Sana ben ne diyeyim
Seni ben nasıl /nasıl seveyim.Ben kendimde değil sendeyim.
Eyy gönlümün ışığı
Hangi hitaplar sana gelebilir söyle
Eyy yiğidim ışığım dediğim /desem de artık biçare gönlüm azımsar oldu.

Yandığım /kör kuyularında bile bile hapsolmaya razı olan bu göyn,kaç parçaya bölünmüş bilirmisin.

Çatlaklardan sızan ışıkların her bir zerresine bir ok değse Vallahide billahide ben seni o ışıkların en parlağından daha çok severim.

Sana hitap şekli bulamam.Ne söylesem az gelir seni anlatamaz tarif edemez deyi korkarım..

Sen göynümün aslan/ı hükmedicisi.
Sen /sen/ sen /diyen/ ne dilim /ne yazım/ ne kalemim bunları sana/ göynümün ince sızısından akan kalem söyler.
Gün gelir çöl gurbetine gittim senin için, çok çetinmiş öğrendim.Ne dertliymiş o yol ne vahimmiş çilesi değil bir değil on değil yüz bin beşyüz kere nasıl yandım anlatmaya ne cehennem sıcağı lazım ne fersah fersah tutuşturan azap meleklerinin içine sardığı yangın kundağı.

Sana ne diyeyim bilmemki ay ışığım ruhumun gül/ü goncası.
Hitaplar senle yarışamaz,söylemler seni anlatmaya çalışsa da bunu başaramaz.
Ne renk ne masal ne yürüyüp giden bir nehir senin eşsiz suretinden bana hatıra kalan bakışlarında ki o kendimi gördüğüm çehren.

Eyy yar
Eyy ciğer parem aşkımın soluksuz demi
Ey kırkbin kılıç darbelerinin esir altında kalmış gölgemin uzun uzağa yatan silueti.

Sensiz nasılım bilirmisin.Har halt etmiş yanında.Göynüm boğmacalarla ,batık denizde peşkeş çekilmiş yosunlarla mücadele etmekten per perişan vaziyette.

Sensizlik Yusfun düştüğü kuyudan zifr.Sensizlik Ferhatın dağları delişinden zor ,zahmetli,ne dağ dayanır bu özleme ne beden ayak uydurur gölgeme.

Eyy yarim/ eyy gönlüm/ eyy ışığım /eyy aşkım /eyyy hasretinden kora döndüğüm kay/s.

Dirhem dirhem yanmakta cariyen.
Mislilerine misli kurşun sıkmakta
Döşek tövbeler çektikçe ,içimin nefesinin zembereği boşalır göğsümün taaa orta yerine.
Öyle bir ateş musallat oldu ki harelerim yanar,İliklerimi koparsalar,etimi kesip atsalar,bedenimi ziyan etseler ,yok yok yokkkk bunun çaresi bilirsinki.......

Sana bitap düşüyorum.Yığılmışlğımı seriyorum koynuna.Alev topuna dönüyor deryalarım.

Sahraya düşmüş ceylan gibi kör kelepçelerine ,kör kurşunlarına ,kör debelenişlerime eklediğim onca türkünün içinde sana haykıran sesimin içindeki zikri duymazmısın gayr/ı.


Sana gönül düşürmüşüm.

Ne gözümde Sultanlık

Ne makamda yerim varmış kimin umrunda.

Ben senin kuru hasırında bir ömür sıcak göğsüne koymuşum başımı.

Yanar aşk deyi .

Yanar Yusuf deyi

Yanar sen deyi

Daha neler der

Akıllara zarar



Bir Rahmet kapısı açılır.Allah/u Ekber dağlarından nidalar yükselir.Ben sana gelirim her gece .

Yine

Yudum bu gece kendimi.

Kırk bir tas su dökündüm geceye.
Şanına layık beyazların içindeki al dudağıma sürdüm adını..

Gelin oldum sana gelirim .Kendimi kuşatan sevginle öyle bir coşarımki.al al olur çehrem.İlk kez aşk şarabı içermişcesine tutulur kalırım önünde diz çökerek.


Al tut ellerimi
Sıkıca kenetle parmaklarımı
etime geçirilmiş kelepçeni
Tutsak gibi çek içine
Gayrısı senden ötesi görünmez gözüme


Yine ayy depreştirdi arzusunu
Kıyıdan gelen sandala bindirip götürür gönlümü.
Sana gelir gibi eserde geçerim rüzgarı neyin
Senin eşiğinde toz zerresi olmuşum .Kul olmuşum.Hiç olmuşum.Cariyen olmuşum.


Bu sevda yüreğimden yansıyan bir volkan.Isısı belirsiz kendi tarif edilmez.Baş yanmış/ akıl ziyanda çehre solmuş yokluğnda.Ben cenk ederim yine bende.





Uyan ey gözlerim uykudan uyan
Uyan uykusu çok gözlerim uyan

Ben sende suspus oluşumla yanarım

( cariyen)