- 1960 Okunma
- 37 Yorum
- 0 Beğeni
HEM DE ÇOK İYİYİM...
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Gün ağarmak üzereydi. Orhan evinden çıkmış, feribotu kaçırmamak için hızlı yürürken, bir yandan da üşüyen ellerini ovuşturuyordu. Ekim ayı ile birlikte soğuklar iyice kendini göstermeye başlamıştı. Sabahın ayaz rüzgarı yüzünü okşarken, paltosunun yakalarını yukarıya doğru kaldırdı, açık olan düğmelerini tek tek ilikleyip, üşüyen ellerini cebine soktu. Yüzünde bir tebessüm vardı. Vücudu üşüse de kalbi sımsıcaktı. Seviyordu, hem de çok seviyordu.
---Şimdi beni nasıl sabırsızlıkla bekliyordur.
Diye geçirdi içinden. Adımlarını daha da sıklaştırdı. Bilet satan gişelere gelmişti. Fazla kalabalık olmayan kuyruğa girdi, birkaç dakika sonra bileti elindeydi. İnsanların arasına karışıp, feribottaki yerine oturdu. Nihayet canından çok sevdiğinin yanına gidiyordu işte…
O gece Nazlı’nın gözüne heyecandan uyku girmiyordu. Yatağında bir o yana, bir bu yana dönüp duruyor, sanki yerinden çıkacak gibi olan kalbini sakinleştirmeye çalışıyordu. Bütün hazırlıkları tamamdı. Bir gün öncesinden saçını nasıl tarayacağına, ne giyeceğine, nasıl makyaj yapacağına karar vermişti bile. Güzel olmalıydı, hatta çok güzel olmalıydı. Orhan’ı O’na bakınca gözleri kamaşmalıydı.
Sabahın ilk ışıklarıyla yatağından kalktı ve banyoya gitti. Aynadan yüzüne baktı;
---Uyumazsan böyle olur işte. Yüzün kireç gibi, gözlerinin altı morarmış. Bu suratla Orhan’ının karşısına nasıl çıkacaksın sen?
Diye kendi kendine söylenirken, küvetin dolması için sıcak suyu açtı. Üzerindekileri çıkarıp, sıcak suyla dolan küvete kendini koyuverdi. Nasıl da rahatlamıştı. Uzun bir müddet öylece kaldı, sonra duşunu aldı. Küvetten çıkıp dişlerini fırçaladı. Giyecekleri hazırdı. Herkes yeşil bluzunun O’na çok yakıştığını söylerlerdi. Bluzu giyince gözlerinin yeşili daha bir ortaya çıkıyor, daha güzelleşiyordu. Bunu kendisi de biliyordu aslına. İtina ile bluzunu, altına da kot pantolonunu giydi. Saçlarını kuruttu, fön çekti. Beline kadar uzun sarı saçları dümdüz olmuştu. Hafif bir makyajla işi bitmişti. Yatak odasına geçip, boy aynasından kendisini inceledi…
Balıketli, ne uzun, ne kısa orta boyluydu. Sarı saçları iyice uzamıştı. Gözlerine, sanki kırların yedi renk yeşili birleşmiş gelmiş gibi yemyeşildi. Ne yaşarsa yaşasın, her zaman gözlerinin içi gülerdi. Ok gibi uzun kirpikleri, bakışlarına farklı bir anlam katardı… Her şey tamamdı, saatine baktı, vakit gelmek üzereydi. Yine birden kalbinin ritmi değişmişti. Heyecandan eli ayağı titremeye başladı. Üzerine kabanını aldı, omzuna çantasını taktı ve özel günler için aldığı pabuçlarını giydi. Artık Orhan’ına gidebilirdi…
İdo’ya geldiğinde, kalbi heyecandan neredeyse durmak üzereydi. Feribot kıyıya yanaşırken, son bir kez bekleme salonunun camından kendine baktı. Ellerini tarak gibi yapıp, saçlarını düzeltti, sonra ellerini ovuşturarak Orhan’ı beklemeye başladı. Feribottan insanlar inmeye başlamış, bir anda her yer insan kalabalığı olmuştu. Nazlı ayak parmaklarının ucunda yükseliyor, başını sağa, sola çevirip, Orhan’ı görmeye çalışıyordu. Nihayet görmüştü, tam karşısında hızlı adımlarla O’na doğru gülümseyerek geliyordu. Nazlı da Orhan’a doğru birkaç adım attı, şimdi bir nefes kadar yakındılar birbirlerine. Hiç tereddüt etmeden onca kalabalığın içinde birbirlerine sımsıkı sarıldılar. Nazlı, Orhan’ın kokusunu içine, taaaa iliklerine çekiyordu. İkisi de mutluluktan konuşamıyor, birbirlerini öpücük yağmuruna tutuyorlardı. İşte, geceler boyu düşünü kurduğu sevgilisine kavuşmuştu nihayet.
