- 832 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
istasyon
01.03.1985
Sevgili Gülce,
Bu mektubu sana başka bir adresten yazıyorum. Uzaklığa, uzaklık katmak pek âdetim değilse de araya daha uzun yollar girdi. Ama bendeki muhabbetinden, nazarımdaki değerinden zerre kadar eksilme olmadı bilesin. Aksine senin dostluğun mazimin en kıymetlisi, şu anımın dayanağıdır. Güzel tek bir an dahi yaşamamış insanları gördükçe, yüzlerindeki keder çizgileriyle karşılaştıkça ne mutlu bana diyorum. Güzel birçok gün gördüm. Yaşanan her bir güzellik geleceğimin teminatıdır. Bilince insan güzeli, iyiyi arayacağı yolu bilir. Daha önceki mektuplarıma denize karşı oturup maviliğin içinde, mavi hülyalarla kaleme alırken artık o iklimden çok uzaklarda sarı bir düşle boğuşmaktayım. Hülyalarıma safran sarısı rengini ekledim. Allı morlu uzun entarileri bir de. Bana benzeyen kişilerin, ne dediklerini anlamadıkları dillerimde rüyalara yatmaya başladım. Aşina bir hisle dinlerken türküleri anlamlarını anlamlandıramasam da ruhum derin çizgisine bir yenisinin eklendiğini görüyorum. Sahi Gülce anlaşmak sadece konuşmak mıdır? Hayır dediğini duyar gibiyim. Onca kalabalığın içinde bir bakışla neler anlatırdık birbirimize. Sesler zemine düşerken, bakışlarından satır satır kelime düşerdi yere.
Kaç zamandır buradayım. Oraya uzak. İyi misin dersen iyiyim derim de mutlu musun dersen ne derim bilmiyorum. Zor soru Gülce. Sen en iyisi sorma. Seninle öğrendiğimiz fark ettiğimiz doğruları, keşfettiğimiz cümleleri şimdi dile alma zamanı. Ben dilim olmasaydım ne yapardım Gülce, ya da kalemim? Ne çelişkili söz eyledim. Yazmak konuşmakla eşit midir Gülce? Hangisi daha güçlü? Hangisi daha kalender? Gönlüme düşmeyen dile düşer mi, dile düşen kaleme düşmeden biter mi? Bilmece gibi oldu. Cevabını bulmuşsundur da ben yine de yazayım öyle ya “kör” eylemeyelim “gözü”.Gördü, gönle düştü, dile düştü, kaleme düştü. Düştü dedim durdum. Ne çok düşmedeyim Gülce! Her düşüşümde kırıklıklarım çoğalıyor. Ben anlamlandırmaya çalıştıkça sözleri karşıda aksini bulmuyor. Yanlış yollara mı girdim Gülce? Ne sen gibiyi aramalı ne de ben gibiyi. Aslına bakarsan “asıl surette gizli ya hani” gördüğüm bakışlarda çoğalıyorum. Zaman zaman ben de sadece bakıyorum. Ayna da halimi göremediğim zamanlar gibi. Sonra sen geliyorsun aklıma “eşyanın ötesindeki sırı keşfet” deyişin geliyor. Ötelere dalıyorum…
Gülce, havalar iyiden iyiye soğudu. Kollarımın ağrısı arttı. Sisli bir sabaha uyanıyor, yağmuru bekliyor, kuraklığa ise mahkûm oluyorum. Dilime kelimeler düşünce suyu anlatmaya koyuluyorum. Anlatıyor, anlatıyor, anlatıyor bitiremiyorum. Mecazlarla süslüyor, teşbihler yapıyor ama hiç mübalağa etmiyorum. Suya hasretim çoğalıyor başka hasretleri unutuyorum. “Gitmek” kaderime yazıldı diye düştüm yollara. Bittikçe gidiyorum, tükendikçe yeni yolara düşüyorum. Heybeme yeni hikâyeler biriktirmenin verdiği huzurla uyuyor yeni hikâyeler dinlemek için sabırsızlanıyorum. Onca hikâyede, onca satır geçerken içimden eksik bir hikâyeyi ise tamamlayamıyorum. Gülce, senin ve benim hikâyem hangi mekânda gizli, hangi olayda örülü, hangi zamanda saklı? Bu hikâyenin anlatıcısı olmaktan çok yoruldum. Yaşanmayan ve yaşanamayan hallerin suskunluğunda kırık döküğüm. Yolların artık tükendiği yerdeyim. Çok garip Gülce, çok garip. Gitmek içime düşünce, satırları biriktirip yollara koyulurdum. Artık yol yok, son istasyondayım. Bu mektubu sana son istasyondan yazıyorum.Tren sessiz sedasız yol alırken raylarında, altında kalmaktan korkuyorum. Son istasyondayım Gülce. Son hikâyemi yazıyorum sana, son mektubum olmasın diye dua ediyorum. Artık hiçbir ses hiçbir görüntü avutmuyor beni. Hava iyiden iyiye soğudu. Kollarım ağrıyor, yağmur yağmıyor, tren raylarında ilerliyor, kelimeler sağanak sağanak içimden akıyor, sana yöneliyor, kimse duymuyor,
Uykum geldi gülce, sonu biliyorum en çok sonsuzluğu merak ediyorum. Ruhum gibi gözlerimde ağırlaşıyor…Seni seven arkadaşın ; f.z”
Gülce mektubu kaç defa okumuştu hatırlamıyordu. İstemsiz takvime baktı. Tarihe takılıp kaldı. Günlerden Salı, aylardan mart, yıl ise 2000’i çoktan geçmiş 11’indeydi. Pencereden gelen sesle irkildi.
- Gurbet
- Efendim anne.
- Yollar ıslak dikkat et üstün çamur olmasın!
Yavaşça pencereyi kapattı.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.