- 1538 Okunma
- 15 Yorum
- 0 Beğeni
NEDEN AĞLIYORUM Kİ?
Akşam, iyice yerleşti şehrimin kubbesine. Denizi görmek umuduyla bakıyorum camdan, göremiyorum. Kalın bir perde inmiş gibi görmeye alışık olduğum görüntünün üzerine. Sis mi, bacalardan çıkan duman mı? Bilemedim.
Gözlerimdeki ağırlık ne? Kirpiklerimin ucunda takılı kalmış bir şeyler var gibi.
Ağlıyorum!
Nereden çıktı ki bu ağlamak şimdi?
Seni hatırladım desem; unutmadım ki hatırlayayım.
Seni düşündüm desem; düşünmeden geçen bir anım bile yok ki.
Hani dün de gitmedin.
Sahi ne kadar oldu sen gideli?
Üç ay...
Çok olmamış.
Gelişinin üstünden geçen altı yılın yanında, üç ayın lafı mı olur?
…/…
İlk geldiğin günü hatırladım, şimdi. Nasıl çıkmazlar içindeydim. Bataklığa saplanmış, çırpınıp duruyordum. Kurtulmak için sağa, sola uzanan ellerim, değivermişti ellerine. Sıkıca yakalamış ve çıkartıvermiştin beni, o bataklıktan.
Ne kadar tedirgin yaklaşmıştım sana, hatırladın mı? Ne kadar ürkektim, o günlerde. Sevgiye, insanlara, sözlere, duygulara inancımı yitirmiştim.
İnanılmazdı sabrın. “Anlat” demiştin. Anlatıvermiştim, bir çırpıda. Bıkmadan dinlemiştin, beni.
Hiç dokunmamıştın, yüreğimin yaralara ayrılmış kısmına. Kalan küçücük yere sığdırıvermiştin, kocaman sevgini.
Ne zaman aşık olmuştum sana? Uyandığım bir sabah, gezdirirken düşüncelerimi aklımın dehlizlerinde, o cümle dökülüvermişti dudaklarımdan: “Ben, aşığım.”
Nasıl korkmuştum, anlatamam. “Yine mi ya? Yine mi?” Diye sızlanmıştım, duvardaki küçük sineğe. Sinek bile korkarak süzülmüştü, ince çatlaktan içeriye.
Altı yıl.
Sanki hep vardın, hayatımda. Seninle doğmuş, seninle büyümüş gibiydim.
Ya sonra?
Onca kırgınlık, kızgınlık.
Nice “Hoşça kal “ ve “ Merhaba”.
Koskoca altı yılın sonunda, geldiğimiz noktada, farklı şeylere “ Sevgi “ demeye başlamıştık.
Anlayamıyorduk, birbirimizi. Dinlemiyorduk galiba?
Gereksiz yere hırpalıyor, hırpalanıyorduk.
“Son” yazısını ikimiz de görüyorduk ama kelimelendiremiyorduk.
“ Yarimsin “ demiştik, birbirimize. Ama en derin, en çıkışsız yar’a atlıyor gibiydik, birlikte.
Bir gece, seninle yattım.
Uyandığımda, gitmiştin.
Küçük bir kağıtta: “Sana yarimsin demiştim ya? Anladım ki aşk; uçurumdan düşmek gibi bir şeymiş. Sanırım bu yüzden sevgiliye " yar " deniyor... Ne seni düşürmek, ne de kendim düşmek istemiyorum. Hoşça kal. “ yazıyordu, el yazınla.
“ Merhaba “sı olmayan / olmayacak son “ Hoşça kal.”
…/…
Kirpiğimin ucundaki damla, usulca süzüldü yanağıma. İncecik bir iz bırakıp, çeneme doğru aktı ve kayboldu, sol göğsümün kıyısında.
Senden geriye kalan buydu: Minik bir damla.
Ve
Yanağımdan daha derin bir yerde, yüreğimin yaralara ayrılmış bölümünde, sana ait bir köşe…
Eser Akpınar
22.02.2011
İzmir
Not: “ Aşk, uçurumdan düşmek gibi bir şey, işte bu yüzden sevgiliye “yar” denir. “ Söz, Mevlana’ya ait.