O gün ikisi de adeta mutluluktan uçuyordu. Bulutlar, onların bu mutluluklarına ortak olmuş, gökyüzünden sevgi damlalarını gönderiyorlardı. Yağan yağmura aldırış etmeden, kâh sahilde el ele dolaştılar, kâh oturup, gözlerinin içine bakarak sohbet ettiler. Yağan yağmurdan nasibini almak istemeyen insanlar sağa, sola kaçışırken, onlar sırılsıklam olana dek sarmaş dolaş yürüdüler. Günün nasıl geçtiğini anlamamışlardı. Orhan’ın gitme vakti geldiğinde, Nazlı’nın yüreğine bir sıkıntıdır oturmuştu. İçinden “Keşke gitmese, keşke hep yanımda kalabilse!” diye geçiriyordu ama Orhan’ın üzülmesine gönlü elvermediği için, O’na bir şey belli etmiyor, aksine neşeli görünmeye çalışıyordu.
Ayrılık vakti gelip çatmıştı. İki sevgili sanki tutkalla yapışmış gibi sarılmış, birbirlerinden ayrılmak istemiyorlardı. Feribot görevlisinin; “Beyefendi hareket ediyoruz, lütfen binin artık” sözleriyle kendilerine geldiler. Son bir vedadan sonra Orhan ardına bakmadan feribota bindi. Nazlı orada öylece kalakalmıştı. Nasıl da güçsüz hissediyordu kendini. Sanki canından can kopmuş, içine bir acı çöreklenmişti. Bir hamleyle feribota binse; “beni buralarda bırakma, beni de götür,” dese… Yapamadı.
Orhan’ın yanında gözyaşlarına hakim olan Nazlı’nın, gözyaşlarına “dur!” diyecek takati kalmamıştı. Gözünden süzülen yaşlarla, Orhan’ını düşünerek, dalgın bir şekilde eve doğru yürümeye başladı. Bir ara arkasında çalan kornayı ve etrafında ki insanların bağrışmalarını duydu. Ama duymakta geç kalmıştı. Bir an da ne olduğunu anlamadan, vücudunda müthiş bir acı duydu.
Gözlerini açtığında hastanede yatıyordu. Sağ ayağı alçıya alınmış, kolunda ve vücudunda ufak dikişler vardı. Neyse ki büyük bir kazayı ucuz atlatmıştı. Haline binlerce kere şükretti. Neden üzülüp, ağlamıştı ki? Çok sevdiği, sevildiği biri vardı ve aşkı O’na hayatının en güzel gününü yaşatmıştı. Kim bilir daha nice güzel günler yaşayacaklardı. O anda telefonu çaldı, arayan Orhan’ıydı;
---Alo bir tanem nasılsın?
Nazlı kazayı ve canının yanmasını unutmuş, gözlerinin içi parlıyordu;
---İyiyim aşkım iyiyim, hem de çok iyiyim. Orhan, seni çok seviyorum…
SEVGİ SALMAN...
YORUMLAR
Canım ablam kutluyorum güne düşen yazını.Sen hep yaz...Sevgiyle kal...
