söyle.”
Merhaba değerli yürek güzide insan.sizin bu gerçek yaşam öykülerinizi okumak inanın bana büyük haz veriyor,kâh ağlatıyor ,kâh gülümsetiyorsunuz.ne kadar naif bir yüreğiniz var, yani düşünmeden edemiyorım askerler sert katı olur sanıyordum ama yanılmışım bu inancımı sizi tanımak yıktı.yine harika bir duygu sağanağı öykü idi.işte insanlık ve nankör olmayışın çok güzel bir örneği.babanıza Allahna rahmet diliyorum nur içnde yatsın.Bu kez geç kaldım ama inanın hiç aklımdan çıkmadı sayfamız sorunluydu giremedim sonra hasta oldum giremedim,geçen hafta antalyaya gittim giremedim dün akşam döndüm nasip bu güne imiş.tebrik ediyorum hayatınız boyu bu güzel yüreğinizin ödülü alın inş.bir dahaki güzel hikayelerinizde buluşmak umuduyla selam saygılarımı sunuyorum.
Sayın Yıldırım,bu duygusal anınızı bizlerle paylaştığın için çok teşekkür ederim.Ben bu yazıdan benim için önemli üç sonuç çıkartıyorum;Tacettin'ler ülkemizde halen mevcut.Bir çoğu yaptıkları yardımları en yakınlarına bile söylemiyor.Yıllar geçsede borcunu ödemek için yollara düşen Hüseyin pehlivanlar yok denecek kadar azaldı.Ayrıca böyle bir olayı duyan rahmetli baban gibi göz yaşı dökecek insan bulmak da çok zor.Selam ve sevgilerimi sunarım.
Aylardır hüzün var yüreğimde, kardeşimin hastalığı gözyaşlarımı haps almış. Bu gün bu saatte, sizin öykünüzde bıraktım tüm insalık adına gözyaşlarımı, değerlerin ayaklanışına tanıklık etmenin güzelliğini yaşattınız. Sizi sevmek boşa değil sevgili büyüğüm, gözyaşına anlam katıyorsunuz. Hayatın anlamına vakıf olmayı öğretiyorsunuz.
Puanlamaya geç kalsam da, ben yüreğimden size 100 ve katlarını veriyorum.
Gönül senedini bırakıyorum bu sayfaya, bir nüshasını da ben saklıyorum.
Sevgim ve saygım her daim.
Yine harika bir anekdot okudum .içten ,samimi ,sıcacık ve sevgi dolu yüreğinizden yüreğime ulaşan ,artık nerdeyse kaybettiğimiz değerleri bize anımsatan ,bam telimizi titreten ,gözlerimizi dolduran ,iyiliğe ,güzelliğe hasretimizi ,açlığımızı gideren ,dostlarla paylaşılan bir fincan kahve gibi içimizi ısıtan yazılarının hayranıyım sevgili dostum .
yazının başlığıından giderek diyorum ki ,
SİZİ TANIDIM, CİSMİNİZLE OLMASA DA DOST YÖNÜNÜZLE
SİZİ TANIDIM, YÜREKLİ VE HÜMANİST KALEMİNİZLE
SİZİ TANIDIM ,ŞAİRLİĞİNİZLE ,YAZARLIĞINIZLA
SİZİ TANIDIM, ADAM GİBİ ADAM OLUŞUNUZLA
SİZİ TANIDIM ,SEVECEN ,ŞEFKATLİ ,CÖMERT ,VEFAKAR YÖNÜNÜZLE ...
İYİ Kİ DE TANIDIMM DOSTUM .SELAM OLSUN O GÜZEL YÜREĞİNİZE ...
site arızalandı.....nasıl zorumuza gidiyor bir türlü yokluğuna alışamadıkki.....inşallah bu son olur.....sevgili habibde çok üzüldü çok yoruldu.....şimdi çok şükür iyi.....dostlar yine yazımı güne taşımış.....sevgili seçki kurulu yine beni onore etmiş.....sevenler yorum yazmış....bana çok kıymetli anılar yaşattılar sağolsunlar var olsunlar....allah bizi bu güzel siteden ayırmasın.....onsuz günler geçmek bilmiyorya.....hepinize sonsuz teşekkürler sunuyorum....iyiki varsınız saygılar
siteye ibr türlü giriş yapamadım.. kusura bakmayın.. biraz geçiktim...öncelikle günün yazısı seçilen hatıranızı bende tebrik ediyorum..demek ki yapılan hiç bir iyilik boşa gitmiyor.. iyilikler için harcanan para ve emeğin er ya da geç geriye döndüğüne bir kez daha şahit oldum.. metnin sonunda yine duygularım ayyuka çıktı..gönlünüz var olsun..sizin gibi değerli yazarların okuyucuya ve okuyacak olan kitleye çook ama çok faydası olacaktır.. tebrik ve saygılarımla.. sağlıcakla kalınız..
ilk gördüğümde bu paylaşımı nasip olmadı okumak
kısmet dedim
sonra ki dönüşlerimde hep yarım kaldı
kısmet dedim
ve...
kader kısmet sonunda buluştu yol ortasında okuttu
hep şuna içtenliğimle inanmışımdır
tanrı yüreği temiz insanları korur
kendi neftasıyla korur
onların karşılarınada güzel yürekli insanlar çıkartır
her iki tarafda bu yüreği taşır görürüm
ahde vefa
vefasına vefa
iyilik yapanın iyilikle buluşması
unutulmaz elbet iyilikler o gelir sizi bulur
okumakla zevk aldığım hatıranız kayda değer
çok selam saygılar
ruhunuz üşümesin
ışığınız sönmesin
Çok güzel, içinde erdem dolu bir yaşam öyküsü..Akıcı uslubunla harika bir yazı çıkarmışsın yine..
