- 586 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
Akşam Vakti
Memnune sürahiyi düşürdü. Silah gibi patladı cam yere değer değmez. İçindeki şerbet mutfağın zeminine yayıldı. Memnune olan biteni görmemiş gibiydi. İleriye, duvardaki musluğun ötesine bakıyordu. Tek kelime çıktı ağzından: ‘’Yiğidim!’’
...
Müşirden emir gelmişti: Süngü takılacaktı. Akşamları hücum olmazdı. Olacaktı. Ahmet de taktı süngüsünü. Hücuma kalkacakları yöne baktı, sis bastığından bir şey göremedi. Beklemeye başladı. Said geldi yanına. Sigaralarını paylaştılar, konuşmadan içtiler. Çay kokusu geldi burunlarına, dikenli tellerin ötesinden. Vakit gelmişti. Sessizce helalleşti Ahmet Said’le. Bir düdük sesi... Ahmet artık koşuyordu.
...
Çadırın girişini örten perde aralandı, içeri giren teğmen topuklarını vurarak selamını çaktı. Albaya hücumun bittiğini haber verdi. Albay düşünceli bir şekilde önündeki haritaya baktı. Haritanın üzerinde hala durmakta olan müşirin telgrafını tekrar okudu. Sonra teğmene dönüp kayıp listesini hazırlamalarını emretti. Olmuyordu. Akşamları hücum olmuyordu. Ama müşirin emredince onlar da akşam saldırmayı denemişti. Olmamıştı.
...
Çarşıda Gelengillerin Esma, komşusu Bakırcıların Suna’ya rastladı. Laflar tükenmeyecek gibiydi ama söz yeni listelerin asılmasına gelince bir sessizlik oldu. Suna listeye bakmak üzere ayrıldı Esma’dan. İkisi de doğruca evlerine gidip, kapılarını sıkı sıkı kapattılar. Ne soğuk, ne de yeni bir haber içeri girebilecekti.
...
Kapıyı kırıp içeri giren mahalleli Memnune’yi divanda buldular. Dizlerini göğsüne kadar çekmiş, kıvrıldığı gibi kalmıştı. Gözleri hala açıktı. İleriye, duvarların ötesine bakıyor gibiydi. Ertesi gün, öğle namazını takiben onu da kaldırdılar.
YORUMLAR
İlhan Kemal
"Ne soğuk, ne de yeni bir haber içeri girebilecekti."
Yüreğimde hissettiğim bir öyküydü. Tebrik ediyorum. Saygı ve selamlarımla..
İlhan Kemal
akşam vakti haberleri hep bende kaygı verir, düşünmeniz yazmanız incelik...