Sevgi Salman
Seni gördüğüme sevindim. Arada ablanı hatırla:))
sevgilerimle
tebrikler...güzelim aşk nelere kadir deyilmi<....bir tek cümle sesini duymak bambaşka duygu kutluyorum güller diyarından sevgiler yolluyorum
Sevgi Salman
Beğeniniz mutlu etti. sevgi ve saygımla
Çok güzel bir yazı okudum yüreğinize sağlık. Harika bir anlatımdı hikaye roman gibi tebrikler. Sevgiler selamlar......
Nette sorun var çok zor açılıyor.
Sevgi Salman
tebriklerim günün yazısına hayata kattığınız Sevgi yürekli eşsiz güzelliklere iyi ki varsınız değerli yazar..:)
sevgim saygım selamlarımla..
Sevgi Salman
çok geçmiş olsun..
duru sade ve çok hoş bir öyküydü..
beğenerek okudum..
sevgilerimle..
Sevgi Salman
Sevgi Salman
Sevgi Salman
uzun bir zamandır siteden uzak kaldım ...
insan samimiyetle kalben özlüyor ve anıyor uzaklarda da olsa kalbe düşen seçkin dostları...
bu kalbi gerçekten çook çok seviyorum ben...
hayırlı olsun güne düşen yazınız ve tebriklerimle.....sevgiler ve dua ile...
Sevgi Salman
Sevgiler karşılıklı Mehtap Hanım. Ben de sizin temiz, iyiliksevere kalbinizi çokkk seviyorum. Teşekkür ederim.
Sevgi Salman
iki sevgilinn biribirinden uzakta yaşamak zorunda olmaı ne kadar zor.
İnsan sevdiğini acı , tatlı her anında yanında istiyor.
güzel bir kurgu ve akıcı bir dil
tebrik ederm:)
Sevgi Salman
Sevgi Salman
Yorumunuz için teşekkür ederim.Sevgilerimle...
Çok geçmiş olsun, acil şifalar..
ve günün yazısını ve yazarını tebrik ediyorum..
sevgiyi çok iyi işlemişsiniz..resim gibi çizerek..
sevgiler..
Sevgi Salman
net sorunumdan dolayı bu güzel yazının kutlamasına katılabildim...tebrikler sevgi kardeşim....saygılarımla
Sevgi Salman
Sevgi Salman
Güzel yorumunuz içinteşekkür ederim. Sevgi ve saygıyla
Dün kaçırmışım canım benim. Harika bir kurguydu ve yerinde görmek mutlu etti beni. Sevgilerimle canımmmmmmm
Sevgi Salman
Nermin Kaçar
Sevgi Salman
Ey aşk! Sen nelere kadirsin:)
İnsanın üzerinden TIR geçse bile, sevgilinin bir bakışı, bir tek sözü kelebek ağırlığına çevirir o koca TIR'ı.
Öykü aşkı anlatıyordu, aşkın gücünü.
Hiç o trafik kazası olmasaydı da, Orhan gittikten sonra Nazlı'yı arasaydı eminim ki Nazlı yine:
-İyiyim aşkım iyiyim. Hem de çok iyiyim. Orhan, seni çok seviyorum, derdi eminim.
Ama yazar ille de öyküsünü bir köşesinden hüzne bulandırmak istiyorsa da bu da onun yazma stili ne diyelim:)
Tebrikler günün seçkisine
Saygı ve sevgiyle kalın...
Sevgi Salman
Evet:)) benim kalemim illâ biraz hüzün yazıyor. En mutlusuna bile hüzün katmayı başardım yani...Sevgi ve saygıyla
Büyük geçmiş olsun canım. Ateşinin düşmesine sevindim. Şifalar diliyorum. Sevgilerimle...
Sevgi Salman
Sevgi'ciğim kızınıza geçmiş olsun dileklerimi sunuyorum.
Güne gelen öykünüze de tebrikler, kendinize dikkat edin, gripte dinlenmek ve ilaçları saatinde almak çok önemli, selam ve iyi dileklerimle.
Sevgi Salman
Sevgi Salman
Son zamanlarda salgın olan gribe, maalesef kızım da yakalandı. Gece ateşinin fazla yükselmesinden dolayı, bu saate kadar acildeydik. Şükür ateşi düştü...
