Bir insana iki türlü bilgi nasip olur : biri, başkaları tarafından verilen, diğeri ve en önemlisi ise, kendi kendine kazanılandır. -- gibbon
Gül Kurusu Sevdalar
Gül Kurusu Sevdalar
@gulkurususevdalar

SABIR

8 Kasım 2007 Perşembe
Yorum

SABIR

2

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

3383

Okunma

SABIR


Bir buğday tanesinin sevdasıdır, bir aşkın serüvenidir bu…
Ekim- kasım aylarında toprağa düşmekle başlayan bir serüven. Ve toprakla imtizacı adeta tutkuyla birbirine bağlanan iki sevgili gibidir. Başlar koynunda saklanmağa tohum, toprağın, filiz verme zamanı gelinceye dek.
Üzerinden geçen kara bir kışa rağmen, tohumu çatlatan şimşeklere, yağan kara, doluya rağmen saklamağa devam eder vefalı yari toprak, bağrında sevgilisini. Ve ayrılmaz iki aşık bunca çekilen çileye rağmen…Sabırla, tahammülle yeşerecek bir sevdadır onlarınki ve ölümsüz olmaktır gayeleri…

Aylarca hem-hal olurlar birbirleriyle iki sırdaş, iki arkadaş, iki sevdalı… Biri diğerine ihanet etmez asla bu iki sevgiliden ve terk etmez hiç biri hayatın zorluklarından yılarak bir diğerini…Artık iyice kaynaşmışlardır da yavaş yavaş teslim ederler kendilerini, birbirlerine, cömertçe birbirlerinin olanı da paylaşarak…
Toprak, içinde ne kadar vitamin, mineral varsa önüne koyar tohumun. Tohum da iyice soyunur elbisesinden ve kökleşmeye başlar sevdaları… O sert mizacını bir kenara bırakarak, tohumun ipek saçlarına teslim olur, yollar açar damarları arasından, okşayarak… Salınarak yürür kökleri tohumun saçak saçak…
Bu aşkın meyvesi olacaktır elbet bir filizle. Yavaş yavaş boy vermeğe başlayarak sevgiyle…
Sonra büyür, büyür… Büyüdükçe güzelleşir bu aşkın meyvesi, güzelleştikçe gelişir. Artık O’nun sevdalanma mevsimidir, çünkü bahar gelmiştir. Sonbaharda başlayan aşk hikayesi, baharla olgunluğa ermiştir…
Çeşit çeşit böcekler, kelebekler aşık olurlar bu nazlı güzele, o da aralarından birini seçecektir. Ve artık O da onlarca meyve verecektir… Bir gün gelip kendisini, sevdasına feda edecektir. Tıpkı annesi gibi...

Bu bir tohum ile toprağın macerasıydı, yani varlık aleminin en alt tabakasından iki misal. Basit bir varlık gözüyle gördüğümüz, çoğu kez ehemmiyet vermeden çiğneyip geçtiğimiz ama varolma sevdasını, sabırla işleyen. Ya biz, yaradılmışların en üst mertebesindeki, insaniyet makamı ile şereflenen varlıklar olarak neresinde duruyoruz bu hayatın vazgeçilmezi sabır mücadelesinde..?

Paylaş
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Sabır Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Sabır yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
SABIR yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Ali ÖZKANLI
Ali ÖZKANLI, @aliozkanli
14.11.2007 18:12:27
Bu aşkın meyvesi olacaktır elbet bir filizle. Yavaş yavaş boy vermeğe başlayarak sevgiyle…
Sonra büyür, büyür… Büyüdükçe güzelleşir bu aşkın meyvesi, güzelleştikçe gelişir. Artık O’nun sevdalanma mevsimidir, çünkü bahar gelmiştir. Sonbaharda başlayan aşk hikayesi, baharla olgunluğa ermiştir…

Yüreğinize sağlık. Selam, saygı ve sevgiler.
duruşah
duruşah, @durusah
8.11.2007 21:07:48
10 puan verdi
Eğer her zorluğun yanında bir kolaylık, her derdin bir dermanı,
her ıstırabın bir bilgeliği, her çekilen acının bir hasılatı,
her musibetin bir nasihati, her kederin bir bedeli olmasaydı
hayat yaşanmaya değer miydi?
Hepsinden öte sabır bu kadar değerli olur muydu?
Her rüzgarın bir ömrü, her Nemrud'un bir İbrahim'i, her Firavun'un bir Musa'sı,
her kışın bir yazı, her gecenin bir sabahı, her derdin bir dermanı olduğunu unutmamaktır.
Sözün özü, sabır direniştir. Kur'an "Allah sabredenleri sever" derken
işte bunu demiş olur: Allah direnenleri sever.
Yine Kur'an "Ey iman edenler! Sabredin" derken bunu demiş olur.
Yani: Ey iman edenler! Direnin canımcığım AllAh yar ve yardımcın olsun seni çok seviyorum.

© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.