Kutluyorum seni Taco. Sen böyle yazdıkça, biz Edebiyat defterinden kopamayız.
Ustamızdan hüzün ve sevinçleri beraber yaşamak için yeni yazılarını bekliyoruz.
Selam ve sevgilerimle...
Fethi tarafından 3/5/2011 9:23:46 PM zamanında düzenlenmiştir.
yahu arkadaş nerden rastlarsın böyle temiz insanlara
bir kere de işin ters gitsin
bu iyiler neden hep sana çatar...
biz kefil olup adamı hapse düşmekten kurtarıyoruz.sonra adam parayı ödemiyor biz icralık oluyoruz.dişimden tırnağımdan biriktirdiğimi evimi arabamı satıyorum zor kurtuluyorum .hemde bir kere değil iki kere
merak ettiğim şey sana hep iyiler bana neden salaklar rastlıyor..
Gelde eskiyi özleme..adam gibi adam bu yüzden derler işte..Devir değişti şimdi kardeş kardeşe yapmıyor o iyilikleri...
Babanızın yerinde olsam sana bir kamyon sopa çekerdim..
benim babam olsa en azından ellerimi kırardı...demek arada ki fark bu...
güzel bir öyküymüş
eh fena yazmıyorsun bedri ağabeyden bir şeyler kapmışsın:)))
selam ve saygılarımı iletiyorum ihtiyar...
komutanım geç kaldım özür
yazınızı soluksuz okudum. o kadar akıcı bir dille anlatmışsınki kendim yazıda alamadım. verdiğin mesajlar ise muhteşemdi
yaşadığımız şu dünyda artık böyle insanlar yaşıyormu diye kendime sormak zorunda kaldım. iyilik yapan er geç karşılığını bulur
komutanıma saygımla
Merhaba güzel yürekli insan ! ALLAH kimseyi çaresiz koymasın .....Ve de kulu kula kul eylemesin. Çok güzel bir yazı okudum kaleminizden. İnsanlara ders verici nitelikte yazınız........ İnsan biri darda ise ona yardım edecek, edecek.. Yardım ettiği çaresizlikten kızranırken onu rencide edici bir söz ve davranışla zordurumda bulunmayacak.... O kişi zaten çaresizlikten ezilip büzülüp kıvranıyor, borçlu olduğu kişinin yanında, un ufak oluyorken onu incitmek Allahı incitmekle eş değerdir!. Çok dikkat etmek gerekiyor . Allah yarattığı kuku kuluna ezdirmesin, ve kimseyi de çaresiz naçarı kesik eli kolu bağlı koymasın... Siz o insana çok büyük bir güzellik yapmışsınız ; Allah yaptığınız bu olgunluğun davranış ve güzelliğin mükafatını , daha dünyada iken göstermiş.. Siz o kulu dar ve zor gününde üzmediğiniz için, mükafatını dahada gösterir sizinde dar ve zor anınızda muhakkak hiç kuşkunuz olmasın yardımcı meleğini anında yanınızda bitirir ve siz de şaşarsınız yaşadıklarınıza . Yüceler yücesi yaratan! Diyorki kuluma çok mal mülk veririm bakarım şükredecekmi, sağındaki, solundakileri düşkünleri gözetecekmi, bunlar benim değildi Allah nasip etti bana verdi diyecekmi?..
Ve verdiğimi elinden alır denerim , bakarım elindekiler gidince, sabredecek mi her daim YARATICININ gözetimi altında olduğumuzu unutmamak gerekiyor...
Ve kullar bu dünyada hazırlığını, iyi yapmalı yapmalı ki..... Ahir aleme gittiğinde elleri boş kalmasın!..
Kul her an ölüme hazırlıklı yaşamalı.. İbadetini, yardımını, maddi ve manevi olarak yapmalı elinden geldiği kadarı il...
Ve gücünün yettiği kadarı ile , elinden geleni esirgememeli ...... Çünki hiç bir şey bizim değil mal mülk şan şöhret hatta bu vucut bile, bizim değil hani gençliğimiz hani melekleri kıskandırır güzelliğimiz ........Mal sahibi mülk sahibi hani bunun ilk sahibi.... Her şey dünyada kalır...Fani ölür onlarda eldeğiştirir..