YORUMLAR
Bütünü ile sadeliği içinde barındıran aşk ın tertemiz hali yansıyan satırlar...aşk yar dan düşmeyi göze almak derinliğini yaşama cesaretidir... sevgilerimle...Mevla nanın sözlerinin derinnliğini yansıttığın için tşkler...
Eser Akpınar
Sevgiler, selamlar.
Eser Akpınar
Teşekkür ediyorum İnci Hanım. Sevgiler, selamlar.
Eser Akpınar
Teşekkür ediyorum Eda Hanım. Sevgiler, selamlar.
Eser Akpınar
tam umudunuzu yitirdiğiniz bir anda bir bakarsınız ki bir el uzanır
bir çift göz gülümser,şaşırısınız.
sonra; bakarsınız ki yıllardır tanıyor gibisiniz.Onda var olan hasletler sizin yıllarca aradıklarınızdır.
uçurumdan düşerken avuçlarınıza takılan bir dal bir çöp de kalmamıştır teslim olmuşsunuzdur bir düşüşe...
ve geldikleri gibi gideceklerini hesap edemediğimizdendir ki
içimizde kalan tortularla yaşamaya başlarız...
acı olsa da uçurumdan düşmek ve o düşüşün yıllarca izini yaşamak yinede güzeldir...
güzel bir yazıydı.psikolojik bir hesaplaşma gibi...bende hatıraları yad etmiş oldum
sevgiler saygılar
Eser Akpınar
Teşekkür ediyorum Secaattin Bey. Saygılar, selamlar.
Harika... Çok başarılı yine her zamanki gibi. Aşkı anlatabilmek, onu ifade edebilmek çok zordur hele ki yazıda. Sevgilkerimle tebrik ediyorum canım.
Eser Akpınar
Sevgilerimle.
Eser Akpınar
Sevgiler, güzel yüreğine.
yaşarsan yazarsın.....yaşarsan duyarsın....yaşarsan ağlarsın....yaşarsan ağlatırsın...işte kadife uçlu kalemden....bir yaşanmışlığın.....hüzünlü...satırları....saygılar......
Eser Akpınar
Saygılar, selamlar.
Duygular ılık ılık serilmiş satırlara, içten gelen hıçkırık gibi, çok güzeldi arkadaşım tebrikler, selamlar.
Eser Akpınar
Eser Akpınar
Anlatım mükemmeldi. Çok etkilendim. Bir de sayfa, içerikle o kadar örtüşüyor ki. Hem resim hem de sayfa zeminindeki seçiminiz hüznü daha okumadan bile hissettiriyordu.Tebrikler. Sevgilerimle...
Eser Akpınar
Teşekkür ediyorum Aysel Hanım. Sevgiler, selamlar.
Aşkı çeken bilir. Bu yazıyı ancak aşık olan anlar...
Valla benim çok hoşuma gitti. Aşkta hüzün olmalı,acı olmalı,hasretlik olmalı...Bu yazıda da hepsi var maaşallah!...
Selamlar,Eser hanım.
(aşk öyküsü ne oldu bu arada:))) Unutma ha.
Eser Akpınar
Teşekkür ediyorum. Selamlar.
Yanağımın seni sana susturan vadisinde bir zerreyi istila etti usum...
Sonrası yazım yazım yürümek kelimeler ülkesine...
Tebrikler...
Eser Akpınar
Eser Akpınar
Sevgiler, selamlar.
Ne güzel bir aşk yazısı bu.... Benim aşk yazıları için şöyle bir inancım var...Eğer bir yazı çok güzelse ve de aşk üzerine ise mutlaka gerçektir...
Çünkü; kurgusu en zor olan ve hatta imkansız olan yazılar aşk yazılarıdır...
Tebrikler Eser hanım...
Eser Akpınar
Mevlana'nın sözü çok hoşuma gitti ve o söz üzerine kurguladım bu yazıyı.
Tekrar teşekkür ediyorum. Saygılar, selamlar.