Elazığ nire New York nire
Bu sabahlamam da mutlaka çok güzel bir beste çıkacak ortaya.
Beklediği yetmez mi nazlı melodilerin.
‘Ah bir ateş ver’ kadar etkili olacak sözleri. Zihinlere kazınacak tüm ezgileri.
Televizyonun rengini kapatıp siyah-beyaza çevirdim mi, ortam hazır demektir.
Mustafa Keser program konuğu. Ne de ilginç bir adamdır, çok yetenekli, işine saygılı, sempatiktir de.
Sammy Davis’e benzettim birden. Mesleki açıdan duruşları çok benzeş. İşlerine olan sevgileri, pozitif enerjileri, sahneye yakışmaları açısından bakıldığında da kardeş gibiler.
Albümlerin içinden Sammy Davis Jr The Shelter of Your Arms isimli LP i seçtim. Tırnağını zor bulduğum ahşap kaplamalı pikabıma yerleştirdim. Televizyonun sesini kapatıp, sesini açtım. Bir anda bizim Mustafa sahne ışıkları içinde Fred Aster dansı yaparak şarkıyı okumaya başladı. Bu naifliğinin yanında suratındaki o ‘Ne o kuyum’ diyen haylazlığından hiçbir şey kaybetmemiş olması şaşırtıcıydı.
Beni en çok kendi esprilerim güldürür, bak yine karnıma ağrılar girdi. Şakaklarım ağrıdı gülmekten.
Seyirci ile kurdukları köprü aynı adamın elinden çıkma bir sanat eseriydi. Dikkat ettikçe ne çok ortak yönleri olduğu çıkıyordu ortaya.
Her ikisi de hem halkın içinden geldiklerini saklamayan ve bunla gurur duyan, kıyafetleri ile de kendi gibi olabilen insanlar iken hem de her girdikleri ortama uyum sağlayabilecek görgüde ve beceride olduklarını hissettiren kişilerdi.
‘I’m not anyone’ diyen bir Mustafa Keser, ‘Urfa’nın etrafı’ diyen bir Sammy Davis.
Ortaçgil üstadın son albümünde dediği gibi:
Sana bir şey söyleyeyim mi
İyi meslek yoktur
Mesleğini iyi yapan insanlar var
İstediğini yap çok geç kalmadan
Daha güç olmadan
İstediğini yap her şey bitmeden
İşte ben de böyle sözler yazacağım bu gece, hem günümüze değecek hem de gönlümüze. Dalıp gidecek insanlar cümlelerin dalgalarına.
Öyle bir beste yapacağım ki; kiminiz ilk aşkınızı anımsayıp hülyalı gözlerle dinleyecek, kiminiz de yediği ilk tokat yüzünden üzüldüğü güne gidip efkârlanacak.
Bir ufak içirtmeyen şarkıya beste mi denir…
Bu bizim şarkımız olsun diyecek bazı çiftler. Tazeliklerine yakışmış bir broş gibi parıldayacak şarkım yeni sevgililerde.
Hiç eskimez denecek şarkım için, her dönemin hiti olacak, hep zevkle dinlenecek.
Sözlerini büyük üstatlar yazmış sanılacak. Depremli bir aşkın sonucunda, sürgün topraklarda dev bir kalemden çıkmış sözcükler kadar sahici olacak şiir.
Adı duyulmamış bir Filarmoni Orkestrası seslendirmiş gibi, kuğuların durgun gölde bıraktığı izler gibi değecek iyi insanların yüzüne şarkım.
Bu gece kendimin bir kısmımı doğrayacağım masanın üstüne, sesimden bir tutam, beynimden bir çorba kaşığı kadar ekledikten sonra, memleket yağı ile yoğuracağım bu karışımı.
Bahtınıza artık ne çıkar bilinmez.
Hem beğenmezseniz Mustafa ağabey gelsin aklınıza.
‘’Ne ok uyum’’…
02.03.11
Nadir
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.