Her şey bize emanet...... Ne verirsen elinle o gider seninle...insan sağlığında yaptığı eciri ve yaptığı kötülüğü yüklenir gider... ve İnfak ettiği kadarı onundur...Cürmü ile yargılanır..... Daha çok yazarım ama zamanım yok komutanım.........
Selemler Saygılar...
emine erdem tarafından 3/5/2011 5:20:44 PM zamanında düzenlenmiştir.
Hayat içerisine her şeyi atabileceğimiz büyük bir çukur gibi...
iyi olan insanlar iyilikleriyle dolduruyor...
Diğerleri de...
İşte ne varsa heybende...
Ve o çukur bir gün ebedi hayata başladığın kapı olunca...
Seni bekliyor orada..
Her ne doldurmışsan...
Her söz...
Her eylem...
Her iyi niyet....
Kapılar ardına kadar açılıp cennet bahçelerinden bir bahçe de oluyor...
Kapanıp,sıkıştırıp..cehennem çukurlarına da dönebiliyor...
Ben derim..."iyi insan iyiylik bilir..Kötü insan kötülüğü de iyilik bilir".
Hikaye muhteşem...
Anlatım su gibi...
Bu kadar çabuk biteceğini tahmin etmemiştim.
Tacettin Ağabey hakikatten "YAZAR"..
Hem merhamet abidesi..
Hem samimi ve dürüst.
E..biz de boşuna "Tacettin Ağabey" demiyoruz..
Bir de ağlatmasa bizi hikayeleriyle...
Ama ağladık ve yüreğimiz yumuşadı...
Biz de iyilik kervanına katılıp hayırlara sebep olalım..
Çukurumuzu gül bahçesine çevirebilmek için..
Allah bize bırakmış...
Zaman çekiliyor...
karadenzin dağlarını saran bulutların zamanı geldiğinde birden ortadan kaybolması gibi..
Zaman tükeniyor...
Bir an önce başlamalı...
Tacettin ağabey..Ellerinizden öpüyor ,selam ve dualar gönderiyorum.
Cok güzel yine etkileyen bir ani.
Zaten iyilik karsiligi beklenmeden yürekten gelerek yapildiysa iyiliktir.
Yürekten olan iyiligin karsiligini yaradan kat kat veriyor insana beklenmedik zamanlarda.
Her zamanki ictenlikle dile gelmis büyük begeni ile okuyorum her bir aninizi.
Yüreginize saglik degerli dost
Sonsuz saygimla
hiç bir iyilik karşılıksız kalmaz ve biliyorum ki yürek neyi hissediyorsa onu yaşıyor.
zadece zaman ve sabır gerekli...tam da size yakışacak bir davranıştı. olayın başından böyle bir son olacağını tahmin ediyordum...sizi tanıyorum ve adım gibi de emindim sonucundan..
rabbim gönül gözünü hep böyle insan bıraksın
sevgiler abicim.
Çok etkilendim. Büyük bir hayır işlemişsiniz Tacettin Bey. Darda olana yardım etmek büyük sevaptır. Yaşlı amca da iyi insanmış. Yakışanı yapmış. Babanız eminim ki sizinle gurur duymuştur. Böyle bir olay kaç kişiye nasip olur. Büyüksünüz gerçekten. Kutluyorum hem sizi hem de çok güzel yazınızı. Saygı ve selamlarımla..
Ben okurken bir yandan düşünüyor güzel yüreğinin nelere kadir olduğunu soruyordum kendime
sonra gene ağlamaya başladım hem okuyor hem ağlıyorduk ki Kızım seslendi anne sen gene
TACETTİN ABİYİ Mİ OKUYORSUN DİYE
iki güzel yüreği kutlamamak eldemi sevgilerim seninle Tacettin. Ne kadar ağlasam da
yeni yazılarını bekleyeceğim
Ben tam Tacettin'e yakışır bir güzellik diyor
her satırında da ağlıyordum. Kızım hemen anladı.
Anne sen gene Tacettin ağbiyi mİ okuyorsun dedi
Anlamıştı Tacettin Evde herkes de biliyor zaten
senin yazılarını okurken ağladığımı. Sen benim
en iyi yürekli kardeşimsin. Güzel yüreğinden
ibret almak yakışır bize sevgimdesin
GÜLAY BİRKL tarafından 3/5/2011 2:55:14 AM zamanında düzenlenmiştir.
Senin gibi yufka yürekli birinin yapacağı bir hareketti, senedi yırtıp atmak.
Günümüzde kaç kişi yapar bunu?
Yaşlı amcam da sözünün eri çıkmış.
Yıllar sonra, geç de olsa borcunu ödemiş...
Günümüz insanları için ibretlik, ders alınması gereken bir anıydı.
Yüreğine sağlık abi. Sevgi ve saygıyla...
Tacettin bey okurken işte dedim, vefayı karşılıksız bırakmayan, kıymet bilen insan böyle olur.
Siz onu üzgün gününde üzmekten çekindiniz, o da nasıl olsa senedi yırttı, deyip boş vermemiş.
Durumu düzelince fazlasıyla ödemiş.
Duygulanarak okudum, anlatım harika, yazılarınızı özlemiştik, tebrikler, selamlar.