- 646 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
UYANIK
UYANIK
Para biriktirmeyi o kadar çok seviyordu ki o günlerin mutluluğundan adeta şaşırmış gibiydi. İnsanlık bu Burhan annesine nümayişlerinden dozu bazen çok kaçırıyordu. Anne bu evlat. Merhametsizlik edemezdi. Oğlunun şımarıklıklarına kızarak ta olsa göz yumardı.
Burhan babasına da olmadık nümayişler yapıyordu. “Baba senden dünyaya geldim” Artıyordu. “Bana bakan seni görür.” Daha da artıyordu. “Baba sen o kadar zenginsin ki krallara bile sıçarken bile para ihsan edersin.”
Baba bu dayanamaz oğlunun berber parasını verirdi. Burhanın argosu mu. Pohpohlanmak hem Burhan’ın Hem babanın hoşuna giderdi. Al işte berber parasından kurtuldu mu.
Yine bir gün. Baba oğlunu ekmek almaya gönderdi. Burhan gece vardiyasına geç kalmıştı. “Baba işe geç kaldım. Bakkala gidemem. Saate baktım Otobüsü kaçırmışım. Ne yapacağım şimdi.”
Baba “Oğlum otostop çek. Duran olursa ne ala. Paran cebinde kalır.
Burhan fikre müthiş sevindi. “Çok iyi olur. Hem işe geç kalmam. Hem dediğin gibi paralar cukka cebe.”
Burhanın annesi seslendi. “Oğlum sağına soluna dikkat et. Evden dua ile çık.”
Burhan mı. Onun gözünü para bürümüş. Tellere dokunmamalı. Parayı herkes sever. Zavallı anne. Duayı ardından hep kendi okur.
Burhanın elinde video player var. İçinde Michael Jackson. Onun duası o. Ramazan ayı bir pazar günüydü. Eve misafirler gelecekti. Burhanın İki dayısı ve kuzenler, kuzinler, yengeler. Ramazan orucu bu. Birer defalığına akrabalar birbirine iftara giderler. Burhan o kadar sevinçli ki, iş yerinden çıkarken Michael Jackson’u ruhunu vererek dinliyor. Ruhunun altında ziyarette var. Kuzenler gelecek. Dayıları gelecek. Burhan için laf dinleme apayrı bir tiyatro. Zevk almasını bilene. Burhan ne mi dinliyor. Kapalı kutu olan büyüklerin hayatı misafirliklerde açılıyordu. Bir köşeye çekilip hem dinleyip hem araya girip laf ebesi olmak apayrı şeylerdi. Burhan için kutudakiler bitince kuzenlerle haşır neşir olmak, sonrası muhabbet ve puştluk. Puştluk elbet kızlarla ilgili, Onları çekiştirmek, kimin nesi kimin saçı onları müşahade etmek.
Evde hazırlık yapılıyordu. Dağınık olan eşyalar toplanıyor, mutfakta yemek hazırlanıyor eve parfüm sıkılıyor. Burhan balkonda etrafı gözetliyordu.
Baba seslendi. “Oğlum bakkaldan ekmek getir. Evde hiç ekmek yok.”
Burhan “Tama baba gidiyorum.” Acele ile hazırlandı. Evden çıktı. Binayı terk etti. Tam o an Burhan dışarıdan seslendi. “Anne yukarıya dayımlar geliyor.”
Annenin etekleri tutuşmuş olmalı. Burhan ekmeği alıp eve geldiğinde misafirler yemek masasındaydı. Ekmekler bıçakla servis edilip hemen servis edildi.
Burhan o an içeri girdi.
Burhan “Baba benim paramı verecek misin?”
Baba “Oğlum bu seferlikte senden olsun.”
Burhan “Ben para biriktiriyorum. Beş kuruş fire verirsem pisikolojim bozulur.”
Büyük dayının adı Selami’ydi. Konuşmaya başladı. “Burhan oğlum ayıp yaptığın. Ne güzel senin ekmeğini yiyecektik. Ekmeğimizi babana sattın.”
Araya kuzen Murat girdi. “Burhan müthişsin. İmreniyorum sana.”
Selami “Burhanın cimriliği kendine. Bak getirdiği ekmeği yiyoruz. Ama ekmek babasının. Burhan para almasaydı ekmek daha tatlı olurdu.”
Burhanın annesi araya girdi. “Ekmek taze. Bakkaldan yeni geldi.Çok tatlı. Yiyin bakalım. Fazla söz kuranda yakışır.”
Selami “Abam doğru söylüyor. Şimdi Burhan kalkar küser gider.”
Burhan laf altında kalmayı sevmedi. “Dayı hep atıp tutuyorsun. Rica etsem bana biraz harçlık verir misin?”
Selami Biraz sonra Muratlar ve sevgilerle gezmeye çıkarsınız. Parayı sadece sana değil hepinize vereceğim.”
Sevgi “Yaşa amca.” Diye çığlık attı. Ardında diğer iki kuzen ve üç kuzin.
Akşama doğruydu. Hava açık. Yıldızlar parlıyor. Sakin bir akşam. Caddede Burhan’ın yanında Sevgi ve kardeşi Hakan Kuzen Murat ve kardeşi Hüsna.
Burhan “Ne modern aileymişsiniz. O kadar sosyetiksiniz ki size cevap verirken içinden hep susmak geliyor.”
Murat “Babam adına özür dilerim. O ortamı güzel buldu mu sağa sola hep çamur atar.”
Sevgi “Burhan çok gaddarsın. Amcam sana para veriyor. Sen de tutmuş onu eleştiriyorsun.
“Burhan aynı şeyi benim babamda yapa. Hatta o sıçarken bile ihsan eder. Bir farkla babam dayım gibi nümayiş yapmaz.” Gezdiler dolaştılar. Dinlendiler.
Misafirler kahkaha içindeydi.
Eve gelmişlerdi. Murat söylendi. “Ne kaçırdık biz böyle ya?”
Mutfakta Burhan’ın annesi “Size gülüyorlar. Daha çok Burhan’ın cimriliğine. Kuzenler ve kuzinler başka bir odadaydı.
Murat “Bu gün her şey tatlı. Burhan’ın cimriliği bile.”
Burhan “Bence de. Ben sevdim babanı. Babanın bonkörlüğü bile. Bonkör olmak kolay değil. Değilse biz uyanıklar aç kalırdık.”
Murat “Ne yani babama keriz mi diyorsun?”
Ayrı bir gülüşme daha. Odanın içi apayrı bir tiyatro sanki. Burhan sadece öylesi söyleyivermişti.
Tuna M. Yaşar
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.