NE ÇARESİZ AŞK...
Ne çaresiz aşk…
Bir özgürlük şarkısı gibi süratli ve aniden gelen... Anarşist yüreklere dolan biraz anı gibi geçmişten. Rutubetli bir odanın; kısa ve dar görüşlü penceresinin buğusundasın aşkım. Öyle ki; pencere camının buğusunda unuttuğum bir sürü slogan gibi hep aklımın bir köşesindesin. Sürgünde bir umut gibi seni anmak, yaşamak, hissetmek ve sevebilmek bir akşamüstü lokantasında…
Bileklerim sızlar sensizliğin dolaştığı tutuklu sokaklarda. Meydanlarda isyan olur yeri gelir sesim, bazen açlık grevi, bazen aşk olur sana tutkun… Aşk olur sevgilim; seni sevdim diye aşk olur tüm yüreklerde sosyalist güneş. Gülebiliyorum içten ve sevebiliyorum yeniden hayatı.
Savrulan minik bir parça kâğıt gibi ömürler ve ellerimde kalem tüm beyazları boyadım. Kimine mavi gökyüzü çizdim, kimine eşsiz bir ütopya, kimine dağ-tepe, kimine hayat çizdim sevgili. Seni andım her birinde ve ayrı ayrı. Bir düşün başlangıcında bilinçten uzak ve yasaklı hayallerin hepsine; evet diyen bir dünyayı çizdim seninle. Yasakları kaldırıp tüm sevdalardan ve tam anlamıyla yaşayarak aşk denen yavruyu; sana kendimi prangaladım ben. Eylemlerimin esası sendendir bilesin. Suç senin ama darağacında salınan ben olurum. Boşuna demediler ya; “yeter ki onursuz olmasın; aşk…” diye…
Her gece inatla kapanan gözlerime yavaşça direnmeyi öğrettim. İşkencede unutulmuş birkaç hayali astım bir köşe başına. Ve yanına bir küçük kız çocuğu bıraktım sahip çıkılsın diye. Dirençle büyüdü tüm insanlığa rağmen. Sütümün her damlasına değen bir tohum oldu; susayan toprağa can ve tükenen yüreklere kan. Düşlerimde seni aşkımla ve sadakatimle yaşatırken ben; artık duyarsız, sağır olmuştum bile. Sen küçücük bir dünyaydın benim için. Kendimi sakındığım, sakladığım, ısındığım ama sen koskoca bir dünyaydın kendi içinde nereye gidersem gideyim senden kaçamadığım…
Sevgilim; aşkın biraz Mao ve birazda Stalin oldu; katilimsin. Sen beni hep katlettin aşka dair bilmediklerimle. Ama bazen de; Deniz gibi dik, Mahir gibi korkmaksızın hayattan tuttun ellerimi. Ve ben aşkın en çok bu yüzüne aşığım. Yani seni her işkencenin sonunda doğan güneşten bir huzme ışık gibi yerleştirdim gözlerimin mutluluk pınarına…
Tüm dikta rejimlerin inadına; demokrat bir aşkla iktidara getirdim seni. Kalbimdeki sefil halk seni istiyor. Sana düşen onları güzel barındır; sarı-mavi ütopyada…
fmü
YORUMLAR
Sevgilim; aşkın biraz Mao ve birazda Stalin oldu; katilimsin. Sen beni hep katlettin aşka dair bilmediklerimle. Ama bazen de; Deniz gibi dik, Mahir gibi korkmaksızın hayattan tuttun ellerimi. Ve ben aşkın en çok bu yüzüne aşığım. Yani seni her işkencenin sonunda doğan güneşten bir huzme ışık gibi yerleştirdim gözlerimin mutluluk pınarına…
Tüm dikta rejimlerin inadına; demokrat bir aşkla iktidara getirdim seni. Kalbimdeki sefil halk seni istiyor. Sana düşen onları güzel barındır; sarı-mavi ütopyada…
ADINA "delikanlılık.." DENDİĞİ KANIMI DELİ AKTIĞI GENÇLİK GÜNLERİMİ HATIRLATTI KİNAYE DOLU CÜMLELER..ÇOK GÜZEL VEDE ANLAMLI BİR DUYGU PAYLAŞIMIYDI..YÜREĞİNİZ VEDE KALEMİNİZ DERT GÖRMESİN..KUTLUYORUM EMEĞ