Yarın teşekkür etmeye geç kalabilirdim...
Yazıma yorumları ve bana yol gösteren eleştirileriyle renk katan bütün dostlarıma ve seçki kuruluna ayrı ayrı teşekkür ederim...
Daima mutlu, sağlıklı ve huzurlu birlikte olmak dileğiyle, hepinize sevgilerimi gönderiyorum...
Sevgi Salman
Sevgi Salman
Sevgi Salman
Bu yazıyı nasıl kaçırmışım...
Favori yazarlarımdansınız ...
Kutladım gününüzü...
Sevgi Salman
Sevgi Salman
Sevgi'ciğim yine çok güzel bir öykünü daha okudum.Çok beğendim. Tebrikler canım. Sevgilerimle...
Sevgi Salman
İşte bu kadar...Önceki eleştirilerimin faydasını görmüşsün.Sıfır hata ,bir kaç cümle dışında.
"Paltosunun yakaları=yakası olmalı."
"Nazlı,Orhan'ın kokusunu içine taa iliklerine çekiyordu.= iliklerine dek çekti kafi. Çünkü o andaki olay kısa süreli"
Tasvirler,betimlemeler,ruh tahlilleri fevkalede...Aşk üzerine bir kaç kelam daha etmeliydin bence.Sonuçta aşk öyküsü yazıyorsun de mi? Ruhu aşkla besleyeceksin böyle öykülerde...
Yolun açık olsun can...
Tebrikler.
YILKI tarafından 3/1/2011 9:13:13 PM zamanında düzenlenmiştir.
Sevgi Salman
Ben de yaşanmaması gereken ama yaşanan bir aşk olduğu izlenimi bıraktı, öykünüz.
Dar ve çalıntı zamanlara sıkışmış bir aşk gibi geldi...
Öyle ya da böyle neticede aşk ve yaşanıyor...O zaman kıymetini bilmek lazım...Yaşandığı sürece...
Güzel bir öyküydü, tebrikler Sevgi Hanım...Sevgiler, selamlar.
Sevgi Salman
Eser Akpınar
sevgiler.
Belki de bazı şeyleri kaybettiğimizde değerini anlıyoruz.
kadir kıymet bilmek varlıkta değilde daha ziyade yokluktamı fark ediliyor ne...Yaşanan ikilemler,pişmanlıklar
keşkeler vs.
Orhan giderken belki de Nazlı kadar üzülüyordu kimbilir?
Nazlı geçirdiği kazadan sonra sevdanın uzaklarda büyüdüğünü ayrılıklarda boy attığını daha bir içtenlikle fark etmiş olmalı ki
o son cümsesini kendine çokça güvenerek söylemiş.."iyiyim,hemde çok iyiyim"...
yüreğini bağladığı sevgisine uzaklıklar güç verecektir kim bilir.?
her yönü ile güzel işlnemiş bir öykü
kurgusu,ahengi mükemmel olmuş..sen zaten oldukça güzel yazıyorsun sevgili dostum...
kutlarım bu içten güzel yazıyı...sevgiler saygılar
Sevgi Salman
Güçlü bir aşk... Güzel bir vuslat... Darısı tüm sevenlerin başına...
Duygu yüklü bir öyküydü Sevgi hanım....
Selam ve saygılarımla...
Sevgi Salman
Sevgi ve saygıyla...
İçinde sevgi ve aşk olan ve mutlu biten bir öykü.
Sevgi'ciğim keyifle okudum,ellerine sağlık,Rabbim sevenleri ayırmasın, selamlar.
Sevgi Salman
Sayfama hoş geldiniz Handan Hanımcığım. Bu soğuk günde biraz içimiz ısınsın istedim. Sevgilerimle...
Sevgi Salman
Sevgilerimle Nurcancığım...
Sevgi Salman
Sevgilerimle...
Güzel başlayan, güzel devam eden ve güzelce son bulan hoş bir hikaye, belki anı...
Yürekten kutladım.Selam,saygı...